"Evladım kışın dondurma yeme hasta olursun" ya da "Evlenince adet ağrıların geçer."  Pek çoğumuz bu lafaları duyduk büyürken. Bazı tembihler tıbben de doğruyken bazıları tamamen hurafe niteliğinde. Acaba bu kocakarı tıbbının ne kadarı doğru?

1. Kışın dondurma yersen, buzlu soğuk içecekler tüketirsen boğazın ağrır, enfeksiyon olur.
Hayır! Her zaman ve herkeste değil! Soğukta kan damarları daralır, vücut ısısındaki ani düşüşler , aşırı soğuk gıdalar üst solunum yollarına giden damarların daralmasına, böylece bu bölgeye kan yoluyla gelen besin desteği ve bağışıklık sistemi hücrelerinin azalmasına neden olur. Bu durum virüslerin çoğalma hızını arttırarak enfeksiyonlara neden olabilir. İşte bu yüzden  ağız ve boğaz hijyeni bozuk (diş çürüğü, kronik tonsiliti olanlar...), astım, allerjik rinit, kronik sinüziti olan kişlerde boğaz ve bademcik enfeksiyonuna ortam hazırlayabilir. Ama bu durumların dışında boğaz enfeksiyonu ile direkt ilgisi kanıtlanmamıştır. Ne var ki dondurmanın üstüne ılık su içilmesi doğrudur çünkü bölgede ani ısı değişimini önlemiş olur.

2. Hastayken portakal suyu içmekle yeterli vitamin sağlanır.
Hayır! Günlük C vitamini ihtiyacımız (erişkinlerde) 60 miligram, gebelerde 80-90 miligram. Bir bardak  %100 portakal suyu yaklasık olarak 72 mg C vitamini içermekte. Bir bardak (0.23 litre) portakal suyu içtiğiniz zaman bir günlük C vitamini ihtiyacınız sağlanmış olur. Ama enfeksiyon sırasında ve sigara kullananlarda bu ihtiyaç 2 katına çıkar ve 1 bardak portakal suyu yetersiz kalır. Bu yüzden hastalandığımızda dışarıdan C vitamini takviyesi gerekir.

3.Bitki çayları ve siyah çay her derde devadır.
Hayır! Toplumumuzda çok tüketilen siyah çay ve bitki çaylarının pek çok faydası var, bunu gözardı edemeyiz. Lakin her derde deva değil. Aksine çok çay tüketmek zararlı. Düşünün günde 20-30 bardak çay içen birisi, en az 1 kesme şeker kullanıyorsa (içinde ya da kıtlama usulu farketmez) gereksiz yere dışarıdan şeker almış oluyor. Bir de çayın içinde bulunan  teofilin maddesi demirin bağlama kapasitesini ve bağırsaktan emilimini azaltarak demir eksikliğine bağlı kansızlığa  (anemi)  neden olur. Zaten ülkemizde oldukça sık rastlanılan bir durum olan kansızlığı,  aşırı çay tüketimi daha da kötü hale getirir. 
                                
4.Ispanak demir açısından çok zengindir, güçlendirir, kan yapar.
Hayır! İşin komiği 1870 yılında Alman araştırmacı diyet uzmanı ıspanaktaki demir miktarını ölçüp yazarken virgülü yanlış yere koymuş , bu da 10 kat fazla demir içeriyormuş gibi görünmesine neden olmuş. Yarım kilo çiğ ıspanak içinde 13,5 mg demir var bu da erişkin birinin günlük demir ihtiyacını karşılar gibi görünse de işin aslı bu değil. Ispanakta bulunan demir artı 3 değerlikte (Fe3), oysa vücudumuzda emilen demir artı 2.  Vücutta demirin artı 3 ten artı 2 ye dönüşünü ise C vitamini sağlar. Ispanağın içindeki demirin bağırsaklardan emilimi ancak % 1-2 kadar. Demek ki ıspanak kullanılabilir demir kaynağı olarak zengin değil.

5.Regl (adet) ağrıları evlenince geçer.
Hayır! Öncelikle bilmek lazım ki regl (adet) ağrılarının sebebi evli ya da bekar olmak yani aktif cinsel hayatının olmasıyla ilgili değildir. Kadınların yarısından fazlasında adet kanaması döneminde ağrı olur. Bu durum, kanamanın normal sınırlarda kalmasını sağlamak amacıyla oluşan rahim kasılmalarının ağrı olarak algılanması sonucu ortaya çıkar. Şiddetli adet sancısı (dismenore) ciddi bir hastalığın da belirtisi olabilir. Endometriozis, rahim ağzında darlık, rahim tümörleri, polipler, rahimin farklı bir pozisyonda olması (özellikle arkaya dönüklük) rahim ve komşu organların iltihabi hastalıkları, spiraller, yumurtalık kistleri, karında yapışıklık, psikolojik nedenler bunlar arasında sayılabilir. Ağrının bir hastalığa bağlı olup olmadığı jinekolojik muayene ile anlaşılır. Bu nedenle genç kızların adet sancısı olduğu zaman "evlenince geçer" demek yerine kadın hastalıkları ve doğum uzmanına götürün.

Kocakarı tıbbı bitti sanmayın. Devamı yarına...

Sağlıkla Kalın