'Çocuklar her türlü ihmal ve istismardan korunmalı, Onlar her koşulda yetişkinlerden daha özel ele alınmalıdır'
Mustafa Kemal ATATÜRK

Oysa günümüzde en güvendikleri aile ocağında bile istismara maruz kalıyorlar. Okullarda da durum berbat! Aile ocağından sonra ikinci güvenecekleri yer çocukların. Son zamanlarda ardı arkası kesilmeyen haberler öyle olmadığını gösterdi.  Utanılası bir durum! Kendini bilmez aile yakınları derken, kendini bilmez öğretmenler girdi sıraya. Her kimse kim, istismar için erkek cinsiyette olmaları yeterli.
Dünya Sağlık Örgütü çocuk istismarını "çocuğun sağlığını, fiziksel ve psikososyal gelişimini olumsuz etkileyen, (bir yetişkin/ toplum/ devlet tarafından bilerek/ bilmeyerek), tüm davranışlar çocuğa kötü muameledir" diye tanımlar. Çocuk Hakları Sözleşmesine göre 18 yaşın altında her insan çocuk. Cinsel istismara maruz kalan çocukların (2-17yaş)  %70'inin küçük yaş grubunda (2-10yaş) olduğu, istismarcıların %96'sının erkek, %80'inin çocuğun tanıdığı birisi olduğu belirtilmekte. 
O henüz çocuk. Yaşı kadar küçük sanır tanımaya çalıştığı dünyayı. Yararlanan da bundan yararlanıyor zaten.
Masumiyetinden yararlanarak sızıyor çocukların dünyasına. Kanması kolay, unutması zor izler bırakarak uzaklaşıyorlar, yine yeniden bir başka çocuğun dünyasını yok etmek üzere. Oysa ne kadar da büyüktür kendi dünyaları çocukların. Önce güven, sonra sevgi üzerine kurulu. Bunlar yerli yerindeyse tutamazsınız çocukları. Öyle bir gelecek kurgularlar ki hayallerine sığınıp, ana, baba ve öğretmene kalan dinleyip, anlamak gerektiğinde destek olup, yön vermektir sadece. İstismar ederek küstürmek, geleceği yaşayan ölülere teslim etmekse ruh sağlığı bozuk insanların harcı!

Ruh sağlığı dingin insanlar ana, baba olmalı. Aksi durumda çocuk sahibi olmaları engellenmeli. Evlat edindirme işlemlerinde kılı kırk yaran yasalar, çocuk yapmayı planlayanlar için de geçerli olmalı. İstismar uzaktan gelmiyor. Öz ya da üvey, genelde çocuğun tanıdığı birileri. Öğretmen, hekim, hemşire, ebe, avukat vesaire, meslekler de ruh sağlığı dingin insanlar tarafından icra edilmeli. İnsanla bire bir temas gerektiren meslekler bunlar. Değilse okulda, hastanede, ofiste vesaire bu istismarların sonu gelmez çünkü. Çocuklar sustu. Utandı söyleyemedi. Çekindi söyleyemedi. Susmadı aslında susturuldu. Korkutularak susturuldu. İç organları duydu sesini. Donuk bakışları ifade etti güvensizliğini. Büyüdü genç oldu, derken genç erişkin, erişkin, yaşlı, ta ki ölene dek. O bakışlar hiç değişmedi. İsyan etti istismar eden kadar ihmal edenlere de. Görüp görmezden, duyup duymazdan gelen, kısaca vurdumduymaz herkes sorumludur çocuğa istismardan. Suça iştiraktir hukuki adı.  Bugünün sorunu değil bu. Örtbas edilmekten bugünü buldu. Böyle gelmiş, ancak böyle gitmemeli. Gider ise huzurlu yarınları olmayacaktır ülkemin. Geleceği şekillendirecek olan bugünün küçükleri, yarının büyükleri çocuklarımıza sahip çıkmanın vakti geldi de geçiyor. Çocuklar her türlü ihmal ve istismardan korunmalı, onlar her koşulda yetişkinlerden daha özel ele alınmalı.