Seçime 40 gün kaldı.

"6771 Sayılı Kanunla Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Yapılan Değişikliklere Uyum Sağlanması Amacıyla Çeşitli Kanun ve KHK'larda Değişiklik Yapılması Konusunda Yetki Kanunu Tasarısı" 10 Mayıs 2018 tarihinde yasalaştı. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin @TBMMGenelKurulu <https://twitter.com/TBMMGenelKurulu> twitter adresinden anlaşıldığı kadarıyla tasarının Genel Kurul'da görülmesine saat 11.17'de başlandı, beş saat sonra 16.15'de kanunlaştı. Yazıyı yazarken henüz Cumhurbaşkanı tarafından onaylanıp, Resmi Gazetede yayımlanmadı, ancak eminim siz bu yazıyı okurken o süreç de tamamlanmış olur.
Tasarının amacı; 3 Kasım 2019'da yapılması planlanan Milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 24 Haziran 2018'e yapılacak olmasına sığınarak, Meclisin çıkarılması gereken anayasa değişikliği uyum yasalarının Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile aradan çıkarmak. Yani; şaibeli sayımlı referandum sonunda yapılan Anayasa değişikliği, Bakanlar Kurulu kararları ile yürürlüğe sokulacak. Anayasa değişikliğini yürürlüğe koyacak olması nedeniyle Kanunla Bakanlar Kurulu'na verilen yetki klasik KHK yetkisini aşıyor. Kanunda neler var neler; Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü, Bakanlıklar ve Bağlı Kuruluşlar Atama Usulü Kanunları, Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Yurt Dışı Teşkilatları Hakkındaki, Genel Kadro Usulü Hakkındaki, Bakanlıkların Kuruluşlarına Dair KHK'ler, Başbakanlık, İçişleri, Enerji ve Tabii Kaynaklar, Çalışma ve Sosyal Güvenlik, Kültür ve Turizm Bakanlıklarının teşkilat kanunları, Orman Genel Müdürlüğü, Sosyal Güvenlik Kurumu, Hazine Müsteşarlığı, Spor Genel Müdürlüğü Kanunları, Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununda değişiklik yapma yetkisi. Bakanlar Kurulu aldığı bu yetkiyi 24 Haziran'da ya da 8 Temmuz'da seçilecek yeni Cumhurbaşkanı yemin ederek göreve başlayacağı tarihe kadar kullanabilecek, dilediği sayıda KHK çıkartabilecek.
Bir yandan adaletsiz bir seçim sistemi ve uygulamaları, diğer yandan iktidardan düşeceği pek muhtemel iktidara bu yetkilerin tanınması sizi kaygılandırmıyor mu? Kaygılarımızı ortadan kaldırmak için seçim sürecine dahil olmak, adaletsizliklere karşı demokratik tepkiyi göstermek, adil ve demokratik bir seçimde ısrarcı olmaktan başka çıkar yol yok.


Cumhurbaşkanı adaylarının belirlenmesi ve seçim çalışmalarının başlaması ile siyasette olağanlaşma örnekleri yaşanmaya başladı. Bu kapsamda CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'nin cezaevinde tutuklu olan HDP adayı Selahattin Demirtaş'ı ziyaret etmesi alkışlanacak bir hareket. Bunun ardından acil yapılması gereken Selahattin Demirtaş'ın hukukla alakası olmayan tutukluluğunun kaldırılmasıdır.
Cumhurbaşkanı adayı Demirtaş'ın tahliye olması siyasette ve toplumsal hayatımızdaki gerilimlerin büyük oranda yumuşamasına yol açacaktır. Adil ve olağan yaşanacak seçim süreci sonunda HDP'nin barajı rahatlıkla aşarak Meclise gireceği görülüyor. Bu sadece HDP'yi ve HDP seçmenini ilgilendiren bir husus değildir, gerilimlerden beslenmeyen herkesi çok yakından ilgilendiriyor.
Bugün farklılıklarımızla demokrasi ilkelerinde buluşma zamanı. Hukuk güvenliğini ortadan kaldıran KHK düzeninden kurtulabilmek için demokrasi ittifakını kurma görevi yurttaş olarak, seçmen olarak bize düşüyor.