Simge Özden-Zanaatkarlar, el becerileri nedeniyle tarih boyunca pek çok toplumda saygın bir yere sahip oldular. Sanayi devrimi ile birlikte birçok zanaat yok oldu ve yerini endüstriyel üretime bıraktı. Günümüzde de bu işi yapan çok insan kaldı. Hâlâ bu mesleği icra eden zanaatkar Orhan Yarbasan el emeğinin hakettiği değeri görmediğini söyledi. Yarbasan, 'Kıl testere ve oyma işine her zaman merakım vardı. Ankara'da hediyelik eşya satımına başladım. Önceden yalnızca alıp satıyordum. O çok kısa sürdü. Daha sonra hazır bir atölyeyi satın aldım. Biblolar yapmaya başladım. Daha sonra hediyelik eşya yapmaya ve satmaya başladım. 30 yıldır da bu mesleği icra ediyorum. Kıl testere oyma işinden sonra pirinci kıl testere ile oyarak küçük eşyalar yapmaya başladım. Pirince sahte altın da denir. Altın almaya gücü yetmeyenler için yapardım bunları. Kıl testeremle ağaç oyması yapıyorum. Dükkânımdaki tüm ürünleri kendim yapıyorum. Benim gibi zanaat yapan kişiler kalmadı. Belki de İzmir'de tekim. Çünkü kendim gibi iş yapan birisi olmuş olsaydı haberim olurdu diye düşünüyorum. Ahşap ve pirince şekil vererek hediyelik eşyalar yapıyorum. Mesleğimi seviyorum. Burada yaptığım şeylerim hepsi el emeği göz nuru' diyor.



Herkes makine ile yapıyor

El emeği olarak yapılan ürünlerin artık olmadığını dile getiren Yarbasan, 'Herkes makine ile bir şey yapmaya çalışıyor. Dökümle yapıyorlar. Bilen kişiler için doğal malzeme ve el emeği olması çok önemli. Buna rağbet gösteren belli bir kesim mevcut. Bundan dolayı tutuluyor. Yaptığım ürünleri benden çalan çok oldu. Döküm yapmışlardı. Zamak diye basit, beyaz renkli bir malzemedir. Bununla piyasa çıktılar ancak hiçbiri tutmadı. Ben 10 TL'ye satarken onlar 3 TL'ye sattılar ancak tutulmadı. El emeği deyince bir kısım insan duruyor. Kimisi de 10 TL ne olacak metal parçası diyebiliyorlar. Ben buna zamanımı harcıyorum, emek sarfediyorum. Benim gibi bu işi yapan da kimse kalmadı. Bir de ahşapları yakarak yazılar yazıyorum. Eşyaları kişiselleştiriyorum. Avrupa'dan gelen turistler el emeği ürünleri çok önemsiyorlar' diyor.