2018 yazı Orta Amerika'da ve Ortadoğu'da bölgesel güç olma arayışındaki iki devlet olan Meksika ve Türkiye'de seçim ayları idi. Meksika'da iki parlamento seçimleri ve yerel seçimler yapılırken, Türkiye'de cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri yapıldı.

Meksika, üst üste birçok seçimden zaferle çıkan ve iktidarını on yıllar boyunca kurumsallaştırmayı başarmış Devrimci Kurumsal Parti'nin iktidarında seçimlere gitti. Türkiye'de ise 2002 yılından bugüne üst üste aldığı seçim zaferleri ile kesintisiz iktidar olmayı başarabilmiş Adalet ve Kalkınma Partisi yönetimi vardı.

Meksika'daki iktidar partisinin isminde devrimcilik vardı. Ancak parti tekelci kapitalizmin çıkarlarının sözcüsü bir siyasi hareket idi. Zaman içinde toplumun ekonomik açıdan zayıf kesimlerinin çıkarlarını savunmaktan uzaklaşmış, yolsuzluklar, siyasi suikastlar ve enerji gibi stratejik sektörlerde yaptığı geniş kapsamlı özelleştirmeler ile anılan, tutarlı bir dış politik duruşu olmayan bir siyasi hareket idi.
Türkiye'de ise Adalet ve Kalkınma Partisi, muhalif siyasi partiler tarafından yolsuzluk, anlamsız özelleştirmeler, yanlış tarım politikaları, eklemlenmiş bir ekonomik elit yaratma, medyada tekelleşme, yargının siyasallaşması gibi konularda yapılan eleştiriler altında seçime girdi.

Peki sonuçlar ne oldu? Meksika seçimlerini % 53 oyla muhalefetteki Ulusal Yenilenme Hareketi (MORENO) kazanıp uzun yıllardır süren sağ iktidarları noktalarken ve ülkenin başına muhalif lider Andrés Manuel López Obrador geçerken, Türkiye'de mevcut cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan % 52 oyla cumhurbaşkanlığı görevine seçiliyordu. Meksika'da egemen parti konumundaki Devrimci Kurumsal Parti, % 17'lerde kalırken, Türkiye'de muhalif cumhurbaşkanı adaylarından Muharrem İnce ancak % 30'lara erişebiliyor, parlamento seçimlerinde ise ana muhalefet partisi CHP, % 23'lerde kalıyordu.
Benzer koşullar altında yaklaşık aynı zamanlarda gerçekleşen seçimlerden Meksika'da ezici bir çoğunlukla sol muhalefetin, Türkiye'de ise mevcut sağ iktidarın zaferle çıkmasının nedenleri araştırılmalıdır.
Elbette toplumsal bilimlerde, doğa bilimlerinin aksine bu çeşit karşılaştırmalarda anlamlı sonuçlara ulaşmak çok daha zordur. Buna rağmen, Obrador'un ve Moreno Hareketi'nin seçim süreci ve öncesinde ne yapıp ne yapmadıklarının karşılaştırılması üzerinden bir çözümleme, belki de CHP'ye yerel seçim stratejisi konusunda bir rehber olabilir.