İnsanı insan yapan en önemli özelliklerinden birisi hayal kurabilmesidir. Hayalleri peşinde kararlı ve cesurca ilerleyen kişiler bunu özveri ile birleştirince hayatta başarılı olma şansını bulabiliyorlar. Benim gibi 70'li yıllarda doğanlar için en büyük hayal 2000 yılında nerede ne kimlikte olacağımızdı. Çok uzak görünen o yıldan bugüne neredeyse 14 yıl geçmiş. Bazı hedeflerimizi, hayallerimizi gerçekleştirip bazılarının hala peşinden koşuyoruz.

Biz Altaylılar için bir diğer milat ise 100. kuruluş yıldönümünün kutlanacağı 2014 yılıydı. Bugünkü adıyla Süper Lig olan dönemin 1. liginde orta sıralarda mücadele eden takımın taraftarı olarak hayalim hep 100. yılda Türkiye Ligi şampiyonluğu idi. Kulübün 90'lı yaşlarında yaşadığı haksızlıklar, şanssızlıklar kulübü 100. kuruluş yıl dönümünde 3. kategori ligde olmaya mecbur bıraktı. Son birkaç yılda hissettiğim; sportif başarıdan ümidimi yitirdiğim ve Altay isminin adına yakışır şekilde yaşamasının en büyük beklentim haline geldiğiydi.

Sezon başında bugün kulüp başkanımız olan Sayın Niyazi Konuşmaz; 'Altay'ın kurtuluş mücadelesini yapacağız' sloganı ile kulübü yönetmeye talip olduğunda bu mücadelede benim de emek vermemi istemişti. İster siyasi ister dernek seçimlerine giren adaylar genelde bol vaat vermeyi seçim başarısı için olmazsa olmaz kabul ederler. Seçime girdiğimiz güne kadar yönetim kurulu üye adaylarının hiçbirinin ağzından sportif başarı sözü çıkmamıştı. En büyük amaç Altay'ın marka değerini yükseltmekti. Sayın başkan üyelerden oy isterken, seçimin sadece 11 oy farkla kazanıldığını hatırlatmak isterim, şampiyonluk sözü vermiyordu. Ne zaman yönetim kurulumuzun seçimi kazandığı açıklandığında başkanımız kürsüde şampiyon olacağımızı haykırıyordu.

İtiraf etmeliyim ki; tanıştığımız kısa sürede son derece duygusal biri olduğunu gördüğüm başkanın o açıklamasını heyecanla ve duygusallıkla olduğunu düşünmüş ve endişelenmiştim. Aradan geçen zamanda başkan ve yönetim kurulumuzun bu hedef doğrultusunda kararlılık ve cesaretle mücadele etmesinden büyük mutluluk duyuyorum. Sportif başarı en önemli hedeflerden biri haline gelmişken, kulübün marka değerini yükseltmek yönünde yoğun çabalarımız mevcut. Ben de bugün başkanım gibi davranıp, vaatlerde bulunmak yerine; bu yolda attığımız adımların meyvelerini toplamak için sabırlarınızı dileyeceğim.
Bu arada kulübün daha fazla içine girince şunu da gördüm, Altay'ın kurtuluşunun sportif başarı olmadan gerçekleşmesi imkansız denecek kadar zor. Zaten bu 10 yılda kulüp ayakta kalabilmeyi başarabildiyse en büyük pay, hepimizden daha fazla özveri ile kulübün yaşaması için mücadele eden kulüp personelidir. Bir gün kulübümüz hayal ettiğimiz yerlere gelirse, o gün en fazla alkışlanması gereken kişiler yıllardır özveri ile Altay için çalışan perde arkasındaki kahramanlardır.

Duygusal insanların yoğun olduğu yönetim kurulunda Ümit Kayıhan gibi Türk futbolunda büyük ismi olan biri ile vedalaşmanın hem çok zor, hem de riskli ve cesur bir karar olduğunu düşünüyorum. Günü idare etme derdindeki bir anlayışın böylesi bir kararı almasının mümkün olmadığını takdir edersiniz. Ama o günkü yönetim kurulunda herkesin tek ortak paydası bu yıl şampiyonluk hedefi ve bu yolda ne yapılması gerekiyorsa, hangi risk alınması gerekiyorsa alınması yönündeydi. O gün yönetim kurulunda Ümit Hoca ile yollar ayrılırsa takımı hedefe kimin götürebileceği de tartışıldı. Geçmiş dönemlerde beraber çalıştığı tüm yöneticilerden tam güven alan bir isim çıktı ortaya. Günlerdir çeşitli platformlarda değerlendirilen Feyyaz Uçar. Yönettiği dönemde ilk 11'de 8 altyapı oyuncusunun yer alması, ahlaklı, disiplinli ve özverili çalışmasına beraber görev aldığı tüm eski yöneticilerin kefil olması şampiyonluktan başka sportif hedef koymayan yönetim kurulunda ortak bir karara dönüştü. Taraftar Derneğinde yıllarca görev almış Semih Çalışır; Altay kariyerinin neredeyse tamamını tribünde yapmış ben; anlatılanlardan ikna olduk ve bu takımı şampiyon yapabilecek isimlerin başında Feyyaz Uçar'ın geldiğine inandık.

Bugün İstanbul'da Feyyaz Hoca ile başkanımız yeniden görüşecek. Bu dönemde başka bir hoca ile görüşülmemesinin de kararlılığımızın göstergesi olduğunu düşünüyorum. Sizler bize ve başkana güvenerek Altay'ı yönetme görevini verdiniz. Yönetim kurulundaki bizler; bu konuda tecrübeli profesyonel şube yöneticilerimize güveniyoruz. Onlar da hedef için Feyyaz Uçar'a güveniyorlar. Şampiyonluk hayalini gerçekleştirmek kararlılık ve cesaret istiyor. Herkes gibi biz de biliyoruz ki, bu andan itibaren başarısızlığın tüm sorumluluğu bize ait olacaktır. Bu sebeple; başkanımızın Feyyaz Hoca ile anlaşmasını umuyorum. Altay'ı seven herkesin bu kararlılık ve cesarete başarı gelene kadar destek olmasını diliyorum. Aksi durumda zaten söz herkesin olacak ve hesap vermesi gereken biz olacağız.