Dünya ve Türk sinemasına damga vuran kült filmlerin gösterildiği İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Yeniden Sinematek gösterimleri, Aralık ayında ‘‘Türk Sineması 100 Yaşında’ temasıyla sinemaseverlerle buluşacak. Kültürpark İzmir Sanat Büyük Salon’da Cuma akşamları saat 20.00’de gerçekleşen ücretsiz gösterimlerde bu ay, Türk filmi denince ilk akla gelenlerden ‘Selvi Boylum Al Yazmalım’ ile ‘Susuz Yaz’ izleyiciyle buluşacak. Ayın diğer iki filmi ise, yeni dönem Türk Sineması’nın izleyicilerden tam not alan filmlerinden ‘Deli Deli Olma’ ve ‘Hayat Var’.

 
“Sevgi neydi? Sevgi emekti...”

Yeniden Sinematek’in Aralık ayındaki gösterimleri ‘Selvi Boylum Al Yazmalım’ adlı filmle başlayacak. 5 Aralık 2014 günü gösterilecek olan Türk Sineması’nın efsanelerinden 1977 yapımı filmin yönetmeni Atıf Yılmaz.  Türkan Şoray, Kadir İnanır ve  Ahmet Mekin’in yanı sıra Nurhan Nur, Cengiz Sezici, Elif İnci ile İhsan Yüce’nin başrollerini paylaştığı film, Kırgız yazar Cengiz Aytmatov’un 1970 yılında yayımlanan aynı adlı romanından Atıf Yılmaz ve Ali Özgentürk tarafından uyarlanmıştı. Filmin özgün müziği ise ünlü müzisyen Cahit Berkay’a ait. “Sevgi neydi? Sevgi emekti...” repliğiyle hafızalara kazınan ve sinemaseverleri gözyaşlarına boğan film, 1978 Uluslararası 15. Antalya Sanat Şenliği’nde En İyi Film dalında ikincilik ödülünün yanı sıra En İyi Yönetmen ve En İyi Görüntü Yönetmeni ödüllerini aldı. ‘Selvi Boylum Al Yazmalım’, 2010 yılında restore edilmiş haliyle yeniden vizyona girdi.

Filmin konusu şöyle: Kamyonuna aşık şoför İlyas, namı diğer İstanbullu; ‘Al Yazmalı’ Asya’ya ilk görüşte aşık olur ama bu pervasız gencin sevdası, günün birinde Asya’yı ve oğlu Samet'i terk etmesiyle, yürek kabartan bir son bulur. Asya yollarda belki döner diye beklediği İlyas’a kavuşmayı dilerken, ona sahip çıkan ve oğluna babalık yapan Cemşit’in varlığıyla huzur bulur. Asya, aşkına olan inancıyla yıllar sonra çıkagelen büyük aşkı İlyas ile kendisine kıymet, çocuğuna emek veren Cemşit arasında karar vermek zorunda kalacaktır.

 
Kocaman Yüreklerin Hikayesi

12 Aralık 2014 tarihli gösterimde ise ‘Deli Deli Olma’ adlı film var. Tarık Akan, Şerif Sezer, Levent Tülek, Zuhal Topal, Barış Üregül ve Deniz Arna’nın başrollerini üstlendiği filmin senaryosunu Hazel Sevim Ünsal'ın kaleme aldı.  Murat Saraçoğlu’nun yönettiği filmde, ‘Yol’ filminden sonra tekrar bir araya gelen iki usta oyuncu Akan ve Sezer oyunculuklarıyla göz dolduruyor. 2009 yapımı filmin müzikleri ise Özgün Akgül ve Mehmet Erdem’e ait.

Filmin konusu ise şöyle: 93 savaşı sonrası Malakan kavmi Rusya’dan göçe zorlanır. Göç edenler arasında Malakan kavminden olan Mişka’nın ailesi de vardır. Mişka, göç ettikleri bu köyde önceleri işlettiği değirmeni, dönemin gelişen makineleri nedeniyle işletemez hale gelmiş ve maddi yönden sıkıntıya düşmüştür. Köyün Popuç adlı ninesi ise Mişka’dan nefret etmekte ve onun köyde yaşamasını istememektedir. Köylüler, sevdikleri Mişka ile korktukları huysuz nine Popuç arasında kalmıştır.

 
Müzikler Orhan Gencebay’dan

Yeniden Sinematek kapsamında 19 Aralık 2014’te ise son dönemin en beğenilen filmleri arasında yer alan ‘Hayat Var’ adlı film gösterilecek. 2008 yılı, Türkiye, Bulgaristan ve Yunanistan ortak yapımı filmin başrollerini Elit İşcan, Erdal Beşikçioğlu, Önder Açıkbaş, ve Levend Yılmaz paylaşıyor. Yönetmenliğini ve senaristliğini Reha Erdem’in üstlendiği filmin müziklerini ise sevilen müzisyen Orhan Gencebay hazırladı. Film; 45. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde SİYAD (Sinema Yazarları Derneği) Özel Ödülü, 59. Berlin Uluslararası Film Festivali’nde Tagesspiegel Gazetesi Okurları Jürisi Özel Ödülü, 28. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nde FIPRESCI (Uluslararası Film Eleştirmenleri Derneği) ödülü, 2010 SİYAD Ödülleri’nde en iyi film, yönetmen, görüntü yönetmeni ve kurgu ödülleri ile 3. Yeşilçam Ödülleri’nde en iyi yönetmen ve genç yetenek dallarında ödül aldı.

‘Hayat Var’, 14 yaşındaki Hayat’ın ihmalkar babası ve yatalak dedesi ile birlikte İstanbul Boğazı’na açılan bir dere ağzına kurulmuş ahşap bir evdeki yaşamını anlatıyor. Her sabah babasının kullandığı sandalla şehrin diğer ucundaki okula giden, akşamın kör karanlığında sandalın geri gelmesini bekleyen Hayat, hikayedeki karakterler arasında hayatı en acı yolla keşfedendir. Babası ailenin hayatta kalmasını sağlamak için küçük teknesiyle balıkçılık yaparken, bir taraftan da bazı yasa dışı işler yapmaktadır. Hayat bu zorlu, sert ve acımasız dünyaya doğmuştur ama yaşama sıkı sıkıya sarılır ve dünyadaki adaletsizliklere karşı cesaretini, dayanıklılığını ve umudunu yitirmez.

 
İlk uluslararası ödül

Yılın son filmi 26 Aralık 2014 Cuma günü gösterilecek olan ‘Susuz Yaz’. Necati Cumalı’nın kitabından Metin Erksan tarafından senaryoya uyarlandı. Metin Erksan ve David E. Durston’ın yönettiği filmin başrol oyuncuları Hülya Koçyiğit, Erol Taş ve Ulvi Doğan. 1963 yapımı filmin özgün müziğini Yunanistan’ın Akademi Ödüllü bestecisi Manos Hacidakis besteledi. İçinde barındırdığı kuvvetli siyasi taşlamaları ile politik öğeleriyle sinemamızın az sayıdaki örneğinden biri olan Susuz Yaz’ın ülkemizde gösterimine Sansür Kurulu tarafından izin verilmemiş ancak filmin Berlin Film Festivali'nde Altın Ayı ödülünü kazanarak olağanüstü bir başarı göstermesiyle devlet bu kez filme itibarını iade etme kararı vermişti. Sansür engeli nedeniyle ilk gösterimi Haziran 1964’te Berlin Film Festivali’nde yapılan film,  bu festivalin büyük ödülü olan Altın Ayı’yı kazanmış ve Türk sinema tarihinde uluslararası ödül kazanan ilk film olmuştu. Film, ayrıca 1964 Meksika Acapulco Film Festivali’nde Altın Maya Ödülü aldı, aynı yıl Yabancı Dilde En İyi Film dalında Akademi Ödülü adayı oldu. Susuz Yaz filminin restore edilmiş bir versiyonu, 2008 yılında 61. Cannes Film Festivali’nin ‘klasik filmler’ bölümünde gösterildi.

Çekimleri İzmir’in Bademler köyünde gerçekleştirilen filmin konusu ise şöyle: Ege’nin kurak topraklarındaki köylerden birinde, su sıkıntısı çeken köy halkı yaşayabilmek için suya, su için de su kaynaklarını arazisinde bulunduran Osman ve Hasan isimli kardeşlere muhtaçtırlar. Ağabey Osman her zaman açgözlü ve hırslı olan taraf olmuştur. Köylülerin yakarışlarına rağmen köylüye su vermeyi kabul etmez ve bu çatışmada hapse düşen kardeşinin karısına da göz koyar.