Bugünler önemli. Dün kimin ne yaptığı ya da yapmadığı bugün irdelenmeli. Etekteki taşlar bir bir dökülmeli bugün. Asla ertelenmemeli. Altmış altı yılda altı darbe yaşandı ise ülkemde erteleme lüksümüz kalmadı demektir çünkü. Yalnız siyasiler değil, her kesimden insan yapmalı bu özeleştiriyi. Yoksa boşluklar doldurulur yine, yeniden. Bir başka birileri tarafından bu sefer de. Boş vermişlik ya da yanlışlar ki, en beteri vefasızlık, kötü niyetli insanların işine gelir. "Armudun sapı, üzümün çöpü" diyerek ötelerken gerçek vatanseverleri onlar hiç vakit kaybetmez. Tırmandırdıkça tırmandırırlar vefasızlığı. Son adım atı alıp, Üsküdar'ı geçmekse dün olduğu gibi, atı alanlar kadar alınmasına izin verenler de sorgulanmalı bugün. Yoksa "aynı tas, aynı hamam" misali sürer gider bu hal ülkemde.

Toplumu barışa hazırlamak şart oldu. Kendiyle barışık ve toplumsal duyarlılığı olan insanlarla yol almak gerekiyor artık. Tüm kurum ve kuruluşlara liyakatten (iş verilmeye uygun/yaraşır olma durumu) ödün vermeksizin atamalar yapmak, ancak özellikle yönetici kadrolarına başarılı olduğu kadar, uzlaşma ve dayanışmadan yana yöneticileri görevlendirmek gerekiyor artık. Birlik ve beraberliğin sağlanması önce yürek sonra emek ister. Bakmak değil görmek, duymak değil dinlemek ister. Kısaca duygusallık değil, duyarlılık ister. Üzülmeden, sıkılmadan, yorulmadan iş yapma felsefesindeki yöneticilerle ne uzlaşma sağlanabilir, ne de dayanışma. Dolayısıyla önü alınamaz kutuplaşmaların, haksızlıkların, hukuksuzlukların ve en nihayet kurumsal ve toplumsal huzursuzlukların yine, yeniden ülkemde. Bugün olduğu gibi!

Geleceğin aydınlık olup olmayacağı bize bağlı! Kim ne kadar akıllı ya da değil ortaya çıkacak yarın. Bugünlerde alınan kararlar belirleyecek yarınları. Dünden alınan ders olup olmadığının da göstergesi olacak bu kararlar. Bugün ekilen ne ise, biçilecek olanda o yarın. Önce vefa. Ülkemizin düşman işgalinden kurtarılışından Cumhuriyetin kuruluşuna dek emek veren, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, değerli vatan evlatları unutuluyor, unutturulmaya çalışılıyor, kısaca kadri kıymetleri bilmezden geliniyor ise ülkemde ilahi adalet er ya da geç tecelli edecek demektir. Etti de. Özellikle aklını başına devşirmekte zorlananlar düşünmeliler "ne oldu da böyle oldu?" diye. Hatta bir değil bin kez düşünmeliler bu vesileyle.
Hayat böyle bir şey! İleri yaşanır, geri anlaşılır. Yaşanılanlardan ders çıkarmayı biliyorsak ne ala. Değilse işi zordur insanoğlunun. Hem kendini mutsuz eder, hem de başkalarını. Derken barış yine, yeniden hayal olur ülkemde. Dün böyleydi. Bugün de böyle. Ancak yarın böyle olmamalı. Tehlikenin farkına varmalıyız bugünden.  Farkındalık yetmez. Eylem şart. Birlik ve beraberliğimizden ödün vermemek üzere ne gerekiyorsa yapmalıyız bugünden. Yoksa işimiz zor. Altmışaltı yılda altı darbe yaşandı ise ülkemde musibetler nasihat olmamış demektir bize.