Hükümet 64'üncü kez kuruldu. Beklentiler aynı. En önemlisi barış ve huzur içinde yaşamak, sağlıkla, afiyetle yaşlanmaktır elbet. Bizi bizden çok düşünenlerin olduğunu bilerek, hissederek yaşamak yani! Başka türlü ne huzur olur, ne sağlık ve afiyet. İnsanoğlu güvenmek ister. Sevgiden öte bir şeydir güven duygusu. Karşılıklı güven ise hepsinden önemli. Vatandaş devletine, devlet vatandaşına güvenebilmeli.
Güven zedeleyen düşünce ve girişimler olmadığı sürece, konuşulanlardan yazılanlardan, kimseye zarar gelmez. Böylesi bir durumda ne devlet vatandaşından, ne de vatandaş devletinden korkmalı. Korkulacak bir durum varsa gereği yerine getirilip, hukuken yargılanmalı. Fikrini rahatça söyleyemeyecek, görevini layıkıyla yerine getiremeyecek kadar kendisi olamayacaksa insan, güvende değildir. Asıl, sus pus oturup kendini saklayanlardan korkmak gerek. Boşa değil, onlara "yere bakan, yürek yakan" denilmesi.

Ortam güvenli olunca insana düşen çalışıp çabalamak, ne bir eksik ne bir fazla, emeğinin karşılığını alabilmektir sadece. Alamazsa isyan eder. İşsiz kalırsa berbattır hali. Böylesi durumlarda güvensizdir insan. Var olma nedenidir, insanoğlunun işe yarama duygusu. Öncelik para gibi görünse de aslen her yaşta işe yaradığını bilmek ve hissetmek ister insan. Ancak üretken olduğu yaşlarda daha çok hissetmek ister. Üretime katkı sağladığı için "üretken nüfus" olarak tanımlanır 15-64 yaş grubu. 

Türkiye'de üretken nüfusa dayalı işsizlik oranı maalesef iki basamaklı rakamlara dayandı. Ocak 2015 itibariyle %11,3 oldu. Genç üretken nüfusun (15-24 yaş grubu) işsiz kalması daha vahim. En enerjik olduğu dönemdir gencin bu yaşlar. Delikanlılık dönemi. Böylesi bir durumda işsiz genç ya kolay para kazanmanın yollarını arayacak ya da arayanların eline düşecektir bir gün bir şekilde. Bu olasılık varken gençler asla işsiz bırakılmamalı. Ki hatta terörle, uyuşturucuyla mücadelede temel hedef, gençlerin işsiz bırakılmaması olmalı.

İşsizliğin şekli şemali değişti. Okuyup adam olmanın hükmü kalmadı ülkemde. Onca üniversite mezunu çalışma istek ve gücüne rağmen iş bulamıyorsa durup düşünmek gerek. Mezun çok! İş Yok! Bu gerçekle büyüyen hangi genç geleceğe umutla bakabilir, meslek sahibi olmayı isteyebilir. Bunlar göz ardı edilip gençlere tembel denilmesi abesle iştigal. Tembel insandan ziyade, hevesi kırılmış gençler var oysa.
Hem üniversitelere hem de meslek liselerine yerleştirilen öğrenci sayısını arttırarak çözülemez bu sorun. Özellikle teknik bilgi ve deneyim gerektiren alanlarda, ara insan gücüne ihtiyaç varken dört yıllık üniversite eğitimine koşullanmak doğru değil. Meslek liseleri teknisyen yetiştirmek için biçilmiş kaftan. Meslek yüksekokulları da tekniker yetiştirmek için. Bir taraftan yeni istihdam alanları yaratırken diğer taraftan ihtiyaca uygun mezun vermek gerek. Üstelik hem aile hem de ülke ekonomisine yararı var kısa vadede meslek edindirmenin. Değilse sonu gelmez işsizlik sorununun. Dolayısıyla sonu gelmez terörle, uyuşturucuyla mücadelenin.