Türkiye ekoloji hareketi dendiği zaman ilk olarak Bergama Altın Madeni karşıtı hareket akla gelir. Bergama'nın Ovacık-Narlıca-Çamköy Köyleri sınırları içinde yer alan siyanür liç yöntemiyle işletilecek Ovacık Altın Madeni ile başlayan süreç örnek bir hareketin doğmasına yol açtı. Yaklaşık 25 yıl önce başlayan hareket, etkisi ve coşkusu sürekli olmasa da halen devam ediyor. Bergama Hareketi'nin en önemli özelliği bilimsel çalışmalara ve yargı kararlarına dayanması, aynı zamanda umursanmayan bilimsel raporlar ile uygulanmayan mahkeme kararları ile dolu olmasıdır. Bu haliyle Bergama hareketi ekoloji ve demokrasi mücadelesinin içiçe geçtiği bir süreçtir ve mücadelenin kendisi ciddi bir kazanımdır.

Geçtiğimiz günlerde çıkan yeni bir Danıştay kararı ile Bergama Hareketi hukuki meşruiyetini bir kez daha gösterdi.

Yargı kararları yok sayılarak çalıştırılan Ovacık Altın madeni işletmesi için işletmeciler, malzeme bulmak amacıyla Kozak Yaylasına göz dikmişlerdi. Bunlardan Yerlitahtacı Köyü'nde açılmak istenen altın madeni ocağı için Çevre Bakanlığı tarafından verilen özensiz ÇED olumlu kararı yargı kararıyla bir kez daha iptal edildi. Koza Altın İşletmeleri A.Ş.'nin "Yerlitahtacı Altın Madeni Açık Ocak İşletmeciliği Projesi" ile ilgili olarak 18/09/2009 tarihinde verilen ÇED olumlu kararı için açılan davada bir kez daha iptal kararı verildi. İlk iptal kararından sonra Danıştay'ın eksik inceleme nedeniyle bozma kararı vermesi üzerine yeniden mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmıştı. Keşif sonrasında verilen bilirkişi raporu ortak görüş taşımıyordu. Bilirkişilerden Prof. Dr. Dinçer Ayaz, Prof. Dr. Musa Genç ile Prof. Dr. Ayşegül Pala tarafından ortaklaşa hazırlanan raporda; ÇED raporunun çevre etki değerlendirme ilkelerine ve kamu yararına aykırı olduğu ortak kanaati belirtilmiş, diğer bilirkişiler Prof. Dr. Musa Avcı ile Prof. Dr. Turan Batar ise ÇED Raporundaki önlemlerin projenin çevre üzerindeki olumsuz etkisini ortadan kaldırmaya, dengelemeye veya azaltmaya yönelik önlemler olduğu ortak kanaatini ifade etmişti. ÇED Raporu konusunda olumsuz görüş bildiren bilirkişilerin orman, biyoloji ve çevre alanında uzman olmaları karşısında, proje sahasının özellikleri de dikkate alınarak mahkeme bir kez daha iptal kararı verdi, geçtiğimiz günlerde karar Danıştayca onanarak kesinleşti. Karardan küçük bir alıntı yapmak istiyorum; "... karasal orman ekosistemi ve eşine az rastlanacak doğal bir varlık olduğu anlaşılan uyuşmazlık konusu alanda, canlı ve bitki varlığının uzman kişilerce ve usulüne uygun tespit edilmemesi, ÇED raporunda birbiriyle çelişen tespitlere yer verilmesi, faaliyet öncesinde, sırasında ve sonrasında doğa koruma maksatlı önlemlerin yeterince tespit edilmemesi, faaliyetin fauna ve florayı oluşturan türlerin popülasyonları üzerine ne gibi etkilerinin olacağı, bu etkilerin en aza indirilmesi için alınması gereken önlemlerden bahsedilmemesi, sahanın rehabilitasyonu kapsamında yapılacaklara ait detaylı açıklamalara yer verilmemesi karşısında..." Davanın davacılarını da not edelim: TMMOB'a bağlı Çevre, Peyzaj, Jeoloji, Metalurji, Ziraat ve Kimya Mühendisleri Odaları ile EGEÇEP.

Bu şekilde Bergama'nın su kaynakları ve Kozak için ciddi tehdit oluşturacak maden ocaklarının bir tanesi daha hukuken kapanmıştır. Daha önce de aynı bölgede bulunan Uyuzkaya maden ocağı projesi de iptal edilmişti. Gelintepe projesi için de mahkeme önümüzdeki günlerde kararını açıklayacak.

Bergama ve yöresinin doğal yaşam alanları ve çevresi için ciddi tehdit oluşturan altın madenciliğine karşı yürütülen çevre ve ekoloji hareketi Yerlitahtacı kararı ile bir kez daha hukuki meşruiyet kazandı.

Şimdi yapılması gereken bu kararın eksiksiz uygulanmasını sağlamak ve başka başka adlarla örneğin Kapukaya adıyla mahkeme kararının arkasından dolanmalarına engel olmak. Bunun için meşru ve halen canlı Bergama Hareketi ile Bergama'nın aktivist bir belediye başkanı var, selam olsun onlara.

[1] www.haberekspres.com.tr/kozakta-aktivist-bir-belediye-baskani-vardi-makale,4425.html