Lütfü Dağtaş-Bu kafileye İzmir'den, Yeni Asır gazetesinin spor muhabiri ve İzmir Futbol Heyeti Fahri Reisi Suad Yurdkoru, Altaylı Vahap ve Şükrü, Altınordulu Sait, Göztepeli Fuat ve İzmirsporlu İhsan birlikte katılırlar.
    
Suad Yurdkoru, SSCB seyahati süresince gazetesine gönderdiği yazılarda salt spor karşılaşmalarını anlatmaz, gördüğü ve etkilendiği yerleri, gözlemlerini de iletir.
    
Suad Yurdkoru, ekibin SSCB'de kaldığı süre içersinde Moskova kentindeki, 'çok mühim bir terbiye ve sıhhat müessesi' olan Kültürpark'ı da gezer, burada bulunan hayvanat bahçesinden çocuk parklarına, gölden müzeye değin her şeyi ayrıntılarıyla kaleme alır.

1934 yılında belediye meclis üyeliğine seçilir.
1934 yılına gelindiğinde yapılan yerel seçimler sonucu Suad Yurdkoru belediye meclis üyeliğine seçilir, iki ay sonra da belediye başkan yardımcılığına atanır.
    
Yurdkoru, yangın alanının Moskova'dakinin benzeri olan Kültürpark'a dönüştürülmesi için Başkan Behçet Salih (Uz) Bey'e hemen bir rapor sunar. Suad Yurdkoru'nun gördüğü, İzmir için düşlediği Kültürpark projesine Belediye Başkanı Behçet Uz yürekten inanır.
    
1934 yılında 360 bin metrekarelik yangın alanı molozlardan temizlenmeye başlanır. Çalışma 1936 yılına değin sürecektir.
    
1935 yılında bu kez Behçet Uz'un kendisi Moskova'ya giderek kentteki Kültürpark'a ilişkin incelemelerde bulunur, yetkililerden planları alır. Başkan Uz, İzmir'e, Yardımcısı Suad Yurdkoru'ya, Moskova'dan, 12 Kasım 1935 tarihinde gönderdiği posta kartının arkasına elyazısıyla şunları yazacaktır: Durmadan koşuyoruz. Selam ve sevgiler cümleye.' Dr. Behçet Uz, Kültürpark'ın bir 'Halk Üniversitesi' olmasını kafasına koymuştur.
Kültürpark; ağaçları, yollarıyla kısa sürede kentin yaşamına bir canlılık getirir, bunun sonucu olarak da uluslararası fuarın ev sahipliğini yapmaya başlar.

İlk ada gazinosu kurulur ama nasıl?

Kültürpark'ta ilk kurulan gazino, Ada Gazinosu olur.
Ada Gazinosu'nun fiziki anlamda kuruluş biçimi ilginçtir. Bu kuruluşun tanığı olan Gazeteci Haluk C. Tanju, gazinonun kuruluş öyküsünü, zamanının aylık kültür sanat dergisi Bakış'ın, Ekim 1982 tarihli 464/10 sayısında şöyle aktarır:
    
1934 yılında, Sürmene Kaymakamlığından, o zamanki İçişleri Bakanı Şükrü Kaya tarafından İzmir Belediyesi'ne nakledilmiştim. Bu naklime neden ise Trabzon'da kurulmuş olan Halkevi'nde, rahmetli Temel Nücumu ile birlikte, kurucu olarak pek başarılı oluşum gösterilmişti.
    
İzmir'e geldiğimde, Dokuz Eylül Panayırı daha bugünkü Atatürk Heykeli'nin arkasında küçücük bir yerdi. İzmir Belediyesi'nde, emsalini çok az gördüğüm belediye Başkanı Sayın Dr. Behçet Uz, beni, Harita Şubesi Müdürü Mustafa Bey'in yanına atamıştı.
    
O zamanki Harita Şubesi'nde bir de Mustafa Bey gibi mimar olan Cahit Bey, Behçet Bey'in heyecan ve gece gündüz uykusuzluklar içinde gerçekleştirmeyi düşündüğü Enternasyonal Fuar'ın planları üzerinde korkunç bir enerji ile çalışıyordu. Bir Fuar Komitesi kurulmuştu. Ben de bu komitenin yardımcılarındandım. Başta Behçet Bey olmak üzere hepimiz şevk ve inançla bu işe sarılmıştık. Bizlerin etrafını çeviren diğer yardımcılar; hamalından, kerestecisinden, duvarcısından tutun elinden her türlü iş gelen binlerce insan bu seferberlikte hem kafasını ve hem de bedenini acımasızca çalıştırıyordu. Ve bu hal gece gündüz devam ediyordu.

Hiç unutmam... Behçet Bey'e ve Cahit Bey'e, yapılması gereken büyükçe bir havuzun yeri kazılmaktayken bir problem belirmişti. Buradan çıkacak binlerce ton toprak hangi  vasıtayla ve nereye nakledilebilecekti? Behçet Bey'le beraber hepimiz donmuş düşünüyorduk. Çünkü ne kamyon vardı ne de ekskavatör vardı. Çıkan toprak ve taşlar bin bir zorlukla at arabaları ile arka taraflara taşınıyordu ama istenilen büyüklükte bu havuzdan çıkacak bu kadar büyük bir toprağı ne yapabilirdik.
    
Yanımızda bu molozları taşıtan rahmetli Kürt Niyazi adındaki vatansever, 'Hele bir durun Reis Bey,' dedi. Ve devam etti: Havuzu daha geniş tutsak da, toplanan toprağı ortaya yığıp bir ada yapsak...'
    
Fikir çok beğenilmiş ve Behçet Bey'in de, Cahit Bey'in de yüzleri gülmüş, projesine hemen başlanmış, işte bugünkü Fuar Ada Gazinosu böylece gerçekleşmişti.

Kültürpark'ın, böyle özveriye dayalı gece gündüz yapımı çalışmasında salt insan gücü söz konusu değildi. Yine Gazeteci Haluk C. Tanju'nun satırlarından şöyle öğreniyoruz: Hatta orada çalışan atlar bile rahat yüzü görmediler ve anılarına heykelli bir de çeşme dikildi, Fuar'da.
    
Bu atlardan 28'i aşırı çalıştırılmanın sonucu çatlayıp ölünce, Belediye Başkanı Behçet Uz çok üzülecek ve Gazeteci Tanju'nun sözünü ettiği 3 at başından oluşan bronz heykelleri Kültürpark içersine diktirecektir.
Bunun da öyküsü yarın!