1980'ler sonrası kapitalizmin dünyanın tüm kalelerine bayrağını dikmesiyle birlikte romantik futbol dönemi de sonlanmış oldu. Endüstriyel futbol kavramı ve gücü geliştikçe futbol emekçiliği; vandalizm ile iç içe geçti. Holiganizm futbolun lafta istenmeyen yönü olarak sunulsa da görüldü ki, siyasetçiler, kulüp yöneticileri ve bir anlamda kulüp patronları birçok zaman holiganizmi; kendi birincil amaçları için kullanma hayali içine girdiler. Bu birçok zaman silahın geri tepmesiyle son buldu.
Altay Sosyal Dayanışma Genel Kurulu'nda yönetime talip olduğumuzda Altay'a ve futbola marka değeri katabilmek en büyük hedeflerimizdendi. Arma aşkına sahip sosyokültürel olarak kendini geliştirmiş kişilerin; bu marka değerleri için katkı yapabileceklerine inanıyorduk. Göreve kabul edilmemizin ilk ayında bu hayalimize büyük bir katkı sağlayabilecek öneri Altay Sosyal Dayanışma Derneği kurucu üyelerinden yapımcı Ercan Mertbilek'ten geldi. Bir sanat yapıtını futbolun renkleri ile harmanlayarak sunma projesi bizleri hedeflerimiz doğrultusunda heyecanlandırdı. Çünkü bizler için futbol şiddet değil, futbol holiganlık değil, futbol adam bıçaklamak değildi.

Bu hayaller çerçevesinde 16 Mart Çarşamba gecesi Sabancı Kültür Merkezi'nde, Altay Sosyal Dayanışma Derneği ev sahipliğinde beş yüzü aşkın davetliye 'Kül Kızı' isimli gösterinin sunulması projesi hayata geçirildi. Altay'a ve futbola değer katacağına inandığımız bu gösterinin davetiyelerine ulaşabilmek için mutlaka Altay Sosyal Dayanışma Derneği yöneticileri ile temasa geçmenizi öneriyorum. İzmir'de ilk olacak böyle bir organizasyonun parçası olmaktan keyif alacağınızı yapımcı Mertbilek garanti ediyor.

Sayın Mertbilek'e göre bir Sinematik Müzikal Anlatım olan 'Kül Kızı', varoluştan bu yana bir içe bakış ve aydınlanmanın hikâyesidir. Kül Kızı, bize içsel yolculuğunu anlatırken yaşadığımız hayatın karmaşası da gösterinin içinde yer alan vizör aracılığı ile gözler önüne serilir. İyi ve kötü anlamda kurgulanmış, sınırları çizilmiş bir dünyada, kısır döngü olarak karşımıza çıkan sorunlar ve modern çağın karanlık yanı yüzümüze vurulmaktadır. Modernize edilmiş geleneksel Türk tiyatrosunun izleklerini hissettirmekte olan performansta bir kadın meddah sahnede yer alırken, hikâyeler sinematik müzikal anlatım ile vurgulanır.
Kısaca, dramatik müzik üstüne üflemeli çalgılarla yapılan doğaçlamanın sürükleyiciliği, seyirciyle daha güçlü bir bağ kurarak izleyiciye farklı algıların harmanını yaşama fırsatı sunmayı vaat ediyor.
Futbolu kendi kısır döngüsünden çıkarma umudu veren bu organizasyonun başarısı belki de futbola ve futbolsevere yeni bir kimlik kazandıracak. Bu sebeple bu harmanı yaşama taşımayı arzu eden tüm sanatsever ve futbolsever dostlarımızı bu büyük adımın bir parçası olmaya davet ediyoruz.