Alt sıralardaki takımların, üst sıralardaki takımları bozguna uğrattığı bir hafta yaşadık. Hedefi Süper Lig olan takımlar yerlerinde sayarken, küme düşmeye oynayan takımlar, adeta birbirlerinin üzerlerine basa basa yukarıya çıkmaya çalışıyorlardı. Bu sadece bu hafta için de geçerli değildi. Ligde 2. yarı başladığından beri bu böyle devam etmekteydi.

Ligin bu durumu, hedefleri aynı olan takımların aralarında oynayacakları karşılaşmayı çok önemli bir hale getiriyordu. Küme düşmemek isteyen Manisaspor ile Bandırmaspor karşı karşıya geldi. Yenilen düşme potasında kapatacaktı haftayı.
Manisaspor'un oyununu herkes biliyor artık. Bandırmaspor ise muammaydı. Yapması gereken kendi oyununu oynamak değil, rakibinin artılarını ve eksilerini dikkate alarak oynamaktı. Bu da çalışmaktan geçer. Bunu mücadeleyi izleyince anlayacaktık ama anlayamadık.
Dakika 5... Gol Savaş Yılmaz... Manisaspor daha ilk dakikalarda öne geçti. Bu golle Bandırmaspor abandone oldu adeta. Beraberlik golüne odaklandı, çok büyük bir hata yaptı. Manisaspor'a kimler kimler yüklendi, 4-5 yedi, hüsrana uğradı. Ama defansif oynayanlar da puan almayı başardı. Konuk takımın defansı orta sahaya kadar çıktı, Manisa'nın ekmeğine yağ sürdü. 2, 3, 4, 5. 34 dakikada 5-1. Rekor mu gelecek dedik. 2. yarı karşılıklı birer gol, bu sezonun en gollü maçı rekorunu kırdırttı.
Manisaspor kendine bir tarz edindi, oradan ilerliyor. Bandırmaspor ise şu defansına bir türlü çözüm bulamıyor. Gol yediği an gardı düşüyor, disiplinden uzaklaşıyor, oyundan kopuyor. Önce buna bir çare bulunmalı.

Bu ağır oldu

5-2... Çok ağır bir skor. Yenen 5 gol... Üstelik 2017 yılı içinde, haftalardır sahasında maç kazanamamış Elazığspor'du bu golleri atan... Bir taraftan bakıldığında durum çok kötü. Ancak farklı bir açıdan bakıp, değerlendirmek gerekir. 5 de yenebilir, 6 da yenebilir. Hiç bir önemi yok. Süper Lig lideri Beşiktaş, Şampiyonlar Ligi'nde hiç bir iddiası kalmamış olan takımdan 6 gol yedi. Bu tür skorlar olabiliyor bazen.
Göztepe, uzun süredir iyi futbol oynamıyor. Koşmuyor, savaşmıyor. Karşısına dişli bir rakip çıkınca, karşılık veremiyor. Cumartesi aslında fark yese de ezilmedi, üstün de değildi elbet.
Daha 5. dakikada öne geçti. Bundan sonra defans hata üstüne hata yaptı. Başka maçlarda da hata yapıyordu ama bir farkı vardı. Elazığspor'a karşı yapılan her hata, golle cezalandırıldı. Neredeyse ilk yarı hiç boş dönmediler ve 4 gol atmayı başardılar.
Skor 3 farka çıkınca herkes için maç bitmişti lakin Göztepe için bitmemişti. Bırakmaya hiç niyetleri yoktu. Elazığspor'un da geri adım atmaya hiç niyeti yoktu.
2. yarı başladı, ev sahibi takım kesinlikle geride kabul etmedi oyunu, hatta ve hatta defansını orta sahaya kadar çıkardı. Bu da her iki takım için bol pozisyonlar doğurdu. Neyse ki bu yarı her hata gol getirmedi. Yoksa skor çift hanelere bile çıkabilirdi.
Elazığ kaçırdı, Göztepe kaçırdı... Böyle devam etti. Dikkat çeken nokta, Elazığsporlu oyuncuların gelişi güzel ortaları bile, sarı kırmızılıların kalesinde tehlike yaşatıyor olmasıydı. Ceza alanı içinde çarpraz pozisyonda, görmeden öylesine pas atılıyor, top yavaş yavaş gidiyor ama yinede hiç bir Göztepeli oyuncu müdahale edemiyor, arkalardan koşarak gelen Elazığlı oyuncu topu önünde buluyor, çok rahat vuruyor, neyse ki etkili bir vuruş yapamıyor.
Normal süre bitti, goller bitmedi. 3 dakikalık uzatma dakikalarına karşılıklı birer gol bile sığdırıldı.
Bu kadar gol ve bu kadar fark yenebilir, maç kaybedilebilir gayet normal. Bu gelecek için bir ölçü değil. 'Gelecek hafta iyi oynanır, kazanılır' diyebiliriz. Ancak Göztepe haftalardır iyi oynamıyor ki bunu diyebilelim. Ümit verci tek şey, şampiyonluğa oynayan takımların da bol bol puan kaybediyor olmaları.

İzlersen yersin

Bir tarafta ilk ikiye girmeye çabalayan Balıkesirspor, diğer tarafta liderliği kaptırmak istemeyen Evkur Yeni Malatya.
Her iki takımda sahaya galibiyet için çıktı. Malatya deplasmanda oynamasına rağmen ve de rakiplerinin puan kaybetmesine rağmen beraberliğe bile razı değildi. Tam saha presle maça başladı ama Balıkesirli oyuncular bu presi rahatça aşmayı başarabildiler. Sonrasında bir duran topla öne de geçtiler. 32. dakikaya kadar oyun aynı şekilde devam etti. Bu dakika beraberlik golü dakikası.
Dialiba'nın çektiği sert şut, Balıkesir kalesinin üst direğinde patladı adeta. Top havalandı ve sonrasında süzüle süzüle yere inmeye başladı. Bu esnada kaleci yerden kalkıp, kalesine doğru koşarken takım arkadaşları ise olduğu yerde çivilenmiş bir şekilde topun inişini seyre daldılar. 'Kimsenin yapmadığını yaparsan, kazanırsın' derler. İki Malatyalı çıktı, kimsenin yapmadığını yaptı, topun indiği noktaya koştu, en çabuk davranan Eren bomboş bir pozisyonda kafayı vurdu, herkesin bakışları altında, topu ağlara gönderdi. Bu golden sonra Malatya baskı kurdu, devre arası gelene kadar.
İkinci yarının başlarında, 50. dakikada Ayite ile öne geçen takım, konuk takım oldu. Balıkesir beraberliği arasa da, gole daha çok Malatyaspor yaklaştı, sonuç alamadı. Maçın bitmeine 30 saniye kadar kala, mucizevi bir penaltı, hiç yoktan 1 puanı koparttı Balıkesir'e.

Denizli misafir kaldı

Denizlispor, Samsunspor karşısında çok hakkettiği bir mağlubiyet aldı! Kendi sahasında oynamasına rağmen, ev sahibi olan sanki Samsunspor'du. Çok istediler, gol pozisyonlarına girdiler, kaçırdılar ama 1 tane atmayı başararak, 3 puanı kaptılar.
Denizli ise doğru düzgün pozisyon bulamadı. Defans dörtlüsünü mümkün olduğunca öne çıkardı, alan daraltmaya çalıştı. Bu yüzden bir kaç pozisyonda arkaya adam kaçırdı, kalesinde tehlikeler yaşadı.
Denizli'nin durumunu özetleyecek bir pozisyon yaşandı 65. dakikada. Denizlili oyuncu orta alandan aldığı topla ceza alanına yaklaştı. Karşısında 2 rakip defans oyuncusu vardı. Diğerleri sağ tarafa yığılmış durumdaydı. O 2 kişiyi çalımlayarak gole gitmesi imkansız gibi bir şey. Yapacağı tek şey, uzaktan şut çekerek şansını denemesi.
Buraya kadar her şey normal. Ancak sol tarafta, taç çizgisine yakın bir başka Denizlili kanat oyuncusu vardı. Tam adına yakıştığı gibi, kanatta; bırakmıyor orayı. Pas bekliyor. Oraya topu atsan ne olacak? Yapacağı tek şey orta, ki o ortayı değerlendirebilecek en fazla 2 arkadaşı var. Oraya pas verilmez, dolayısıyla o kanat oyuncusu, tamamen oyunun dışında, etkisiz eleman. Asıl noktaya geleyim:
Kanat oyuncusu yeri geldiğinde defans, yeri geldiğinde forvet oyuncusu olabilmeli. Nerede boşluk görürse, orayı doldurmalı. Bu pozisyonda forvet yoktu. Hemen ceza alanına hareketlenmeli, ya duvar olup, verkaça girmeli ya defansı karıştırmalı, arkadaşının önünü boşaltmalı ya da defans arkasına koşu yapmalıydı. Kısaca 2'ye 1 değil, 2'ye 2 doğrudan gole gidilmeliydi. Bunu yapmazsan, başarılı olman da çok zor olur, sonrasında da küme düşme hattındaki takım karşısında ev sahibiyken, misafir konumuna düşersin.

2.Lig Beyaz Grup

Bucaspor, evelsi hafta yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen, çıktılar sahaya, Pendikspor'u 3-1 yendiler.
Fethiyespor, mağlubiyetler serisini ilginç bir şekilde sonlandırdı, 5'e çıkarmadı. Kahramanmaraş karşısında 90+2'de geriye düştü, 90+4'te beraberliği yakaladı.

2.Lig Kırmızı Grup

Menemen Belediyespor 15. sıradaki 1461 Trabzon'la 90. dakikada yediği golle 2-2 berabere kaldı ve üzerindeki 2 rakibiyle puan farkı 8'e çıktı. Bundan sonra liderlik Kaf Dağı'nın ardında.
Karşıyaka, deplasmanda Kastamonuspor 1966'ya 1-0 kaybetti. Oynadığı futbol, ilk 5 içine girebilmek için bile hiç ümit vermiyor. Oysa gücü var ve sadece bir şeyler değişmeli. Aydınspor 1923'ün lider Gümüşhanespor'a 4-0 gibi farklı bir skorla yenilmesi, biraz hayal kırıklığına uğrattı taraftarını. Neyse ki şimdilik alttan bir tehdit hissetmiyor.

3.Lig 1.Grup

Olaylı Kütahyaspor - Altay maçı. Tribünlerde çıkan olaylar, saha dışına da taşındı, takviye kuvvetlerle önlenebildi ancak. Saha içinde ise yine o tanıyamadığımız Altay vardı. Zor görülen maçları kazanıyor, kolay görülenleri kaybediyor. Küme düşme hattındaki Kütahyaspor'dan beraberliği 90+5'te kurtardı. Bu golle maç bitti, 1 puan kazanıldı, 2 puan kaybedildi. Şampiyonluktan bir adım daha uzaklaşıldı.

3.Lig 2.Grup

Lider Bodrumspor, haftayı Dersimspor galibiyetiyle kapattı: 1-0. Rakiplerinin de puan kaybetmesiyle, puan farkını 8'e çıkardı.
Tire 1922 lig sonuncusu Türk Metal Kırıkkale'yi sahasında yenmeyi başaramadı. İlk 5 için çok ilginç bir yarış var. 2. sıradaki takımla, 9. sıradaki takım arasında sadece 5 puan fark var. Bu hafta yaşanan ilginç şey de, bu sekiz takımdan biri kaybetti, diğer yedisi ise berabere kaldı.
İddiası olup da berabere kalan takımlar arasında Manisa BBSK de var. 2 puan üzerindeki Silivrispor ile sahasında 1-1 berabere kaldı.

3.Lig 3.Grup

Afjet Afyonspor, lig sonuncusu Orduspor deplasmanında ummadık 2 puan bıraktı. Golsüz biten maçta, Orduspor 66. dakikadan itibaren kırmızı karttan dolayı 1 kişi eksik mücadele etti. Neyse ki, en yakın takipçisinin yenilmesi, biraz rahatlatan etken oldu.

Atınç Nukan

Geleceğin yıldızı olarak gösterilen Beşiktaşlı Atınç Nukan, son haftalarda takımında forma giymeye başlayınca, izleme şansı bulduk. Oyuncuların ilk baktığım özelliği, pozisyon almalarıdır. Pozisyon alma, sezgi işidir. Sonradan kazanılmaz, sadece geliştirilir. Yapman gerekeni ezberler, maç içerisinde uygulayabilirsin ancak ezbere oynamak kafayı oldukça fazla meşgul eder, bir çok hatayı da beraberinde getirir. Çünkü iyi bir oyuncu, hem sezgisi hem de düşünme yeteneği olan oyuncudur. Maalesef ki Atınç'ta sezgi özelliğinin yeteri kadar gelişmiş olduğunu göremedim. Hatalı duruşları, rakiplerine avantaj oldu.
Önceki hafta, Galatasaray maçında ceza alanı içindeki yanlış müdahalesi de cabası. Penaltı yaptırdı ama hakemlerimizin maşallahı var, es geçti de paçayı kurtardı. Boyu 1.93, defans oyuncusu için büyük avantaj. Karakter olarak da çok iyi birine benziyor. Geleceği için pek ümidim olmasa da, bir mucize olmasını isterim elbette.