Gazetemizin köşeyazarlarından Avukat Erdem Akyüz, '500 kg mavi kapak getirilmesi halinde özürlülere bir adet tekerlekli sandalye verilecek' kampanyasında Türk halkının nasıl kullanıldığını gözler önüne serdi

*Bize 'mavi umut' olarak sunulan, milyonlarca insanın iyi niyet duygularıyla oynayan bir kampanyayla ilgili gözümüzden bir perdeyi indirdiniz. Şüphelenme ve araştırma sürecinizi anlatır mısınız?

Mavi kapak veya benzer isimle yürütülen kampanya hakkında baştan beri şüphelerim vardı. Zaman zaman, miktarı çok olmamakla beraber ben de kapak topladım. Bunları cebimde, çantamda taşıyarak yollara asılan daha büyük toplama kaplarına bıraktım. Ama kafamdaki soru ve kuşku hep devam etti: Neden pet şişenin kendisi toplanmıyordu da yalnızca kapakları toplanıyordu? Bu kapaklar diğer her şeyden daha mı kıymetli idi? Ne kadar ve neden kıymetli idi? Gerçi diğer renkteki kapakları da topluyorduk; ama neden illa mavi kapak deniyordu, diğer renkteki kapaklar bu kadar kıymetli değil mi idi?
Tıpkı benim gibi, bu sorular, kapak toplayan pek çok kişinin aklının bir ucunda yatmaktaydı. Bu sorulardan bir kısmının yanıtını halen bulabilmiş değilim. Ama bunun altındaki neden anlaşılmıştır: Yönetmelik ve talimatlarla önce her çeşit pet şise ve plastik atık toplama mecburiyeti getirilmiştir. Firmalar zorlanınca bu zorunluluk yalnızca kapak şekline dönüştürülmüştür. Toplanan kapak kadar pet şişenin de toplandığı var sayılmıştır. Daha sonra, halkın yardım ve merhamet duygularını kullanarak kapakları vatandaşa toplatmak yoluna gidilmiştir.

*Ambalaj ve atık olarak kabul edilen maddeler arasında sayılan 'Su, maden suyu, meyve suyu, şampuan, deterjan ve benzeri ambalajların kapakları'ndan neden sadece su kapakları seçildi? Suyun çok daha fazla tüketilmesinden dolayı mı?

Burada yapılan şey, basit bir yönetmelik değişikliğidir. Eski yönetmelik yürürlükten kaldırılarak, 24.8.2011 gün 28035 sayılı Resmi Gazete'de yeni yönetmelik yayınlandı. Bunun adı 'Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği'dir. Yeni yönetmeliğe bir çizelge eklenerek, nelerin ambalaj atığı olduğu gösterilmiştir. Buna göre ambalaş atıkları ve toplanması gereken şeyler yalnızca su şişe kapakları değil: 'Su, maden suyu, meyve suyu, şampuan, deterjan ve benzeri ambalajların kapakları' olarak gösterilmiştir. Burada dikkat edilmesi gereken şey; yalnızca su şişelerinin değil, maddede sayılan maden suyu, meyve suyu, şampuan, deterjan ve benzeri ambalajların kapaklarının toplanmasıdır. Yani bütün bu zararlı maddelerin kendilerinin değil, yalnızca kapaklarının toplanması yeterli görülmüştür. Ama kamuoyuna bu durum su şişelerinin mavi kapakları olarak yansımıştır. Esasen en çok üretilen madde de budur.

*Mavi kapak yolsuzluğu ile ilgili yapılacak bir şey var mı; yoksa tamamen çaresiz durumda mıyız? Çünkü burada milyonların kullanılması söz konusu.

Yönetmeliklerde bu değişikliklerin yapılmasının elbette bir sebebi vardı. Bu sebep de üreticileri cezadan ve şişe veya kapak toplama zahmetinden ve cezasından kurtarmaktır. Bu durumda aslında yapılması gereken şey yani adil ve sosyal bir devletin yapması gereken şey, bu değişikliğin kimler tarafından yapıldığının tespit edilmesidir. Yani bu değişikliği hangi yönetici veya bürokratlar emretmişlerdir, istemişlerdir, hangi aşamalardan geçmiştir, kimler yazmıştır, kimler imzalamıştır. Siyasi istek ve baskı olmuş mudur? Bu işi yapanlar saptandıktan sonra haklarında idari, hukuki ve cezai işlem yapılmalıdır. Aksi takdirde hiçbir şey çözülemez. Bu gün bize kapak toplatan zihniyet veya zeka, yarın bir başka şey toplatır. Bireysel olarak belki de bu araştırmanın yapılması için, idari ve adli makamlara müracaat etmek gerekir. Yoksa bireysel olarak bazı kurumlara, üreticiye veya büyük toplayıcı merkezlere dava açmanın ve kazanmanın çok zor olduğu görülmektedir. Pet şişeler doğada senelerce bir çöp ve atık olarak kalmakta ve bitki, hayvan, insan için zararlarını sürdürmektedir. Bu yüzden, pet şişe ve benzerlerini üreten firmalara, ürettikleri malın, her sene artan belli bir miktarını toplama zorunluluğu getirilmiştir. Toplamayanlara verilen ceza da çok ilginçtir. Ürettiği plastik malzeme ve pet şişelerden yeteri kadar toplamayanlara, depozitolu cam şişe ile üretim yapma cezası verilecekti. Aslında cam şişe ile üretim bir ceza olarak düşünülmemelidir; çünkü bu en sağlıklı bir üretim tarzıdır. Cam şişe ile üretim özendirilmelidir. Ama bizde en sağlıklı üretim tarzı, bir ceza olarak görülmüştür.

*Birey olarak bu tür kandırılmalara alet olmamak için ne tür önlemler alabiliriz? Sonuçta bu tür bilgileri edinmek kolay değil ve her birey de araştırmacı değil.


Aslında bu konuda ilk ve tek araştırma yapan kişi ben değilim. Daha önce de buna benzer kampanyalar yapılmıştı; sigara paketleri, kola kapak kutuları, hatta kan numunesi toplama kampanyaları yapılmıştı. Bu kampanyalardaki hata ve noksanları dile getiren insanlar olmuştu. Anacak o dönemlerde iletişimin zayıf olması, gerçeği söyleyen insanların derdini anlatacak yer bulamaması, insan hafızasının unutkan olması ve en önemlisi bu aldatıcı kampanyaları yapan ve alet olanların cezasız kalması, bunları hep tekrarlanan bir konuma getirmiştir.

*Yazılarınızdan sonra üretim yapan firmalardan ya da haberinizden rahatsızlık duyarak arayanlar, aksini iddia edenler oldu mu?

Bu kampanyaya ilişkin açıklamalarımdan ötürü, çok sayıda mektup, email almış bulunmaktayım. Düzenlemiş olduğum Facebook sayfası rekor derecede paylaşım yapmıştır. Gelen yanıt ve yorumların tamanına yakını, büyük bir kısmı ümitsizlik, kandırılmışlık nedeni ile hayal kırıklığı ifadeleridir. İnsanlar kendilerini kandırılmış hissetmektedirler. Çok az sayıda direnen olsa da, sayıları azdır ve hiçbir gerekçeleri yoktur. İlk açıklamamda karşı çıkan ve hücum edenler olmuştu. Ama çıkarılan yeni yönetmeliğin Resmi Gazete sayısını, tarihini verince ve içeriğini yazınca, bir kısmından özür beyanları aldım. Üretici firmalar ise hiç üzerinde durmadılar; çünkü zaten alacaklarını almışlardı.