Lütfü Dağtaş-Karşıyaka MEB Selçuk Yaşar Alaybey Ortaokulu, Suriyeli mülteci çocuklara yönelik Ulusal Ajansın desteklediği "Keep calm! I am a refugee" adlı Erasmus projesini koordine ediyor. Projede Yunanistan, Polonya, Romanya, Slovakya, Hollanda ve Portekiz yer alıyor.

Karşıyaka MEB Selçuk Yaşar Alaybey Ortaokulu, Suriye sorunu ile ilgili olarak mülteci çocuklara yönelik Ulusal Ajansın desteklediği "Keep calm! I am a refugee" adlı Erasmus projesini koordine ediyor. Selçuk Yaşar Alaybey Ortaokulu Müdürü Abdullah Aycan, Türkiye'nin koordinatör ülke olarak yer aldığı projede Yunanistan, Polonya, Romanya, Slovakya, Hollanda ile Portekiz'in ortak olduğunu söyledi, "İlk toplantı Romanya'nın Ploiesti şehrinde yapıldı. Projenin süresi olan iki yıl boyunca çocuklar üzerindeki mülteci olmaktan kaynaklanan olumsuzlukların giderilmesine yönelik çeşitli etkinlikler gerçekleştireceğiz" dedi.
Selçuk Yaşar Alaybey Ortaokulu Müdürü Abdullah Aycan ile proje hakkında bir söyleşi yaptık.
               
*Sayın Aycan, öncelikle ülkemizdeki Suriyeli mültecilerin son durumu ve neden böyle bir projeye ihtiyaç duyduğunuz hakkında biraz bilgi verir misiniz?

Resmi açıklamalar sonucu Türkiye'de 2.5 milyon Suriyeli mülteci bulunduğunu öğreniyoruz. En son Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı AFAD'ın verilerine göre, yine ülkemizdeki 380 bin Suriyeli mülteci çocuğun 111 bini 5 yaşın altında. Geri kalan 269 bin çocuk eğitim çağında. Rakamlar ürkütücü. Bu çocuklar halen barınma merkezlerinde kurulan okullarda veya bizim gibi MEB'e bağlı eğitim kurumlarında öğrenim görüyorlar. Selçuk Yaşar Alaybey Ortaokulu olarak bizim de Suriyeli öğrencilerimiz var. Okullarımızda eğitim gören mülteci öğrenciler hem eğitsel hem de psikolojik desteğe gereksinme duyuyorlar. Okulumuzdaki Suriyeli öğrencilerimizin pek çok konuda uyum sorunları yaşadığını görmemiz sonucu böyle bir projeye gereksinme olduğuna karar verdik ve yola koyulduk.
               
*Okul olarak koordinatörü olduğunuz bu proje nedir, özetler misiniz?


Bildiğiniz gibi güney komşumuz Suriye'de bir savaş yaşanıyor. Bu durum pek çok sıkıntıyı da beraberinde getiriyor. Sınır komşusu olduğumuz için bu meseleden en çok etkilenen ülke biziz. Mülteci göçüne dayalı sorunları hemen her gün uluslararası basın yayın organlarında okuyoruz.            
İzmir'de de çok sayıda Suriyeli mülteci var. Bildiğiniz gibi Çiğli'de bir mülteci kampı hayata geçirildi. Selçuk Yaşar Alaybey Ortaokulu'nda da Suriye'den göç etmiş öğrenciler mevcut. Savaşın, çocuklarda ruhsal ve bedensel etkilerinin travmatik bir boyutta olduğuna yakından tanık olduğumuz için Suriyeli öğrencilerimizin sosyal, kültürel pek çok konuda uyum sorunları yaşadığını gördük ve böyle bir projeye ihtiyaç duyduk. Koordinatörü olduğumuz bu proje, mülteci çocukların uyum sürecine destek olmanın yanı sıra diğer öğrencilerin de bu çocukların yaşantılarına yönelik empati geliştirebilmelerine olanak sağlıyor.


             
Projenin kapsamı

*Proje kapsamında ne gibi çalışmalar gerçekleştirmeyi planlıyorsunuz?

Öncelikle Türkiye'nin koordinatör ülke olarak yer aldığı bu uluslararası projedeki diğer ortak ülkeleri sıralayayım: Yunanistan, Polonya, Romanya, Slovakya, Hollanda, Portekiz. Bu ülkelerin ortak olarak kabul ettiğimiz eğitim kurumlarıyla işbirliği halindeyiz. Karşılıklı ziyaretler yapıyor, çalışmalar planlıyor, bunları hayata geçiriyoruz.
            
*İlk çalışmanızı nerede ve ne zaman yaptınız?

Romanya'nın Ploieşti kentinde, 5-9 Aralık tarihleri arasında ilk toplantımızı yaptık. Proje kapsamında planladığımız etkinlikleri gözden geçirdik.
Öncelikle ortaklarımız ile eğitim bölgemizdeki okullarda bulunan mülteci öğrencileri belirledik. Bu öğrencilere rehber arkadaşlar tayin ettik. Belirlediğimiz öğrenciler mülteci öğrencilerimize projenin yürütüleceği 2 yıl boyunca rehberlik edeceklerdir.
Ancak mültecilerin en büyük sıkıntılarından biri dil sorunu. Proje ortağı ülkeler kendi anadillerinde dil kursları hazırladılar. Mülteci öğrenciler bu kurslara yönlendirildi. Ayrıca isteyen veliler de kursa katılabileceklerdir.
Kendi öğrencilerimizin mülteci öğrencilerle empati kurabilmeleri için ortaklarımızla beraber öğrencilerimize okullarımızda 'Ben bir mülteci olsaydım...!' anketi düzenlendi ve sonuçları rehber öğretmenimiz tarafından değerlendirildi.
Okullarımızda, hayatı boyunca savaş görmüş ve mülteci olarak yaşamış Samuel adlı bir çocuğu anlatan Altın Ayı ödülü almış 'Fire at Sea' adlı film gösterimi gerçekleştirdik.
Önümüzdeki yıl yapacağımız Hollanda seyahatimizde Den Haag'daki parlamentoyu ziyaret ederek yetkililerle mülteciler hakkında toplantılar yapacak, böylelikle uluslararası platformda sorunları tartışacağız.

Yunanistan'a gittiğimizde de öğrencilerimizle beraber mülteci kampını ziyaret ederek oradaki çocuklara, öğrencilerimizin hazırladığı kartları, hediyeleri verip onlarla hatıra fotoğrafı çektirecek daha sonra da bu fotoğrafları albüm yaparak kampa yollayacağız.
         
İlk toplantı Romanya'da yapıldı

*Ortaklarınızla ilk olarak Romanya'da bir araya geldiğinizi söylediniz.

Evet, okulumuz adına söz konusu Romanya toplantısına okul Psikolojik Danışmanımız Sanem Arzu Karakır ile İngilizce öğretmenlerimiz Hazel Şahin Çakar ve Berrin Işıl Özer katıldı.
Toplantıya okulun bulunduğu Brazi belediye başkanı Radu Leonas, okulun müdürü Ilie-Gherson Gheorghe ve AB Proje müfettişi Stan Georgel de katıldılar. Özellikle AB Proje müfettişi Stan Georgel, projeyi çok anlamlı, yapılan sunumu profesyonel bulduğunu belirterek Projenin koordinatörü olan Türkiye'yi özellikle tebrik ettiğini belirtti. Böyle önemli bir projenin koordinatörlüğünü yürüten bir okulun müdürü olmak gurur verici.
Toplantıya giden öğretmenlerimizin de vurguladıkları gibi, tüm ülkelerin ortak görüşü şöyle: "Mülteci sorunu sadece Suriye'nin sorunu değildir. Bu konu en çok çocukları etkiliyor ve onlar bizim geleceğimiz olduğundan tüm ülkelerin bir şeyler yapması gerekiyor."
         
*Proje ortağı ülkelerin öğretmen ve öğrencileri Türkiye'ye de gelecekler, değil mi?

Evet, gelecekler. İlk olarak Atatürk'ün çocuklara armağanı olan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımıza davet ettik. Ancak birçok ortağımızın ülke çapında genel sınav dönemine denk geldiği için 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı'mızda da birlikte olmak için program yaptık. Bayramı İzmir'de birlikte kutlayacağız. Çiğli Harmandalı'daki Mülteci Kampı'na gidecek, oradaki çocukları da kutlamaya dahil edeceğiz. Ayrıca tarihi ve kültürel geziler planlayıp kentimizin, dolayısıyla ülkemizin Avrupalı dostlarımıza tanıtımı için çalışacağız.

*Proje çalışmalarını internet ortamından izlemek olası mı?

Elbette. Yapılan tüm çalışmalar www.refugeerasmuplus.com adresinden "Keep calm I'm a refugee " adlı blog ve "Keep Calm!" Facebook grubunda paylaşılmaktadır. Aynı zamanda okulumuza ait diğer facebook sayfası: Selcuk Yasar Alaybey Secondary School'dur.

*Sayın Aycan, projeyle ilgili son olarak neler söylemek istersiniz?

Biz bu projeyle ülkemize gelmiş ve burada başarılı bir hayat kurmuş kişilerle de röportaj yapıp "Mültecilik eşittir kötü hayat" algısını yıkmayı ve insanların umutla hayata sarılmalarını hedefledik. Proje ekibimizde yer alan ve özveriyle çalışan öğretmenlerimiz Hülya Yurt Algeç, Hazel Şahin Çakar, Meltem Yakınlar, Berrin Işıl Özer, Tuba Harunoğlu ve Sanem Arzu Karakır'a teşekkür ediyorum.