İnsanlar mutlu olma ihtiyaçlarını karşılamak için kendi dinlerini yarattılar. Ben bu dine 'Psikolojik Din' diyorum.  Kişisel başarı koçları, meleklerle konuşmayı öğretenler, transandantal meditasyoncular, kuantum terapistleri, kristalciler, reenkarnasyoncular, medyumlar… Bunlara her gün bir yenisi ekleniyor.

Bu insanlar sizlere geçmişle barışmanızı, isteklerinizi elde etmenin yollarını anlatıyor. Hayatında ne eksik varsa onu tamamlama ve yaşamlarını üst seviye bir denetimde tutabilme arzusuyla yanıp tutuşanlar da bu yeni işkollarının en büyük müşterileri.  Bu kişiler sizden sadece para istiyorlar. Bunun dışında sizden beklenen bir şey yok. Parayı ver dinle, zaten inanıyorsan bizimsindir, inanmıyorsan hiç bizim olmamışsındır mantığıyla işleyen şahane bir sektör.


Eşiyle kavgada bile koçuna danışıyor

Kişisel gelişimciler, mutsuzluğu, parasızlığı, hastalığı, yalnızlığı çok kolay aşılabilecek sorunlar olarak gösteriyor. Öyle ki tanrıya tapar gibi kişisel gelişimcilere tapan insanlar var. Kişisel gelişimcisine, medyumuna ya da yaşam koçuna sormadan eşiyle kavga ederken ne söyleyeceğine karar veremeyen insanlar tanıdım. Zaman içinde bu bağımlılığın psikolojik sorunları beraberinde getirdiğini de gördüm. Bana göre kişi kişisel gelişime takılan ruh sağlığını da yavaş yavaş kapı dışarı atıyor.
  
Çocuklarının sınavlardaki başarısını yaşam koçunun verdiği tekniklere bağlayan anneler gördüm. Çocuğun zeki olabilir mi acaba ya da öğretmeni iyi öğretiyor olabilir mi?  Bu soruları sormuyor bile kadın, yaşam koçunun çok iyi yol gösterdiğini söyleyerek size de onu tavsiye ediyor.


İnanmak istemeyen zaten müşteri değil

Pek çok kişisel gelişim öğretilerini öğretmek üzere işleyen kurum var. Sertifikalarınız alıyorsunuz sonra bir psikiyatrist gibi büronuzu açıp masanıza oturup gelenlere engin önerilerde bulunuyorsunuz. Zaten inanmayan ya da inanmak istemeyen biri gelmeyeceği için işiniz çok kolay. İnanmak istemeyen müşteri değil, hedef kitlen zaten seni arayan kitle. Ne zaman iş bulamayan biriyle karşılaşsam bu sektöre girmesini öneriyorum. Çünkü yaratılan bu ‘psikolojik dinin’ müşterisi çok. Sen muhteşemsin, özelsin yaldızlaması da bol, daha ne olsun?
Bence insanlar konuşamadıkları için, hobileri olmadığı için büyük bir boşluk içindeler. Yoksa sizi hiç tanımayan birine telefonda neden bir şeyler danışasınız ki? İnsanların beyinlerinde bir inanç merkezi var. Bu bazı insanlarda daha büyük, bazı insanlarda daha küçük. Dinin neden tarihler boyunca tüm kültürleri kapsamış evrensel insan özelliği olduğunu analiz eden bir çalışmaya göre, Tanrıya olan inanç, dini deneyimler için programlı olan insan beyninde derin bir biçimde saklı.

Çağımız iletişim çağı ve sürekli konuşan, size geri bildirim veren bir inanç sistemine beyin daha kolay adapte oluyor. Bana göre, beynin bu bölümünü çağımızda kişisel gelişimciler tatmin ediyor. ‘Dua et’ yerine ‘iyi düşün’ deniyor. ‘Allah’tan iste’ değil, ‘evrenden iste’ deniyor. Sonuç tanrılaştırılmış kişisel gelişimciler, yaşam koçları, medyumlar, reenkarnasyoncular vs vs. 

Hayatlarındaki eksiklerini tamamlamak isteyen ya da çevresindeki olaylara hükmetme aşkıyla yanıp kavrulan insancıklar ne yapsınlar, mutluluğu ve umudu bu ‘psikolojik din’ lerde buluyor ve ona resmen sığınıyorlar. Ne diyelim, mutlu, umutlu insana dönüşebilmenin dayanılmaz hafifliğinde keyifler dileyelim.