Güçlü birer eğitim aracı olarak görülen oyun ve oyuncakları gelecek nesillere aktarmayı amaçlayan Konak Belediyesi Ümran Baradan Oyun ve Oyuncak Müzesi, binden fazla oyuncakla renkli ve eğlenceli bir müze ziyareti sunuyor.

Seramik sanatçısı merhum Ümran Baradan'ın çeşitli ülkelerden topladığı oyuncakları 2005 yılında bağışlamasıyla oluşturulan, 2010 yılında sanatçı Sunay Akın'ın tarihi oyuncaklarının eklenmesiyle bugünkü halini alan müzedeki oyuncakların tarihi 200 yıl öncesine kadar gidiyor. Kış aylarında daha fazla ilgi gördüğü ifade edilen müzeye çocuklar kadar büyüklerin de ilgi gösterdiği, yetişkinlerin müzeden mutlu ayrıldığı kaydedildi.

Dünyadaki ilk oyuncak fabrikalarının sınırlı sayıda ürettiği oyuncaklardan örneklerin görülebildiği yapıda, en çok ilgi gören oyuncaklar arasında 150 yıllık bebek arabası, 80 yıllık Alman yapımı porselen bebek, içerdikleri farklı figürler nedeniyle çocukların düş gücünü artıran ve bugün az sayıda üretilen bebek evleri yer alıyor. At başı figürlü 1800'lü yıllarda üretilmiş oyuncak ise müzenin en eskilerinden biri olarak öne çıkıyor.

Gerçek saçlı bebek

Müzede oyuncakların hikayesini öğrenmek isteyenler için hazırlanan bilgi kartları, oyuncakların yanı sıra üretildikleri dönemin ekonomik ve toplumsal yapısı hakkında da ipuçları veriyor. Bir bebeğin yanındaki "gerçek insan saçı kullanıldığı" notu bunlardan biri. Notta 1930 yılında üretilen bebeğin yapımında, Avrupa'daki yoksul ailelerinin geçimini sağlamak için sattığı kendi kızlarına ait saçların kullanıldığı belirtiliyor.

"Nuh'u Gemisi" adlı oyuncak ise İngiltere'nin Victoria dönemine ilişkin bir inanışa ışık tutuyor. O dönemde ailelerin dini inanışları gereği pazar günleri çocuklarının başka bir oyuncakla oynamasına izin verilmediği kaydediliyor.

Müzede İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra yapılan Japon oyuncaklardan da örnekler bulunuyor. Japonların içlerine koydukları pillerle hareket eden, ışık saçan, ses çıkaran oyuncaklarla oyuncak pazarını ele geçirdiği ifade ediliyor.

Duvarları sokak oyunlarının anlatıldığı rölyeflerle süslü oyun ve oyuncak müzesini ziyaret eden çocuklar, oyuncakların yanı sıra geleneksel oyunlar hakkında da bilgi ediniyor. Ziyaretçilerin yoğun olduğu hafta sonları gölge oyunu, Karagöz Hacivat tasvir atölyeleri, kukla tiyatrosu etkinlikleri, bu oyunların gelecek nesillere aktarılması amacıyla düzenleniyor.

"Evime götürmek istiyorum"

Müzenin minik ziyaretçileri gezmekten keyif aldıkları müzeden, oyuncaklarla oynamak veya onları eve götürmek isteyince buruk ayrılabiliyor.

İzmir'deki oyuncak müzesini ilk kez gezdiğini belirten 7 yaşındaki Ada Turan, AA muhabirine daha önce başka oyuncak müzesini gezdiğini, eski oyuncakları görmenin kendisini mutlu ettiğini dile getirdi. En fazla bebek evlerini beğendiğini anlatan Turan, "Bebek evim yok. Olsun isterdim" dedi. Turan imkanı olsa bütün oyuncakları evine götürmek isteyeceğini söyledi.

İlk kez bir oyuncak müzesi gören 5 yaşındaki Alper Tunga Akınlar da kendisini de oyuncakları olduğunu ancak müzede bulunanların daha güzel olduğunu belirtti. Akınlar, müzedeki oyuncakların kendisini olmasını isteyeceğini ifade etti.

Akınları'ın annesi Gülsüm Akınlar da İzmir'deki annesini ziyarete geldiğini, oyuncak müzesini duyunca oğlunu getirmeyi düşündüğünü aktararak, "Çok ilgi çekici oyuncaklar vardı. Oğlum için geldim kendi çocukluğumu da buldum. Çok hoşumuza gitti. Bez bebekler, Karagöz ve Hacivat çocukluğumuzdaki oyuncaklardı. Müzeye gelmeden önce böyle bir şey beklemiyordum, daha yakın tarihlere ait oyuncaklar olduğunu tahmin etmiyordum" diye konuştu.