90'lı yılların sonunda Türkiye'de internet kullanımı yavaş yavaş artmaya başlamıştı. 2005 yılında göreve başladığım hastanede hiçbir doktorun odasında internet olmaması ve hiçkimsenin bundan rahatsızlık duymamasını düşünürseniz, internet kullanım yaygınlığını hesaplayabilirsiniz. İşte bu yıllarda birçok alanda kurulan siteler emekleme aşamasında hatta bazı dev kurumlar internet sitesine sahip değilken at yarışları ile ilgilenen kişiler için internetin nelere kadir olabileceğini gösteren bir siteyle tanıştık:Beygir.com. 1999 yılında yayın hayatına başlayan site için geçen hafta yeni sahiplerince yeterli ticari kazanım sağlamadığı gerekçesiyle kapatılma kararı alındı. Yaklaşık 20 yıl boyunca birçok ödül alan site uzun süredir kaderini beklercesine yenilenme olmadan eski veri tabanı ile hala binlerce insana önemli bir bilgi bankasıydı. Bu sitenin ismini yeni duyanlar garipsese de, üyesi olan bizler de 20 yıl boyunca ismini dostlarımıza anlatmaya gayret ettik. Siteyi bilenler biliyordu, bir fenomendi.
Bir insan, neden kapanmış bir site için bir veda yazma ihtiyacı duysun ki? bir psikiyatri doktoru olarak inanın ben de bunu 2 haftadır kendime soruyorum. Hayatımda onlarca şey varken ve bu siteye alternatif olabilecek çok şey varken ve geçen yılllarda at yarışlarına ilgimin yok denecek kadar az olmasına rağmen bu hüzün neden diye düşünüyorum. Beygir.com ülkemizdeki nadir paralı üyelik talep eden sitelerden biriydi. Her ne kadar üye olduğum süre içinde site içinde kazandığım ödüllerle neredeyse sıfıra yakın bir ödeme yapmış olsam da, bu siteye ve site kurucularına saygım ödemede yaşadığım teknik bir sorunla başlamıştı. Hesabımdan 2 üyelik parası tahsil edildiğinde açıkçası internetin güvenilmezliği konusunda 90lı yıların şüpheciliği gerçeğe dönüşmüştü. Sorunu adam ilettiğimde beklemediğim bir gelişme oldu. Sitenin sahibi olduğunu ifade eden bilgisayar mühendisi bir adam çok nezaketli şekilde özür diliyor, durumu açıklamaya gayret ediyor ve para iadesini teklif ederken, özür amacıyla belli bir süre ücretsiz üyelik teklif ediyordu. Açıkçası o güne kadar değil, sanal ortamda, gerçek alışverişlerde bile hatayı üstlenen ve telafi etmeye gayret eden kişilerle denk gelmemiştim. Bu tarz beni oldukça etkilemişti ve site maceram başlamıştı.

İnsan kaybettiğinin ardından konuşmakta zorlanır ya, nedense bu yazıyı yazmak da bir o kadar zor benim için. Çünkü Site sadece bilgi bankası değil, birbirlerinin hiç yüzünü görmemiş ve hatta 18 yıl boyunca görmeyecek olsa da karşılıklı güvenin, dostluğun, işbirliğinin gerçekleşebildiği bir dostluk platformuydu. Sİtenin sahibi sadece Erdem Yurdanur ve Tarkan Onar değil, Okay Çekin, Ali Çekin, Murat Yasin Karlıdağ, Cenap Çekiç, Metin Aydın, Ufuk Çakır, Erhan İçener, Tugay Kutlu ve ismini şimdi yazarak yazıyı uzatmak istemediğim onlarca kişiydi. Bu site güven demekti, dostluk demekti, kardeşlik demekti. Gerçek hayatta bulamayacağınız dostlukları yaşadığınız ve hep yaşatacağınız bir semboldü.

Hep giden insanların ardından anma olur. Bugün bu sembol site ve insanlarını anmak istedim.