Fransız Fahri Konsolosluğu'nun tarihi binası içinde İzmir'in kültür-sanat hayatı içine girdiklerini, amaçlarının gelecek kuşağa sanat aşkını kazandırmak olduğunu söyleyen Arkas Sanat Merkezi Küratörü Müjde Unustası, 'Özellikle sanatı çocuklara ve gençlere sevdirmek için ebeveynlere ve okul yöneticilerine çok iş düşüyor. Bu konuda çok daha fazla önem gösterilmeli. Arkas Sanat Merkezi olarak çocuklara sanat ilgisi vermeye çalışıyoruz' diye konuştu

Bizi güler yüzüyle karşılayan ve içindeki sanat aşkıyla İzmir'de özellikle yeni nesli yakalamaya ayrı bir önem verdiklerine dikkat çeken Arkas Sanat Merkezi Küratörü Müjde Unustası'yla Arkas Sanat Merkezi'nin açılma sürecini, merkezin gelecek planlarını ve sanatın gelişmesi ve yaygınlaştırılması için neler yapılabileceğini konuştuk.
 
Arkas Sanat Merkezi İzmir'e kazandırılmış tarihi bir bina olma özelliğini de yanında taşıyor. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?
 
Arkas Sanat Merkezi, Fransız Fahri Konsolosluğu binasının içerisinde yer alıyor. Bu yapı neo-klasisizm dönemi örneği. Neo-klasisizm, 19. yüzyılda önem kazanan arkeoloji ile ön plana çıkarak, 19'ıncu yüzyılda kendini tekrar yenileyerek, eserlerde yeniden uyarlanmıştır. Bu binada da Antik Yunan mimarisinin yeniden uyarlandığını görebilirsiniz. Fransa Konsolosluğu, 1825-1835 yılları arasında kıyı ile Mecidiye Caddesi arasında yer alan geniş bir bahçeye inşa edilmiş iki binadan oluşmaktaydı. 1852'de meydana gelen depremden sonra Parisli mimar Edmond Renaud tarafından yeni bir bina inşa edilmiş, ancak bu bina da 1866'daki yangın ve 1880'deki depremle yeniden zarar görmüştü. 20. yüzyılın başına gelindiğinde, Fransız yönetimi mimar Emmanuel Pontremoli'yi yeni bir bina tasarlamakla görevlendirdi. Pontremoli'nin denize yakın olarak konumlandırdığı yeni bina 1906'da tamamlandı. İç avluya sahip binaya kuş bakışı bakıldığında binanın kare avlusunu görüyorsunuz. Taştan yapılma bina, 1922'de yaşanan büyük yangından çok fazla hasar görmedi. Bu bölgeye o dönemde Frenk Mahallesi denilirdi. Daha çok gayrimüslimler yaşamıştır. İzmir'in kültür ve sanat hayatına katkıda bulunacak mekân arayışında olan Arkas Holding tarafından bu bina 2011'de restore edildi. Bina, Fransız hükümeti tarafından 20 yıllığına Arkas Holding'in kullanımına verildi.


 
Burada çok farklı alanlardaki sergileri sanatseverlerle buluşturdunuz. İzmir'e sanat merkezi kazandırma düşüncesinin ortaya çıkışını ve gelişimini anlatabilir misiniz?

Arkas Sanat Merkezi'nin ilk sergisi "Arkas Koleksiyonu'nda Post Empresyonizm" ile 2011 Kasım ayında gerçekleşti. Sonrasında tablo, fotoğraf, cam, halı, tarihi eser gibi sanatın pek çok dalını kapsayan sergiler düzenlendi. Arkas Sanat Merkezi'nde bu sergilerin gerçekleşmesinde en büyük desteği, hiç kuşkusuz kendisi de önemli bir koleksiyoner ve sanatsever olan Lucien Arkas vermekte. Sergilerimizde dünyanın önde gelen müze ve kurumları ile de işbirliği yapıyoruz. British Museum, Louvre Müzesi, Lozan ve Bordeaux Güzel Sanatlar Müzesi, Rijksmuseum gibi uluslararası öneme sahip kurumlarla çalıştık ve çalışmaya da devam ediyoruz. Sanat merkezine girişi ücretsiz ve telefonla önceden rezervasyon yaptırmak kaydıyla ücretsiz rehberli turlarımız da var. Arkas Sanat Merkezi'nin misyonu, sanatı paylaşmak, sanata ilgiyi arttırmak ve yeni yetişen nesillere sanat bilincini aşılamak. Özellikle çocukların ve gençlerin sanata ilgi duymalarını sağlamayı amaçlıyoruz. 'Ağaç yaş iken eğilir' sözünden hareketle küçük yaşlarda bu alışkanlığı edindirmeye çalışıyoruz.

İzmir'in 2015 yılı fotoğraflarını çektiğiniz ve sergilediğiniz projeniz vardı. Bu fikir nasıl ortaya çıktı?

Eylül'de 'İzmir: Yarınlara Bir Miras' isimli bu projede, Türkiye'den ve dünyadan 18 fotoğraf sanatçısıyla 1 yıllık çalışma sonrasında bugünün İzmir'ini belgeleyerek geleceğe 'İzmir'in mirasını' görsel arşiv olarak bırakmak istedik. Bundan 100 sene sonrasında '2015'te İzmir nasıl bir kentti?' sorusuna cevap vermek istedik. Bu düşüncemizde 'İzmir: Batılı Bir Bakış' sergisinden doğdu. 18'inci ve 19'uncu yüzyıllarda İzmir'e gelmiş Batılı gezginler, yazarlar ve önemli tarihi kişilerin gözünden İzmir nasıl bir kentti sorusuna ülkemiz ve yurtdışındaki çok önemli kurum ve koleksiyonlardan İzmir'le ilgili ne varsa derleyerek, çok enteresan bir sergi ortaya çıkarmıştık. O sergi kapsamında da Avrupa'dan gelen bir grup özel fotoğrafın içinde Kordon'un ve Kemeraltı'nın 100-120 sene öncesi fotoğraflar da vardı. Bu fotoğraflar bizleri çok etkiledi, kentin yaşamı, mimarisi ile ilgili çok ilginç ipuçları içeriyorlardı. Bu noktadan hareket ederek biz de 2015'in İzmir'ini 4 binin üzerindeki kareyle fotoğrafladık. Bu fotoğraflar şu anda Arkas Holding'in arşivinde. Böylelikle geleceğe bugüne dair bir şeyler bırakmak istedik. Bu açıdan, 2015 sonbaharında gerçekleşen bu proje, esasında bundan 50-100 yıl geçtikten sonra çok daha büyük anlam kazanacak.

Arkas Sanat Merkezi olarak çok yönlü sergileri sanatseverlerle buluşturdunuz. Peki, bu sergilere sanatseverlerin ilgisi nasıl oldu? Sergilerin yeterli ilgiyi gördüğünü düşünüyor musunuz?

Sanat merkezimize ciddi bir müdavim kitlemiz oluştu. Her sergimize gelenler var. Bunun yanı sıra okullar da çok ciddi ilgi gösteriyor. Basında da haberler çıkıyor ama biz özellikle okullarla iletişim kuruyoruz. Çünkü okulların gelmesini özellikle önemsiyoruz. Onun dışında binanın önünden geçenler bile girip sergiyi gezebiliyor. Ciddi bir ziyaretçi kitlemiz oluştu.  Sergilerimize, Kordon'daki çiçekçi teyzeden, şirket yöneticilerine kadar her statüdeki insanın gelmesini ayrıca önemsiyoruz.  Çünkü 'sanatı sadece eğitimli kesim takip eder' algısını yok etmek ya da iyice azaltmak istiyoruz. Bu nedenle de sergiyi kurgularken, konuya dair en az fikri olan insanı da dikkate alıyoruz. Arkas Sanat Merkezi'ndeki sergilerde eserlerin bulunduğu alanllardaki bilgilendirme metinlerine ayrıca özen gösteriyoruz. Bir sergi, kişinin hiç ilgisini çekmeyen bir konuda da olabilir. Bu konuya insanın ilgisini çekmek için film ve videolar, eserlerin özelliğine uygun teşhir vitrinleri gibi her serginin kendi dinamiğine uygun kurgulamalarla sunumları ilgi çekici kılmaya gayret ediyoruz. Burası öyle bir mekan olmalı ki, sergiyi gezmeye gelen kişi binadan çıktığında artık aynı kişi olmamalı. Hayatlarında bir şeylerin değişmesi, gördükleri 3 objenin zihinlerinde kalması bizim için son derece önem taşıyor. Sanat eserlerinin korunması için bu eserlerin herkesin ortak kültürel mirası olduğu düşüncesinden hareket ediyoruz. Yani insanların bu eserleri sevmesi ve koruması için öncelikle anlaması gerektiğini düşünüyoruz. Bunu sağlamak için de bu eserleri insanlarla buluşturmayı ve onlar için daha görünür kılarak, sahiplenmelerini istiyoruz.

Özellikle okulların iletişime geçtiğini söylediniz. Öğrencilerin sanata olan ilgisi ne durumda? Mevcut katılımlarını daha yukarılara taşımak için ne gibi öneriler geliştirilebilier?
 
Bize okullardan büyük bir ilgi var, ama ne kadar çok öğrenci gelirse o kadar iyi tabii ki. Yeni neslin sanata olan ilgisini arttırmak için okul yöneticilerine ve ebeveynlere çok iş düşüyor. Çünkü bir yönlendiriciyle yapılan bu eylemler daha sonra çocukların kendiliğinden yaptığı eylemlere dönüşebiliyor. Çocuklarve gençlerde kültür-sanat bilincinin oluşmasını ve gelişmesini destekliyoruz. Aslında sanat büyük çoğunluğun hayatında ön planda değil. İnsanların; eğitim, işsizlik, yeme-içme gibi daha önemli öncelikleri var. Sanat onlardan sonra geliyor. Ama yine de, canı sıkılan bir kişi gelip yarım saat Arkas Sanat Merkezi'nde zaman geçirdiğinde enerjisinin değişeceğine inanıyorum. Buradaki her sergiyi en iyi nasıl hayata geçirebiliriz diye planlıyor ve karşılığını da ziyaretçi sayımızla alıyoruz. İzmir'in çok önemli bir kent olduğunu unutmadan, insanlara şehrin bilincinde olmalarını ve kentleşme bilinçlerini sağlamaya önem gösteriyoruz.



Önemli koleksiyoner ve sanatçıların koleksiyonlarını sanatseverlerle buluşturdunuz. Uluslararası alanda da bilindik bir merkez olma yolunda emin adımlarla ilerliyorsunuz. Bu konuda neler söylemek istersiniz?

Kurum olarak bir misyon sahibiyiz. Çok fazla sanatçı binamızda sergi yapmak istediğini belirtiyor. Burada düzenlenen hiçbir sergimiz satış amaçlı değil. Burası bir müze galeri. Burada daha çok nitelikli arşiv çalışmasına dayanan, biraz daha kamusal yönü olan, insanlara hem tarih bilinci aşılayan hem de gelecek ile bugün arasında ilişki kurmayı sağlayacak sergiler düzenlemeye çalışıyoruz. Bugün Louvre Museum gönül rahatlığıyla eserini gönderiyorsa bu kadar kısa zamanda bu çok önemli bir başarı. Demek ki biz bu eserlere en az Louvre Museum kadar iyi bakıyoruz. Burası sadece İzmir'e ait bir sanat merkezi değil. Dünyanın her tarafından gelen insan burayı geziyor.

Arkas Sanat Merkezi'nde şu an düzenlenen sergi hakkında bilgi verebilir misiniz?

'Antik Anadolu'nun Tanıkları' adlı sergimizde Muharrem Kayhan'ın koleksiyonunu sanatseverlerle buluşturduk. Muharrem Kayhan çok bilinçli bir koleksiyoner. Kendini bir coğrafya ve dönemle sınırlandırarak, her türlü toprak altı eseri ve sikkeyi koleksiyonuna katmamış. Daha çok Batı Anadolu, Lidya ve Karya Bölgesi'nden oluşan koleksiyonu ağırlıklı olarak Arkaik dönemden Helenistik dönemin sonuna kadar. Bu döneme ait paraları toplayarak, dünya çapında çok önemli bir koleksiyon oluşturdu. Bugün bu dönemde bu paralarla ilgili bir şeyler yazılıp çizildiğinde, bu koleksiyonun bir referans olduğunu göreceksiniz. Bununla ilgili iki kere katalog basılmış ve dünyada sadece 30 koleksiyon bu kapsama alınmış. Muharrem Kayhan'ın koleksiyonu da bunlardan birisi. 'Lidyalıların bulduğunu ve bastırdığını söylediğimiz paralar' şu an burada. Daha önce Türkiye'de herhangi bir müzede bu kadar kapsamlı sergilenmedi. İlk kez burada sergileniyor. Bu sergiyle aktif sikke koleksiyonunu bıraktığını söyleyen Muharrem Kayhan'ın koleksiyonu belki de kapsamlı olarak son kez burada sergileniyor.


Boğazlar sergisi

Önümüzdeki 1 yıl içerisinde burada yapılacak olan sergiler hakkında okuyucularımıza bilgi verebilir misiniz?

Mayıs 2016'da Çanakkale ve İstanbul boğazlarıyla ilgili bir sergimiz olacak. Milli Kütüphane ve Fransa Milli Arşivi'nden orjinal haritalar ve Osmanlı haritalarıyla o zamanki denizciliğe açıklık getirilerek, Osmanlı-Fransa ilişkilerini görmek mümkün olacak. Ondan sonraki Eylül ayında Anadolu seyahatleriyle kapımızı açacağız. Fransa'daki büyük müzelerden gelecek olan çeşitli tablolar ve dokümanlarla İzmir sergisi halkasının daha genişletilmiş hali olarak Anadolu'ya düzenlenmiş olan seyahatler sonucunda Anadolu'ya gelen seyyahların keşiflerini ve keşiflerden sonra ortaya çıkan eserleri sergileyeceğiz. Çok geniş kapsamlı bir sergi olacak. Ondan sonra da Arkas koleksiyonundan su temasıyla ilgili tablolardan oluşan bir sergi düzenleyeceğiz.


Sanal tur imkanı

Arkas Sanat Merkezi web sitesindeki sanal galeri hakkında bilgi alabilir miyiz?

Burada ortalama 3 ay süren sergiler düzenliyoruz. Süreli olmasından dolayı eğer o tarihler arasında ziyarete edemediyseniz ya da sergi bittikten sonra tekrar bütün eserleri incelemek istiyorsanız, internet sitemizden o sergiye ulaşabilirsiniz. Oda oda, her eserin çekimini yapıyor ve eserleri dijital ortama yükleniyor. Bunun yanı sıra çok kapsamlı sergi kataloglarımız var. Aslında bunlara katalog demek haksızlık olur. Bu kitapların her biri başvuru kaynağı. Sergilerdeki eserlerden oluşturulan kitaplar, geniş araştırmaya dayanan, İngilizce-Fransızca-Türkçe olarak 3 dilde ve çok kapsamlı olarak yayınlanıyor. Bu kitapları yurt içi ve yurt dışındaki müzelere ve üniversitelere de gönderiyoruz. Araştırmacıların haberdar olması ve birine ufak da olsa yardımı olması bizi mutlu ediyor. Bu sanal müzede merkezin açıldığından beri gerçekleştirilen sergilerin hepsi vardır. Sadece o an düzenlenen sergi yoktur. Bunun nedeni de sanatseverlerin gelip görmesini istememizdir.