İnsan biyo-psiko-sosyal bir varlıktır. Dolayısı ile hem biyolojik hem psikolojik hem de sosyal olarak bu üç alanda sağlıklı olmak, insan mutluluğunun da temelini oluşturur. Yaşadığımız bu dünyada insan her zaman kendisi için en iyiyi ya da en güzeli arzu eder ancak hayat bazen istenildiği gibi devam etmez ve insan kendisini bazı kaygıların içinde bulabilir. Bu kaygılardan biri de ekonomik kaygılardır. Psikolojik Danışman Mehmet Dalkıran, psikolojimizi etkileyen ekonomik kaygılarla mücadele etmemiz gerektiğini belirtiyor.

Kim korkar kaygıdan!

İnsan hayatın içerisinde nasıl ki herhangi bir olay-durum karşısında farklı kaygı durumları yaşıyorsa ekonomik kaygı da bu durumlardan bir tanesi aslında. Öncelikle kişinin yaşadığı ekonomik kaygıyı ortaya çıkaran ve kişinin kaygısını tetikleyen düşüncelerini belirlemesi gerekiyor. Bu durum problem çözme basamaklarının ilk basamağı olan problemin tanımlanması basamağını oluşturuyor. Ekonomik kaygıyı ortaya çıkaran ve kişinin olay ya da duruma bağladığı düşünce süreçleri belirlendiğinde ne kadar sağlıklı düşündüğüyle ilgili fikri de oluyor.
Ekonomik kaygıyı ortaya çıkaran düşünceler tespit edilir ve sağlıklı düşüncelerle yer değiştirilirse kaygı duygusu yerini umut etme, azim, kararlılık, motivasyona bırakmaya başlıyor.
Özetle her zaman 'Çıkış yolu' var!

Şimdilik zam yok!

Hepimizi ilgilendirdiği için önce şunu belirteyim: Petrol Ürünleri İşverenler Sendikası (PÜİS) Genel Başkanı İmran Okumuş, bazı sosyal medya paylaşımlarında yer alan, '1 Temmuz 2018'den itibaren akaryakıtta Özel Tüketim Vergisi'nin (ÖTV) aralıklı olarak artırılacağı ve bunun zam olarak pompa fiyatlarına yansıyacağı' yönündeki iddiaların asılsız olduğunu bildirdi. Böylece, 'Akaryakıtta zam' iddialarına yanıt verilmiş oldu.
Bu arada hatırlatayım:
Türkiye genelinde 10-50 çalışanı bulunan özel sektör, 1 Temmuz'dan itibaren otomatik Bireysel Emeklilik Sistemi'ne (BES) dahil olacak. Otomatik BES'e 2,7 milyon kişi daha katılacak.
Ülke genelinde tasarrufların artırılması amacıyla geçen yılın başından itibaren uygulanan Otomatik Katılım Sistemi'ne (OKS) 45 yaş altındaki çalışanların kademeli katılımı devam ediyor. Bu kapsamda, 1 Temmuz'dan itibaren Türkiye genelinde 10-50 çalışanı bulunan özel sektör sisteme katılacak.
Bu grupla otomatik BES'e 2 milyon 701 bin 698 çalışan daha dahil olacak. Sisteme 10 ve daha az çalışanı bulunan özel sektör de 1 Ocak 2019'dan itibaren katılacak.
OKS kapsamında ilk aşamada bin ve üzeri çalışanı olan özel sektör 1 Ocak 2017'de, memurlar (genel ve özel bütçeli idareler) ile 250-bin çalışanı bulunan özel sektör 1 Nisan 2017'de, 100-250 çalışanı bulunan özel sektör kuruluşları da 1 Temmuz 2017 itibarıyla sisteme katılmıştı. Bu yılın ocak ayından itibaren de 1,3 milyon çalışanı olan mahalli idareler, KİT'ler ve 50-100 çalışanı olan özel sektör sisteme dahil olmuştu.
Sisteme yeni girecek çalışanlardan da prime esas kazancın yüzde 3'üne karşılık gelen tutarda BES kesintisi yapılacak. Çalışanlar tarafından ödenen katkı paylarına, BES ile aynı koşullara tabi olarak yüzde 25 teşvik verilecek.
2 aylık cayma süresi sonrasında sistemde devam eden çalışanlara da ek olarak bin lira tutarında devlet katkısı sağlanacak. Ayrıca emeklilik halinde hesabındaki birikimi yıllık gelir sigortasıyla almayı tercih eden çalışana, birikiminin yüzde 5'i kadar ilave devlet katkısı teşviki verilecek.

DİP EKSPRES

Yardımın üçte biri Türkiye'den

Türkiye'nin geçen yıl 8,07 milyar dolar yardım yaptığı görülürken, dünyada en çok insani yardım yapan ülkeler listesinin bir numarasına yerleşti. İngiltere merkezli Kalkınma İnisiyatifleri Örgütü'nün raporundan ve medya yansımalarından derlenen bilgilere göre, Türkiye 2017 yılında en çok insani yardım yapan ülke oldu.
Geçen yıl 8,07 milyar dolar yaparak birinci sıraya oturan Türkiye'yi, 6,68 milyar dolar ile ABD, 2,99 milyar dolar ile de Almanya takip etti. İngiltere insani yardım raporunun üçüncü sırasında yer alırken, 2,52 milyar dolar yardım yaptığı görüldü.
Avrupa Birliği kurumlarında ise bu rakam 2,24 milyar dolar olurken, kurumlar bu rakamla dördüncü sıraya yerleşti.