Uzun yıllar hayal kırıklıkları ile sezon kapatan İzmir bu yıl Altınordu ve Menemen Belediye Spor'un başarıları ile kısmi başarılı bir sezonu geride bıraktı. Sezon sonunda camialarda gelecek sezonun heyecanı başladı. Şirket yönetimindeki Göztepe ve Altınordu ile Belediye takımı olan Menemen temsilcisi dışında Karşıyaka, Bucaspor ve Altay'da gelecek sezonda yeni seçilen yönetimler görev alacaktı. PTT 1.lig temsilcileri Karşıyaka ve Bucaspor genel kurullarını tek adayla ve mevcut başkanlarının listeleriyle gerçekleştirirken 2.Lig ekibi Altay'da son yıllarda olduğu gibi bu yıl da seçim yarışı mevcut. Ayrıca bu yıl başkan seçilecek aday ilk defa bu şerefli koltuğa oturacak.

İki yüksek eğitim almış adayın hazırladıkları listelerin son yıllarda aday olan listeler içerisinde maddi anlamda en güçlü listeler olduğunu dostlarımızdan duyuyoruz. İki değerli başkan adayının da seçim yarışı içerisinde birbirlerine göstermiş oldukları nezaket umarım Altay kulübünün değişmez kültürel değerleri arasında yer alır. Bir yıl boyunca aynı yönetimde görev yaptığım Aslan Savaşan ve birkaç kez sohbet etme fırsatı bulduğum Murat Bora Dülger'in aday oldukları koltuğa yakışır tutumları, şimdiden gelecek sezon için beni umutlandırıyor. Bununla birlikte her iki başkanı destekleyen bazı genel kurul üyelerinin zaman zaman ortamı gerecek açıklamalar yapmalarının en başta Altay kulübünün dışarıda çok yüksek olan marka değerine zarar verdiğini hatırlamalarını dilerim.

Son yıllardaki kavgalar, dedikodular, ayak oyunları ve şark kurnazlıkları şahıslara bir zarar verdiyse Altay kulübünün kurumsal kimliğine on zarar vermiştir. Bu sebepledir ki; Süper Lig'in değişmez armalarından olan yüz yıllık bir kulüp bugün alt liglerde mücadele etmek zorunda kalmıştır ve yukarıyı kendine hedef göstermekten korkar hale gelmiştir.

Bu yazıyı yazmaya gayret ederken; Yeni Asır Gazetesinde kendine yer bulan üye aidatlarını ödemeyen üyelerin üyeliklerinin sonlandırıldığına dair haber beni büyük bir şaşkınlığa itti. Yeni tüzükle yönetim kurulunun inisiyatifine bırakılan bu değerlendirme yönetim kurulunda son görüşmelerde tartışılmıştı. Bu süreçte büyük bir grup üye eksik aidatlarını tamamlamıştı. Aidatlarını ödeyenlerin üyeliklerinin devamını savunan üyeler olduğu için böyle bir karara yönelik herhangi bir oylama ya da nihai sonuç belirlenmemişti. İlgili haberle ilgili görüştüğüm Yönetim Kurulu Başkanımız Niyazi Konuşmaz da son değerlendirmenin 2 Haziran Pazartesi yapılacak toplantıda herkesin ortak fikriyle yapılacağını ifade etmişti. Henüz kesinleşmemiş ve içinde benim de bulunduğum bazı yönetim kurulu üyelerinin hiçbir koşulda kabul etmeyeceği bir kararı, alınmış bir karar gibi gazete servislerine sunum yapılmasının sadece ve sadece ortak sevdamız dediğimiz Altay'a zarar verdiğini unutmamak gerekir. 'Altay Altaylılarındır' diye dün ne kadar bağırıyorsak bugün ve gerekirse yarın da o kadar güçlü bağıracağımızdan da kimsenin şüphesi olmasın.

Dip Not: Geçen hafta kaybettiğimiz İzmir Basının değerli emekçisi Süleyman Alasya'nın neredeyse yayına hazır hale getirdiği Altay Dergisini onun anısına tamamlayıp; oradan gelecek reklam gelirleri ile ailesine bir destek sağlamayı önemli bir hedef haline getirdik. Başta içinde bulunduğum yönetim üyelerinin katkıda bulunduğu bu çabaya diğer tüm dostlarının da katılmasını dilerim. Ayrıca bu hareketi başlatan kişinin uzun yıllardır Alasya ile küs kalmış Ahmet Taşpınar olmasının da Altaylılık kültürü ve değerleri açısından çok örnek bir davranış olduğu düşüncesindeyim. Kendisine ve katkı koyan ve koyacak tüm dostlarına canı gönülden teşekkür ederim.