Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı(KOSGEB) İzmir Güney Müdürü Mustafa Çanakçı, çağrıya çıkılan yeni KOSGEB desteği 'KOBİ-GEL' ile işletmelerin 300 bin lira hibe, 700 bin lira ise geri ödemeli desteklerden faydalanabileceğini söyledi.
KOSGEB 'İmalat Sanayi' sektörüne yönelik 'Üretim ve İhracatta Teknoloji Seviyesi Yüksek, Katma Değerli Ürünlerin ve KOBİ'lerin Payının Artırılması' başlığında 8 farklı konuda proje teklif çağrısına çıktı. Ülke genelinde 500 milyon liralık destek verilecek projenin tanıtım toplantısı İzmir Ticaret Odası'nda düzenlendi. Toplantıda KOSGEB Güney Müdürü Mustafa Çanakçı ile Kuzey Müdürü Levent Arslan, desteklerden faydalanmak isteyen KOBİ temsilcilerine bilgi verdi.

Nasıl Başvurulacak?

Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler (KOBİ), NACE REV.2' ye göre imalat sektöründe faaliyet gösteren, bilanço esasına göre defter tutan, orta yüksek ve yüksek teknolojili sektörlerinde imalat yapan, orta düşük ve düşük teknolojili sektörlerde imalat yapan işletmelerden; 2016 yılı verilerine göre net satış hasılatı en az 300 bin Lira olup KOBİ Beyannamesine göre çalışan sayısı en az 3 olan, şartlarını sağlayanlar başvurabilecek. Programa başvurular 20 Ekim'e kadar www.kosgeb.gov.tr internet sitesi üzerinden yapılabilecek.

Mercek altına alındı

İzmir Yeminli Mali Müşavirler Odası ve İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı işbirliğiyle düzenlenen 'İhtisas Vergi Dairesi ve KDV İadesinde Karşılaşılan Sorunlar7 Semineri 21 Eylül, Perşembe günü İzmir Yeminli Mali Müşavirler Odası Konferans Salonu'nda yapıldı. Seminere İzmir YMMO Başkanı Şadi Çetin, İzmir Vergi Dairesi Başkanı Rıfat Engin, Denizli Vergi Dairesi Başkanı Hasan Öztaş, İzmir Büyük Ölçekli Mükellefler Grup Başkanı Murat Olgun, İzmir Küçük ve Orta Ölçekli Mükellefler Grup Başkanı Muhammet Ağan, Müfettişler, Grup Müdürleri, Vergi Dairesi Müdürleri, Yeminli Mali Müşavirler ve ilgili sektör çalışanları katıldı. İzmir YMMO Başkanı Şadi Çetin, 'Katma değer vergisi 1985 yılında yürürlüğe girdi. Aradan geçen 32 yıl boyunca oldukça yıprandı ve bu kanunun günümüz koşullarına göre yeniden yazılması gerekir. Türkiye bütçesinin %86'sı vergilerden karşılanıyor. Vergi gelirleri içinde katma değer vergisi birinci sırada yer alıyor. Vergi gelirlerimizin yaklaşık üçte biri KDV'den oluşuyor. Hal böyle olunca bu vergi üzerinde yoğun tartışmalar yaşanıyor, bu son derece normal. Türkiye dünyanın  17. büyük ekonomisidir ve hedef ilk 10'a girmektir. Öyleyse üreticilerimize ve ihracatçılarımıza her türlü kolaylığın sağlanması gerekir. Bir ihracatçı yurt içine sattığı maldan %18 KDV tahsil ettiğinde, bu tahsilata hiç kimsenin bir  itirazı olmamaktadır.
Ancak aynı ürünü ihraç ettiği zaman, yüklenen KDV hesabı ve aşırı mevzuat karmaşası nedeniyle mükellefler mağdur olmaktadır. İhracatçılarımıza ihraç ettikleri malın KDV'si tıpkı yurtiçi teslim gibi içerde tabi olduğu oran neyse (ör.%18) aynen iade edilmelidir. Tabi ki mevzuat gereği inceleme yapılmadan iade yapılamaz, biz YMM'ler olarak bu konuda her türlü katkıya hazırız.

Ağır baskı oluşturuyor

Diğer taraftan devreden KDV'lerinin yüksek olması mükelleflerimizin üzerinde ağır bir yük oluşturmaktadır. Hâlbuki KDV üretici ve ihracatçıların değil sadece nihai tüketicilerin yükü olmalıdır. Bu nedenle son beş yıldan eski olanlar ve stoklara isabet edenler hariç olmak üzere mükelleflerin devreden katma değer vergilerinin tamamı mükelleflere her yılın sonunda iade edilmesi gerekir. Gelişmiş ülkelerde devreden KDV'ler her yılın sonunda mükelleflere iade edilmektedir. Dünyanın ilk 10 büyük ekonomisinden biri olmanın yolu buradan geçer. KDV Kanununda istisna uygulamaları çok artmıştır.
Aradan geçen 32 yıl boyunca Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 17/4 maddesindeki istisnalar a'dan z'ye kadar 29 harfi tüketmiştir. İstisnalar devlet kararıyla vergilendirme alanlarının terk edilmesi demektir.  İstisnalar çoğaldıkça diğer mükelleflerin vergi yükü artar. 2001 yılında Türkiye'de büyük bir kriz yaşanmış ve 37 banka batmıştır. Bu krizin ardından bankalara bazı istisnalar sağlanmıştır. Bugün en çok kar eden kurumların başında bankalar geldiği halde bu istisnalar hala devam etmektedir. KDV Kanunu'nda ki istisnaların yeniden gözden geçirilmesi ve azaltılması gerekir.

Bunlar da çok arttı!

Aynı şekilde tevkifat uygulamaları da çok artmıştır. Türk vergi sisteminde tevkifatlar ağırlıklı bir yer tutmakta. Gelir vergisinin yaklaşık %90'ı tevkifatlar yoluyla toplamak. Aynı alışkanlık katma değer vergisine de yansımıştır. Devlet verginin toplanmasını adeta mükelleflere ihale etmiştir ve etmeye devam etmekte. Bu da mükelleflerin beyan, bildirim ve ödemeler açısından yükümlülüklerini artırmakta' dedi.

Brüksel'de ele alındı

Avrupa Komisyonu Taşımacılık Genel Direktörlüğü'nün Avrupa'nın iç suyolları ulaşım politikalarının belirlendiği 'Kısa Mesafe Denizyolu Taşımacılığı ve Deniz Otoyolları Merkezleri Ortak Toplantısı' Brüksel'de yapıldı. Öztürk, 'Toplantıda detaylı şekilde ele alınan konular Türk denizcilik ve taşımacılık sektörünü ve Avrupa ile Asya arasında bir köprü olan Türkiye'nin lojistik geleceğini yakından ilgilendiriyor' dedi.

10 yıl çalışana çifte tazminat

15 yıl sigorta süresi ve 10 yıl (3600 gün) çalışma süresini tamamlayanlar isterse yeni işyerlerinden de istifa edip ikinci bir tazminat alabiliyor. Tek şart bir yıllık çalışmayı tamamlamak. Çalışma hayatıyla ilgili yasalarımızda kıdem tazminatı almanın yolları düzenlenmiş durumda. İstifa eden kıdem tazminatı alamıyor. Bunun emeklilik, askerlik ve kadınlar için evlilik gibi bazı istisnaları bulunuyor. Bir istisna da 9 Eylül 1999 öncesinde sigortalı olup 15 yıl sigortalılık süresi ile 3 bin 600 gün (10 yıl) prim ödemesini tamamlayanlar için var. Bu çalışanlar SGK'dan 15 yıl ve 3600 günü doldurduklarına dair yazı aldıklarında işyerlerine müracaat ederek tazminatlarını alıp ayrılabiliyorlar.

İkinci bir işyerinde çalışılabilir

Bu noktada, 'Tazminatı aldıktan sonra tekrar çalışabilir miyim?, ikinci işyerimden de aynı yazı ile yeniden tazminatımı alıp ayrılabilir miyim?' soruları akla geliyor. Bu soruları, sırayla yargı kararları ışığında cevaplamaya çalışalım.
15 yıl ve 3600 yazısı ile işten ayrılan bir çalışan aslında, 'Ben çalışmayı bırakıp emeklilik için bekleyeceğim' beyanında bulunmuş oluyor. Dolayısıyla ayrılır ayrılmaz ertesi gün bir işyerinde hemen çalışmaya başlaması bu hakkı kötüye kullanması olarak değerlendirilebilir. Ancak makul bir süre geçtikten sonra yeniden çalışmanın önünde bir engel yok. Yargıtay 22. Hukuk Dairesi daha önce vermiş olduğu kararlarında işverenin 'kötü niyet' taleplerini haksız bularak yeniden çalışmanın önündeki engelleri kaldırmış oldu. Bu yüzden tazminat alıp ayrılan sigortalılar ikinci bir işyerinde çalışabiliyor. İkinci işyerinde çalışmaya başlayan sigortalı yeniden 3 bin 600 gün yazısı ile tazminat alabilme imkânına da sahip. Bu konuyu engelleyen herhangi bir yasal düzenleme bulunmuyor. Dolayısıyla sigortalı bu hakkını tekrar kullanabilir. Burada da en az 1 yıl çalışmış olma şartı bulunuyor. İşyerinden ayrılırken bildirim sürelerine dikkat etmeniz gerekiyor. Aksi halde bu sürelerin ücretini işveren talep edebilir.

İşçinin rızası olmadan, olmaz!

Sağlık Bakanlığı'na bağlı bir kurumda taşeron firmada çalışan işçinin maaşı işveren tarafından düşürüldü. Bir süre düşük maaşla çalışan işçi mahkemeye başvurup, rızası dışında ücretinin düşürüldüğünü öne sürdü. Mahkeme davayı reddince devreye giren Yargıtay 22. Hukuk Dairesi, emsal bir karara imza attı. Daire, işçinin altı iş günü içerisinde yazılı olarak kabul etmediği çalışma şartlarındaki değişikliğin işçiyi bağlamayacağına, işçinin eksik ödenen ücreti almasının ücretin düşürüldüğünü zımni olarak kabul ettiği anlamına gelmeyeceğine hükmetti. Kararda, işçinin rızası alınmadan ücretinin düşürülemeyeceğine dikkat çekildi.

Taşeron işçiye kadro geliyor mu?

Başbakan Yıldırım, Türk-İş'i ziyareti sonrası yaptığı açıklamada, taşeron ile ilgili çalışmalarının tamamlanmak üzere olduğunu ve önümüzdeki haftalarda Bakanlar Kurulu'nun gündemine getirileceğini söyledi.

'Slime' hakkında inceleme başlatıldı

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı 'slime' hakkında inceleme başlattı. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nca, 'slime' adlı ürünlerle ilgili harekete geçildiği belirtilerek, inceleme başlatıldığı bildirildi. Bakanlık tarafından yapılan yazılı açıklamada, 'CE' işaretiyle üretici veya ithalatçı bilgisi bulunmayan hiçbir ürünün satın alınmaması gerektiği vurgulandı.

'Hayvancılığın merkezi olmalı!'

Afyonkarahisar Valisi Mustafa Tutulmaz, Afyonkarahisar Hayvancılık, Süt ve Et Teknolojileri, Çiftlik Ekipmanları ve Canlı Hayvan Irkları Fuarı'nın resmi açılışının ardından yaptığı açıklamada, 'Mermerin, termalin, zaferin ve lezzetin merkezi Afyonkarahisar bundan böyle hayvancılığın da merkezi olmalı' dedi

6.3 milyon lira kazandıracak
 
İnşaatına mart ayında başlanan Manisa 'Sarma Göleti Projesi' büyük bir hızla ilerliyor. Rölakasyon yolu bitirilen projede dip savak, dolu savak ve gövde sıyırma kazıları tamamlandı. 8930 dekar tarım arazisini sulayacak gölet için 723 bin 686 m3 dolgu yapılacak


DİP EKSPRES

Dönmez Debriyaj yeni fabrika


Kurulduğu günden bu yana faaliyetlerini İzmir'de sürdüren ve İzmir'den tüm dünyaya ihracat gerçekleştirerek kent ekonomisine önemli katkı sağlayan Dönmez Debriyaj, İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi'nin ardından Bağyurdu Organize Sanayi Bölgesi'nde 20 bin metrekarelik alan üzerinde üretim yapacak olan ikinci tesisinin temellerini atıyor.