Ali Budak- Sarmalık kıyılmış tütünlerin yasadışı ticaretindeki büyümenin temel sebebinin açık artırmalı satış sisteminin yasada yer alması olmadığını söyleyen Tütün Eksperleri Derneği İzmir Şube Başkanı Servet Yaprak, '2010 yılından itibaren tütün mamullerine uygulanan vergilerin yüzde 80'i geçmesinden sonra yükselen sigara fiyatlarından dolayı, tiryakilerin düşük maliyetli sarmalık kıyılmış tütüne olan talebindeki artış olduğunun altını çizmek gerekir. Bunun yanı sıra 2009 yılından sonra TEKEL'in yaprak tütün alımlarını sona erdirmesi ile beraber işsiz kalan on binlerce tütün üreticisi, alternatif ürünlere yönelemedikleri için bu piyasaya yeniden tütün üretmeye başlamasıdır. Bunları gözden kaçırıp, direk yasaklamayla çözüm bulamayız' ifadelerini kullandı. Yaprak, bunun yanı sıra üreticinin sorunlarının çözülmesi için bakanlığa gerekli girişimleri yaptıklarını da söyledi.


Açık arttırma sistemi muhafaza edilmeli


Kanunda bulunan ancak bugüne kadar uygulanamamış olan Açık Artırmalı Satış Sistemi'nin sarmalık kıyılmış tütün ticaretine kaynak oluşturduğu gerekçesi ile kaldırılmasının yanlış olduğunu söyleyen Tütün Eksperleri Derneği İzmir Şube Başkanı Servet Yaprak, 'Alternatif bir alım satım yöntemi olarak sektörümüzün ve çiftçimizin elinde bir sigorta olan Açık artırma sistemi muhafaza edilmeli, tütün üreticisi alım satımda tek model olarak sözleşmeli üretime mecbur bırakılmamalı. Sarmalık kıyılmış tütünlerin yasadışı ticaretindeki büyümenin temel sebebinin açık artırmalı satış sisteminin yasada yer alması değildir. 2010 yılından itibaren tütün mamullerine uygulanan vergilerin yüzde 80'i geçmesinden sonra yükselen sigara fiyatlarından dolayı, tiryakilerin düşük maliyetli sarmalık kıyılmış tütüne olan talebindeki artış olduğunun altını çizmek gerekir. Bunun yanı sıra 2009 yılından sonra TEKEL'in yaprak tütün alımlarını sona erdirmesi ile beraber işsiz kalan on binlerce tütün üreticisi, alternatif ürünlere yönelemedikleri için bu piyasaya yeniden tütün üretmeye başlamasıdır' ifadelerini kullandı.
 

'Vergisi aşağıya çekilip, yasallaşsın'


'2010'dan sonra sigara vergilerindeki artış hem kaçak sigarada hem de sarmalık tütünde artışa neden oldu' diyen Yaprak, sözlerini şöyle sürdürdü: Kaçak sigarada 2013 yılına kadar büyük bir artış oldu. Sonrasında ise sarmalık kıyılmış tütünde oldu. 2014 yılından sonra ise TAPDK macaron dediğimiz boş sigara tütününü yasallaştırdı. Bu zaten yasal olarak yetiştiriliyordu. Ancak vergiler çok yüksek olduğu için büyüyemiyordu. Macaron düzenlemesiyle serbest satış başladı. Sonra da merdiven altı satışlar başladı. Buralarda kaynağı belli olmayan tütün satılmaya başlandı. Sarmalık tütünümüzle ilişkisi olmayan yeni bir alan oluştu.  Bu hızla da büyüdü. Geldiği nokta itibariyle de devlet müdahalede bulunmak istiyor. Ama bu direk yasaklayarak olmamalı. Vatandaşa alternatif sunmalıyız. Ülkemizde sarmalık kıyılmış tütün üretiliyor ve tüketiliyor. Bunun vergisini puroda alınan yüzde 40 seviyelerine çekersek ya da Avrupa gibi yüzde 30'larda tutarsak bunun denetimini de sağlayabiliriz. Bu sayede üretimi de teşvik etmiş oluruz. Vergisi verildikçe de merdiven altına gitmeden bütün işlemler yasallaşır.
 

Rağbetin nedenleri ortadan kaldırılmalı


Yapılan değişiklikle, sözleşmeye bağlı yükümlülüklerini yerine getirilmediğinin tespiti halinde üreticiye 3 bin liradan 30 bin liraya kadar para cezası verilmesi düzenlendiğini belirten Yaprak, 'Tütününü teslim etmeyen üreticiye karşı zaten mevcut sözleşme tüccara tazminat hakkı veriyorken, tüccarın tütün arzını garanti altına alan bir hüküm tanımlandığı anlaşılıyor. Kanuna tütün üreticilerinin tüccar ile pazarlık etmelerini sağlayacak örgütlenmelerine yönelik tedbirlerin de tanımlaması gerekiyor. Açık artırmalı satış sisteminin kaldırılmasıyla, herhangi bir tütün tüccarı ile sözleşmesi olmayanların yaprak tütün üretemeyeceği anlaşılmakta olup, yasal düzenlemelere aykırı olarak tütün üretenlere 5 bin liradan 20 bin liraya kadar para cezası getiriliyor. İlave olarak, yasal düzenlemelere aykırı olarak tütün alan, satan, satışa arz eden, nakleden veya bulunduranlara üç yıldan altı yıla kadar hapis cezası ve kendi tüketimi için olan 50 kilogramdan fazla bulunduranlara ise 5 bin liradan 50 bin liraya kadar para cezası getiriliyor' diye konuştu.


Verginin aşağı çekilmesi gerekiyor


Yasanın bu haliyle geçmesi durumunda, yeni üretilmiş olan 2017 yılı mahsulü en az 20 milyon kilogram olarak tahmin edilen tütünün ne olacağının çok önem taşıdığını söyleyen Yaprak, şöyle devam etti: Bu tütünlere sahip tütün üreticileri otomatik olarak hapis ve para cezası ile karşılaşacak. Tütünlere el konulduğunda da aileleriyle beraber yüz binlerce insan geçim sıkıntısı yaşayacak. Mevcut kayıtdışı tütün stokunun ne yapılacağına ve tütün üreticilerinin nasıl geçineceklerine ilişkin bir dizi planlamanın acilen yapılması ve uygulanması gerekiyor. Sarmalık kıyılmış tütün mamullerine sigaralarla aynı oranda yüzde 84 olarak uygulanan verginin, AB ülkelerinde uygulanan yüzde 30-35 civarındaki seviyelere çekilmesi gerekiyor. Sarmalık kıyılmış tütüne uygulanan vergi, sigaraya uygulanan vergi oranı ile aynı olduğu için bir fiyat ve kullanım avantajı oluşmuyor. Bu nedenle de sarmalık kıyılmış tütün mamulü kullanılmadığı için de yasal piyasa büyüyemedi.
 

'Yasayla elektronik sigaraların önü açılıyor'


Sürecin sağlık boyutuyla ilgili devletin ortaya koyduğu bütün süreçleri desteklediklerini ancak yasanın ilgili maddesine yapılan bir ekleme ile "... diğer tütün mamulleri kategorisine girmeyen yeni tütün mamulleri" kavramının tanımlandığını ifade eden Yaprak, 'Yasaya eklenen bu madde ile ülkemizde Elektronik Sigara ve Elektrikle Isıtılan Tütün Ürünlerinin satışı serbest bırakıldı. Yani elektronik sigaraların önü açılmış oluyor. Ülkemizde toplum sağlığını sigaranın zararlarından korumayı amaçlayan tütün kontrolü uygulamaları başarıyla devam ederken, toplumumuz yeni bir tüketim yöntemi ile tanışıyor. Bu cihazların üretiminin henüz çok yeni olması ve insan sağlığı üzerindeki etkilerinin tam olarak bilinmemesi dikkatle değerlendirilmesi gereken bir husustur. Bu yeni ürünlerin nasıl vergilendirileceği ise belli değil. Dünyada çok yeni olan bu ürün piyasaya sunulacak. Sigarayı bıraktırdığı söyleniyor ama başka etkileri bilinmiyor' dedi.
 

E-sigaradaki tehlike aroması


Elektronik sigara (e-sigara) konusunda Türkiye'de yapılan bilimsel araştırmaların ilklerinden biri olan ve Ege Üniversitesi Madde Bağımlılığı, Toksikoloji ve İlaç Bilimleri Enstitüsü Müdür Yardımcısı ve Madde Bağımlılığı Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Görkem Yararbaş'ın yürütücülüğünde iki yıl süren TÜBİTAK destekli araştırmayla e-sigaralarda kullanılan aromaların olası bir kanserleşme süreciyle ilişkili olabileceği ortaya kondu. Yararbaş, 'Araştırma sonucunda e-sigaraların nikotin tüketimi dışında da zararları olduğunu gördük. İnternet üzerinden satın alınabilecek yüzlerce çeşit aroma bulunuyor. Bunların hepsi farklı kimyasal içeriklere sahip. Kendilerinin kimyasal olarak zararlı olmalarının yanı sıra e-sigaraların buhar üretme mantığına bağlı olarak ısıtılma sonucu içeriklerinde birtakım değişiklikler oluyor. Daha zararlı ve daha öngörülemez bileşikler haline dönüşebiliyorlar' dedi. Araştırmada, Türkiye'de, internetten temin edilebilen 11 farklı e-sigara aromasının sağlıklı karaciğer ve solunum yolu hücreleri üzerindeki etkileri tespit edildi.


E-sigara pazarı 17 kat büyüyecek


Türkiye'de ruhsatsız olarak her yerde satışı söz konusu olan e-sigara pazarının dünyada 2030 yılına kadar 17 kat büyüyeceğinin öngörüldüğü bilgisini aktaran Yararbaş, şöyle devam etti: Firmalar tarafından 2 ayda bir yeni model piyasaya sürülüyor. Bu da ruhsatlandırma için standardizasyonu zorlaştırıyor. E-sigara sıvılarının içilmesi halinde, bir çocuğu ciddi şekilde zehirleyecek oranda nikotin içerdiğini belirten Yararbaş, 'İngiltere, e-sigaranın yoğun olarak kullanıldığı ülkelerin başında geliyor ve araştırmalar gösteriyor ki e-sigara sıvılarının içilmesi nedeni ile çocuk zehirlenmeleri ciddi oranda artmış durumda. Tütün ve tütün mamullerinin 18 yaş altı ergen ve çocuklara satılmaması koşunda ciddi bir mesafe kaydedildi ancak e-sigaraların ruhsatsız şekilde her yerde satılıyor olması, yeni bir tehlike yaratmış durumda' dedi.

Neden e-sigara kullanıyorlar?

E-sigara kullanımını artıran önemli sebeplerden birinin, buhar ile etkileşime giren aroma ve nikotin içeriğinin kullanıcı tarafından hazırlanıyor olması olduğunu ifade eden Yararbaş, sözlerini şöyle tamamladı: Bu yolla tüketiciye kontrolün kendisinde olduğu yanılsaması yaşatılıyor. Dünyada sigarayı bırakma metodu olarak üretilip yaşam tarzı olarak pazarlanan e-sigara, milyonlarca insan tarafından kullanılıyor. Bunun neden tercih edildiğini saptamamız e-sigara kullanımının meydana getirdiği zararları topluma aktarmada yardımcı olacağına inanıyoruz.