Kudüs 1516-1917 yılları arasında yaklaşık 400 yıl Osmanlı toprağı idi. Sykos-Pykot gizli antlaşması ile tüm Filistin toprakları İngiltere'ye bırakılırken, Kudüs de aynı kaderi paylaştı. 1917 yılında Balfour Deklarasyonu ile İngiltere Filistin'de bir Yahudi devleti kurma sözünü verdi. Vaad edilmiş topraklara Yahudi yerleşimciler taşınmaya başlandı.
1947 tarihli 181 sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararı Semavi dinlerin birçok kutsal mekanına ev sahipliği yapan Kudüs'ün statüsünü saptıyordu. Kudüs'ün BM tarafından yönetilecek uluslararası statüye sahip bir şehir olmasına karar verildi.
1948'de İsrail devletinin kurulmasıyla birlikte Kudüs ve çevresinde Yahudi yerleşimcilerin sayısı hızla arttı. 1967 Arap-İsrail Savaşı ile de Kudüs tamamen işgal edildi.
İşgal BM Güvenlik Konseyi'nin gündemine taşındı. 1968 tarihli 252 sayılı Güvenlik Konseyi kararı ile İsrail'in Kudüs'ün statüsünü değiştirmek üzere attığı adımlar geçersiz ve yasadışı sayıldı.

1980 yılında ise İsrail tek taraflı bir bildirimle Kudüs'ü başkent ilan etti. Bakanlıkları, yüksek mahkemeyi ve meclisi Kudüs'e taşıdı.
Bunun üzerine İsrail'in adımının geçersizliğini gösteren 1980 tarih ve 478 sayılı karar çıkarıldı. Sözkonusu karara dayanarak İsrail'e atanan yabancı büyükelçiler Kudüs'te değil, Tel Aviv'de görev yapmaktaydılar.
İsrail'in Kudüs'ü başkent olarak ilan etmesi BM Güvenlik Konseyi kararına açıkça aykırıydı. Buna rağmen ABD Başkanı Trump 1995 yılında ABD Senatosu'nun aldığı ancak ABD başkanlarının şimdiye kadar 6 aylık sürelerle ulusal güvenlik çıkarlarını gerekçe göstererek uygulamasını askıya aldığı kararı, bu kez askıya almadı. Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıdı.

Filistin'de oynanan oyuna karşı tepki göstermek yakın tarih boyunca farklı gerekçelerle de olsa Türk solu ile Türk sağının uzlaştığı ender dış politika konuları arasındaydı. Bugün de böyle. Bu birlik ruhu zedelenmemeli.
Bu süreçte, Lozan'ı tartışmaya açacak bir söylemde bulunmak ve muhalefetin belediye başkanlarına siyasi olmadığına toplumun ikna edilemediği bir baskı süreci başlatmak yapılması gereken en son şeydi...
Ama yapıldı...