Devlet Tiyatroları'nın 'Türkiye'nin Perdeleri Türk Tiyatrosuyla Açılıyor' sloganıyla yeni sezona başlayacağını duyurması sonrası Devlet Tiyatroları'nda bu yıl sadece yerli oyunların sahneleneceğiyle ilgili haberler basına yansıdı. Yerli yazarları desteklemek adına açılışın yerli oyunlarla yapılacak olmasının kabul edilebileceğini söyleyen usta tiyatrocu Genco Erkal, 'Ancak diğeri korkunç bir şey. Sanki bir daha uzun bir süre yabancı oyun hiç oynanmayacak gibi bir karar çok cahilane bir karar olurdu. Öyle bir yanlıştan dönülmesi çok sevindirici' dedi.

Konu hakkında DT'nin hala net bir açıklama yapmaması da tartışmaları sürdürüyor. Bilgi almak istediğimiz tiyatro santçıları konuyla ilgili hala 2 farklı düşüncenin olduğunu belirtiyor. Ancak DT'nin sadece ilk turda yerli oyunlarla, 4 Ekim'de 8 oyun, 12 bölge ve 65 sahnede perdelerini açacağı bilgisi de yer aldı. Yeni sezonun yerli oyunları arasında; Ahmet Hamdi Tanpınar'ın aynı adlı eserinden Kenan Işık tarafından sahneye uyarlanan ve yönetmen koltuğunda Nurullah Tuncer'in oturduğu 'Huzur, Recep Bilginer'in yazdığı Zafer Kayaokay'ın yönettiği 'Yunus Emre', Nahit Sırrı Örik'in kaleme aldığı 'Düşüş' yer alıyor. Ayrıca '4. Murat', 'Ya Devlet Başa Ya Kuzgun Leşe' ve 'Rumuz Goncagül' gibi geçmiş senelerde sahnelenen oyunlar da izleyiciyle buluşacak.

'Sadece yerli oyun, cahilane bir karar olurdu'

Bugün kendilerine gelen bilgiye göre yerli oyunların sadece açılışta öngörüldüğünü söyleyen usta tiyatrocu Genco Erkal, 'Yani devamlı olan bir şey değil. Bütün sezon boyunca alınmış bir karar değil. Sadece mevsimi yerli oyunlarla açıyoruz. Bu da kötü bir şey değil. Yerli yazarları desteklemek adına kabul edilebilir. Ancak diğeri korkunç bir şeydi. Sanki bir daha uzun bir süre yabancı oyun hiç oynanmayacak gibi bir karar, çok cahilane bir karar olurdu. O yanlıştan geri döndüler. Hiç olmazsa bu sevindirici bir gelişme' ifadelerini kullandı.

'Özelleştirme olması büyük bir cinayettir'

Hükümetin Devlet Tiyatroları'nın özelleştirilmesi kararına hiç katılmadığını belirten Erkal, sözlerini şöyle sürdürdü: Bunun büyük bir cinayet olacağını düşünüyorum. Cumhuriyetin en büyük kazanımlarından biri olan sanatta yapılan devrimle birlikte opera, bale, çok sesli müzik, konservatuar ve devlet tiyatrosu kuruldu. Bu kadar yılın birikiminin özelleştiriyoruz diye piyasanın acımasız kurallarına teslim edilmesi büyük bir felaket olur. Hiç katılmıyorum. Şimdilik bu yanlıştan dönüldü ve bundan sonrasını yaşayıp göreceğiz.

Konu hala netleşmedi

Konuyla ilgili iki karar olduğuna yönelik basında birtakım haberler olduğunu ve hangisinin doğru olduğu konusunda soru işaretlerinin devam ettiğini belirten tiyatro oyuncusu Gürol Tonbul, 'Yerli oyunların sadece ilk turlara ilişkin olduğu söyleniyor. Yani Kasım sonu ve Aralık başı gibi başlayan 2'nci turlarda böyle bir şey olmayacağı bilgisi var. Diğeri ise sadece yerli oyunların oynanacağı konusunda. Ancak şu an için sağlıklı bir bilgiye sahip değilim. Konuyla ilgili medyaya düşen demecin belli noktaları eksik olduğu için konuyla ilgili tam olarak ne söylendiği belirsizliğini koruyor. Zaten sadece ilk oyunlarda böyle bir şey ilk kez olmuyor. Daha önce de olmuştu. Şu an için konuşmanın bütününü okumadan açıklama yapmam doğru olmaz' dedi.

'Özelleştirme, Demokles'in Kılıcı gibi her an vardır'

Özelleştime konusunun özellikle CHP milletvekillerinin gayretiyle torba yasadan şimdilik çıkarıldığını söyleyen Tonbul, sözlerini şöyle tamamladı: Bundan sonrasında ne olacağını bilmiyoruz. Ancak şu an için Devlet Tiyatroları ve TRT bu yasanın içerisinden çıkarıldı. Ama özelleştirme, Demokles'in Kılıcı gibi her an vardır. Kurum çalışanlarından görüş alınmadan yapılan her türlü özelleştirme doğru olmaz. Öncelikle çalışanlardan görüş almak zorunluluktur.