Kaybedince daha çok seveceksin

Aramakmış oysa sevmek
Özlemekmiş oysa sevmek
Bulup bulup yitirmekmiş
Düşsel bir oyuncağı
            Hasan Hüseyin Korkmazgil

Türkiye liglerinin en çok şampiyonluk ve taraftar sahibi kulüplerinden Fenerbahçe, liglerin kuruluşundan beridir en kötü günlerini yaşıyor. Sezon başında Ali Koç'un Aziz Yıldırım saltanatına son vermesiyle büyük hayaller kuran Fenerbahçe taraftarı 18 takımlı ligde 17. sıraya demir atınca büyük bir hayal kırıklığına uğradı. Ömrü İzmir'de geçmiş, İstanbul'da statta hiç maç izlememiş Fenerbahçe taraftarı bir dostum 'Bizim kadar kahır çeken bir taraftar var mıdır?' diye sorduğunda şaka mı yapıyor diye gözlerinin içine baktım. Şaka olmadığını anladığımda dudaklarımdan şu sözler çıkabildi ancak. 'Bizim Altaylı taraftarların bir pankartı var: Kaybedince daha çok seveceksin'

İzmirli dostum İstanbullu olup Sarıyer ya da Karagümrük takımlarının peşinde ülkeyi karış karış gezen, ya da aynı şehirde soluk aldığı İzmir takımı tutan Altay, Buca, Karşıyaka çilekeşlerinin ne kahır çekebildiklerini sanırım hesaplayamıyor. Ya da bu azınlık taraftarlar gerçekten kaybettikçe daha çok seviyorlarsa, artık bu bir cefa olmaktan çıktığı için, sevdayı belki de başka bir yaşama tarzı haline geldiği için televizyondan takım tutan dostum haklı.

Aslında kulüpler de insanlar gibi. İyi günde dostları çoktur. İnsan düşmeye görsün derler, kulüpler için de bu böyledir. O sebeple ne olursa olsun takımını yalnız bırakmayan, onu sahiplendikçe özdeşimi yoğunlaşan taraftar takımının kaybetmesiyle sevgi ve bağlılığından bir şey yitirmez. Bir anlamda bir meydan okuma gibidir bu düşüş. Kocaeli'nde amatör küme maçında 20 bin seyirci, bu bağlılığın haykırışıdır. Ya da azalmış görünen Altay taraftarının iç sahada 2000 kişiye oynadığı maçın haftasında deplasmanda 1500 kişi olması, bu sahiplenmenin meydan okumasıdır. Artık bu takımlar için amatörde de olsa, sokak arasında da olsa ne taraftar sayısı ne de takıma bağlılık azalmaz. Artık onlar için sevmek, dar günde orada olmanın, bu sahiplenmeyi bir nevi kimlik haline getirmenin parçasıdır.

70-80'li yıllarda Trabzonspor'un başarısı Trabzonlu ya da Karadenizli olmayan birçok futbolseverin Trabzonsporlu olmasını sağlamıştı. Başarı taraftar kazandırır. Başakşehir ve onun gibi suni yaratılmış ekiplerin de başarıyla birlikte taraftar sayısı artabilir. Yeni Türkiye ve dünya düzeninde Türk futboluna tamamen hakim 3 İstanbul kulübünün bir süre başarıdan uzak kalma ve taraftar yitirme olasılığı yüksektir. Ama camiaları büyük yapan herşeye rağmen vazgeçmeyenlerdir. 3 İstanbul kulübünün de önümüzdeki 20-30 yılda büyük kalabilmesinin sırrı, zor günde onları daha çok sevecek taraftarlarının sayısı olacaktır.