Bugün Dünya Kadınlar Günü. Bugün röportaj sayfalarına en çok yakışacak isimler arasında Betül Elmasoğlu'nun büyük bir galibiyeti vardı gözümde. Samimi, içten, temkinli ancak sıcak. İş hayatında, sosyal hayatında durmak bilmeyen bir maraton koşucusu. Her ne kadar o, kızına karşı bir eksiklik hissetse de harfi harfine izinden yürüyen kızıyla örnek bir anne. Kahkahaları çok tatlı, güleryüzü çok güzel. Enerjisini mekan ve kültür değişikliğinden alıyor, insani ilişkilerini seviyor oluşu, onu her gün daha çok güçlenen bir lidere dönüştürüyor. Betül Elmasoğlu'nun röportajında özlem, duygusallık, kahkaha ve en önemlisi hep bir samimiyet hissedeceksiniz. Pek çok kadına ilham vereceğini düşündüğüm tatlı bir yolculuk için buyurun efendim Betül Elmasoğlu sizlerle.

İki sivil toplum kuruluşunda birden başkanlık yapıyorsunuz. Ege İş Kadınları Derneği (EGİKAD) ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) İzmir Kadın Girişimciler Kurulu Başkanlığı. İki kuruluşta başkan oluşunuz size ne hissettiriyor?

Ben 2000 yılından beri hem iş hayatında hem sivil toplum kuruluşlarında aktif çalışıyorum. 2004 yılındaki Ege Genç İş Adamları Derneği' nde yönetim kurulu üyesi seçilmemle başladı her şey. O dönemde orada tek kadın Yönetim Kurulu üyesiydim. İş Adamları Ve İş kadınlarının olduğu bir sivil toplum kuruluşu. Orada iki buçuk yıl bir fiil çok aktif çalıştık. Sonra kendimi, arka arkaya her sene, bir sivil toplum kuruluşunda ya başkan ya yönetim kurulu üyesi olarak gördüm. İş hayatının yanı sıra dernek çalışmalarım hep devam etti.

EGİKAD' da, Türkiye Odalar Borsalar Birliği İl Kadın Girişimciler Kurulu' nda üyeydim. Daha sonra seçimler olduğunda her odada bir mücadele oldu. Ticaret Odasından 12 kadın işveren, yönetici kadın aday oldu. Biz üç kişi seçildik. Odadaki meclis sayısına göre seçilebiliyorsun. Ege Bölgesi Sanayi Odası' ndan da iki kişi seçildi .İzmir Ticaret Borsası' ndan 4 Kişi seçildi. Diğer Ticaret Odalarından da 1er Arkadaşımız Kurula seçildi. Kurul Üyeleri arasında tekrar yapılan Başkanlık seçimi sonucunda da biz iki kişi aynı oyu aldık. Aynı oyu alınca , İzmir Ticaret Borsası Koordinatör Odası başkanımız Sn. Işınsu Kestelli, "Bize bir formül bulalım" dedi. Tekrar bir seçim yapmak yerine çok mantıklı bir öneride bulundu. Kestelli'nin önerisiyle, iki yıllık bir dönem için biz birer yıl yapalım ve herkese de örnek olalım istedik. Onun için Ticaret Borsası 'ndan seçilen Arkadaşım ilk yıl başkanlık görevini üstlendi. Bir yıl o yaptı, dönem bittiğinde o da görevi bana devretti. Bu arada da Ege İş Kadınları Derneği' nin de 21 Ocak' ta genel kurul tarihi gelmişti. Daha önceki başkanımız sayın Işın Yılmaz da Ege Bölgesi Sanayi Odası' nda meclis başkan yardımcılığına seçilmişti. Genel kurulu yapmamız gerekiyordu. Arkadaşlar da sağ olsunlar benim olmam konusunda ısrar edince bende yönetim kurulumu oluşturdum ve hiç akılda yokken iki başkanlık aynı anda devreye girdi. Nasipmiş. İnsan planlı yapmak istiyor ama bu isteğe bağlı olmuyor.
 
Mekan ve kültür değişikliği bana enerji veriyor
 
Hayatta daha çok hırpalanmamış genç neslin bile sizin kadar yüksek enerjisi yok. Dernekler de çok aktifsiniz. İş hayatında da öyle. Her iki cephede de projeler oluşturuyorsunuz. Bunu nasıl başarıyorsunuz. Enerji için spor mu yapıyorsunuz?


Ben insan ilişkilerini çok seviyorum. Hizmet sektöründeyiz, işimizle ilgili olarak insanlarla ilişki çok önemli. Ben bunu çok seviyorum ve herhalde iyi yapıyorum ki bu işleri götürebiliyorum. İnsanlar birbirinden çok farklı. Onları bir arada tutabilmek, denge sağlayabilmek ve kırıcı olmamak kolay değil. Neticede hepimiz derneklerde gönüllü çalışıyoruz ve derneklerde çalışmak hakikaten çok özveri istiyor. Tamamen bir demokrasi söz konusu. Gönüllü çalışan bir ordu var ve onları birşeyler yapmaya motive ediyorsunuz. Bu konuda yeteneğim olduğunu düşünüyorum. Sabırlı olmak gerekiyor. ('Bana sabır konusunda ders verir misiniz?' diye sorduğumda kahkaha atıyor ve bu konuda bana ders vereceği sözünü de alıyorum.) Hayatın cilveleri geçmişte yaşadığım olaylar hep sabrederek geldim bu yaşlara. O yüzden sanırım bu konuda yeteneğim var. Spora bu koşuşturmada zaman ayırmam mümkün değil. Ancak yürüyüş yapmayı çok seviyorum. Doğaya çıkmayı, şehir dışında, deniz kenarında nefes almayı çok seviyorum. Denizsiz bir yaşamı düşünemiyorum. Yurt dışı seyahatlerini kısa da olsa yapmak benim ruhumu yeniliyor. 3 gün 4 gün bile olsa farklı bir yer görmek beni çok mutlu ediyor. Şehir ve kültür değişikliği bana enerji veriyor.
 
Yönetimlerde kadın sayısı arttıkça bakış değişir ve gelişir
 
Belediye başkanlığı seçimlerine çok az kaldı. Ancak yine kadın sayısı çok az. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?


En son genel seçimde bu sayı yine de arttı. 550 milletvekilinden 78' i kadın. Ancak Avrupa Birliği ülkelerine oranla çok az, çok yetersiz. Tabii ki nüfusumuzun yarısı kadın. Oranlama yaptığımızda bu sayının artması gerekiyor. Ayrıca yerel yönetimlerde belediye seçimlerinde de Aydın Belediye Başkanımız Özlem Hanım işi çok iyi götürüyor ve bu insana gurur veriyor. Kadın valimiz hiç yok. Lale Aytaman vardı çok iyi hatırlıyorum, kadın vali olarak başka yok. Bu yerel yönetimlerde olsun belediyelerde mecliste olsun kadın sayısı artmalı. O zaman bakış açısı da değişir. Çünkü kadınlarımız iş hayatında da aile ortamında da yeterli desteği bulamıyorlar. Biz çalışma hayatında olan kadınlar olarak çok şanslıyız. Özellikle İzmir ankara İstanbul gibi şehirlerde yaşayan ve eğitim imkanına sahip olan kadınlar çok daha şanslılar. Bizim gibi olmayan çok kadınımız var. O yüzden onların da şikayetlerini dertlerini bilip de ona göre hareket edecek kadın sayısı mecliste olursa, bizler için de çok avantajlı olacak ve gelişmiş ülkeler seviyesine de erişmiş olacağız.
 
İzmirli tanımı yapar mısınız?

İzmir tamamen yüzünü batıya dönmüş çok aydın bir şehir. Eğitim seviyesi yüksek bir şehir. İhracatta da liman kenti olması açısından çok önemli bir şehir. İzmir ne şehri dediğimizde İzmir in pek çok yönü akla geliyor. Üniversiteleriyle serbest bölgeleriyle kültür sanat etkinlikleriyle aydın ve özgür bir kent. Çalışmayı kendilerine misyon edinmiş kendi ayakları üzerinde duran kadınlarıyla özgün ve çözülmesi de zor bir kent.
 
Siz üç kardeşsiniz ve üçünüz de çok aktifsiniz. Kız kardeşiniz de İzmir Devlet Opera ve Balesi nde başarılı bir müdür. Babanıza olan hayranlığınızı da biliyoruz. Zannediyorum ki babanızın üç lider ruhlu, dalında öncü çocuklarda katkısı büyük olmalı. Bu liderlik ruhunu size babanız nasıl aşıladı?


Çok doğru söylüyorsunuz (Sesindeki duygusallığı ve özlemi o kadar net hissediyorsunuz ki, bu soruya cevap vermeye başladığı an sesindeki titreme tüm odaya bir Parfüm gibi yayılıyor.) babam 'Hiçbir zaman bana güvenmeyin ben tahtınızı yaparım ama bahtınızı yapamam' derdi. Yarın öbür gün özellikle kız çocuklarının ne olacağının bilinmediğini söylerdi. 'Bugün evlenirsin yarın yürümez ayrılırsın, sonra ne yapacağını bilemezsin sudan çıkmış balık gibi şaşırırsın' derdi. Onun için öncelikle elinizde bir mesleğiniz, diplomanız olsun diye motive etti. Hatta hatırlıyorum, kendisi yoksulluktan geldiği herşeyi yoktan var ettiği için lisan eksikliğini her zaman hissederdi. O yüzden bizi erkek kardeşimle birlikte Amerika' ya gönderdi. Kendisinde gördüğü eksiklikleri çocuklarında tamamlamak için gayret ederdi. Ve derdi 'Kız çocukları her zaman kendine güvenmeli, kendi hayatlarınızı kazanmaya dikkat edin'. Biz üç kardeş arasında ister istemez bir rekabet vardı. Okullarda derece almak için hep uğraşırdık. Kız kardeşimi de annem yönlendirdi. Annem de konservatuar mezunu ve İstanbul radyosu sanatçısı olduğu için onun da müziğe karşı çok ilgisi vardı. Aytül' de de bunu keşfettiği için onun elinden tuttu. Annem de bu bakımdan Aytül' e çok katkısı olduğunu düşünüyorum. Babam da erkek kardeşim ve benim işletme okuyarak ona destek olmamızı istiyordu. Yarın öbür gün bir aile şirketi de olursa kendisi bir gümrük komisyoncusu ve futbolcu olarak hayata başlamış. O yüzden kardeşimin de kendisi gibi gümrük mevzuatını iyi bilmesi için çok uğraştı. Ona çok emek verdi, onu yetiştirdi. Amerika' ya gönderdikten sonra döndüğümüzde ona yardımcı olmamızı istedi. Erkek kardeşim Amerika' da Bilgisayar Mühendisliğini bitirdi. Bende Ege Üniversitesi' nde işletme bitirmiştim, pazarlama mastırı için erkek kardeşimle birlikte Amerika' ya gittim. Kardeşimle aynı evde kaldık. Kız çocuğu olunca aklı kalıyordu, ama erkek kardeşimin yanımda olması ona güven veriyordu. Kendi de çok azimli biriydi. Hastalandı kalp rahatsızlığı vardı ve son dakikaya kadar işinin başındaydı. Bu çok takdir ettiğim bir şeydir. Hayatının son günlerinde de oksijen tüpleriyle işinin başında durdu. 62 yaşında çok genç kaybettik babamızı. Ona doyamadık. Torunları da ona doysun çok isterdik.
 
Kızıma kalabalık bir aile ortamı sunmayı çok isterdim

 
Kızınız sizinle çalışıyor mu?

Hayır. O Bilkent' ten sonra Edinburg Üniversitesi' ni bitirdi. O da benim gibi işletme ve pazarlama üzerine eğitim aldı (Gülüyor, hatta kahkalar atıyor Betül Hanım. Kızının kendisinin yolunu seçmiş olması belli ki çok hoşuna gidiyor) Ben diyordum ki başka bir şey okusun. Kzımla çok iyi anlaşırız o hep bana Betül der. Anne demez. Çok iyi bir arkadaşım hatta bir röportajımda seneler evvel benim hayat arkadaşım o demiştim. (Kahkaha atıyor) onunla çok şey paylaşıyoruz. Çok olgundur. Biz babasıyla o 10 yaşındayken ayrıldık. Ben ona kendi ailemdeki gibi kalabalık bir aile ortamını yaşatamadım. Biz üç kardeştik. Anne baba birbirine çok aşık bir evin içinde yetiştik. Anne ve babam çok iyi anlaşıyordu. Benim büyüdüğüm gibi bir ailede büyüsün isterdim. Onun üzüntüsünü hep yaşadım. Ona bu aile ortamını sunamadığım, ona bir kardeş veremediğim için çok üzüldüm, içimde uhde kaldı. Ama o çok olgundur, hep benimle birlikte bana arkadaş oldu. Birlikte gezmeyi, sinemaya gitmeyi çok severiz. Beni örnek alıyor. Ben onun olgunluğuyla zaman zaman ondan fikir alırım. Şimdi ki gençler çok daha donanımlı ve ileri görüşlü. Bugünün gençlerini çok takdir ediyorum. Pazarlama satış uzmanı olarak iki yıldır çalışıyor. Bende ilk Yaşar Holding' te çalışmıştım, o da orada çalışıyor , tesadüf ya benim yolumdan gidiyor.