Bizim güzel bir atasözümüz var :
'Allah kimseyi açlıkla terbiye etmesin! '
14 şeker fabrikası satılıyor. Yani, şekerin olmayacak!
Ne olacak?
Tüm aklı başında, gelişmiş ülkelerin reddettiği nişasta bazlı şeker, mısır şurubu olacak ki; ABD bu konuda dünya devi ve müthiş bir stokları var. Sonra ne olacak?
Senin şeker üretimini bitirerek, zehirle eşdeğer mısır şurubunu üstelik daha pahalı satacaklar...
Bu tezgah, bu ülke köylüsünün en büyük geçim kaynağı olan, 'Tütün' konusunda da tezgahlandı.
Önce; 'Tekel' özelleştirildi ve yabancı firmalara satıldı. Ne yaptı yabancı firmalar?
'Sizin şark tütününüz bizim ürettiğimiz sigaralara uygun değil!
Biz kendi virginia tütünümüzü getireceğiz' dediler.
Sonuç:
Tütün üreticisi milyon köylümüz perişan olarak kentlere akın ettiler...
Yani; aynı şey şekerde de olacak!
'Ben şeker pancarı kullanmıyorum, kendi mısırımı getireceğim!' diyecekler ! ...

Açlıkla terbiye olmaz!

GDO, suyla oynanmış tohumlar akın akın bu ülke üreticisine dayatılıyor!
Kendi yerli tohumunu kullanamazsın, çünkü gizli ikili tarım anlaşmaları ile bu yasaklanmıştır. Sadece sana dayatılan, bir daha tohum vermeyen, ilerde üretim yapmaman için toprağı zehirleyen tohumları kullanmak zorundasın. Maalesef tarım ve hayvancılığımız sistematik olarak sona doğru götürülmektedir. 'Kendi kendine yeten 7 ülkeden biri' olan bu aziz vatan, giderek yiyeceğe muhtaç bir ülkeye dönüştürülmek isteniyor. Yani!
Dönersem başlığa; 'Allah kimseyi açlıkla terbiye etmesin!'
Bu yazıyı, Urla'dan yazan Mehmet Ali Özeriç'ten alıntı yaptım..
Bir uzman edasıyla yazmış...
Birçoğumuz zaten gelişmeleri biliyor.
Ama okuyucuya, daha doğrusu vatandaşın görüşünü hep ön planda tuttuğumuz için bugün de, güncelliğini koruduğu için Mehmet Ali Özeriç'in yazısını paylaştım.
İşin ilginç ve dikkat çekici yanı ise şöyle..
Mehmet Ali Bey, yazısının sonuna bir not eklemiş...
Dediği şu:
'Amin!' demeyeceğim!
'Amin' pasif bir dilek...
Lafın gerisi, aptala anlatılır!..

Palm yağı mı yoksa zeytinyağı mı?

Tütünden ve şekerden söz ettik...
Daha çok konu var. Ama bir yıldır yine ara ara gündeme gelen bir sorunumuz daha var...
İşte bunu da şu soru ile gündeme taşıyalım:
Palm yağı mı yoksa zeytinyağı mı?
Palm yağının dünyada üretim miktarı 57 milyon ton civarındadır. Endonezya ve Malezya'nın palm yağı üretimindeki payı yaklaşık yüzde 85'tir. Türkiye'de üretilmeyen palm yağının ithalat yoluyla ülkemize girişi 2000 yılında yaklaşık 200 bin tondan 2016 yılında 600 bin tona yükselmiştir. Ödenen döviz miktarı da 75-80 milyon dolardan 400-500 milyon dolara yükselmiştir.
Ülkemizin ham yağ ithalatında yüzde 30, rafine yağ ithalatında yüzde 52 gümrük vergisi koyma hakkı bulunurken, palm yağına uygulanan gümrük vergisi yüzde 15'tir.
Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi'nin (EFSA) raporlarında palm yağının 200 derecenin üzerinde rafine edilmesi halinde kanserojen etki gösterdiği belirtilmektedir.
Türkiye her yıl bitkisel yağ ve yağlı tohum ithalatına 3,5 milyar dolar ödemektedir.
Bitkisel yağ üretimimizi arttırmayı hedefleyen, dışa bağımlılığımızı azaltacak politikalar üretmek yerine sağlık açısından dünyada kabul görmüş zeytinyağımızın hammaddesini sağladığımız zeytinliklerimizin sık sık sanayi ve madencilik yatırımlarına açılmak istenmesi inanılır gibi değildir!
'Türkiye açısından zeytin mi daha önemli yoksa yapılacak tesis mi?' sorusuna da cevabımız 'Halkımızın sağlığı açısından tabi ki Kur'anda dahi kutsal kabul edilen zeytin ağacı' diyoruz.
Şu soruyla da bitiriyoruz;
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın kamu spotlarına göre hani ülkemizde yeterince tarım dışı alan vardı? Bu alanların hepsi bitti, yatırım için bir tek zeytinlikler mi kaldı?

DİP EKSPERES

Kontak çeviremeyeceğiz!


Ozan isimli okuyumuz 30 Ekim 2017 itibari ve daha öncesi akaryakıt fiyatlarına yapılan zamlara, günümüzü de eklemiş ve 'Her geçen gün vatandaşların sırtına bir yük olmaktadır. Vatandaş artık ekonomik bunalım içerisine girmiş, binlerce TL KDV, ÖTV ödeyerek aldığı aracının kontağını çeviremeyecek duruma gelmiştir.
Acil olarak bu zamların geri çekilmesini talep ediyoruz!' diyerek an itibari ile benzin,  motorin ve otogaz fiyatlarını da vererek, 'Yeter' diyerek yetkililerin dikkatini çekmeye çalışmış.