Sınırlı doğal kaynakların bulunduğu gezegenimizin nüfusu 1900 yılında 1,6 milyar civarındayken bugün 7,3 milyara ulaştı. Doğal Hayatı Koruma Vakfı’nın (World Wide Fund for Nature – WWF) 2016 Yaşayan Gezegen Raporu gösteriyor ki, bu kaynakları kullanma tavrımız, kendi sonumuzu getirebilir.

Rapora göre, küresel biyolojik çeşitlilik ürkütücü bir hızla azalıyor ve bu durum hem diğer türlerin hem de biz insanların geleceğini tehlike altına sokuyor. Dünyadaki balık, memeli, suda ve karada yaşayabilen canlı ve sürüngenlerin sayısı 1970 ile 2012 arasında %58 oranında azalmış. Eğer gıda ve enerji sistemlerimizde reform yapmak ve iklim değişikliğine ilişkin gerekli tedbirleri almak konusunda şimdi harekete geçmezsek, 1970’ten 2020’ye kadar geçecek yarım yüzyıllık sürede, üçte ikilik bir azalmaya şahit olabiliriz.

Oysa hayatta kalabilmek, fiziksel ve ruhsal olarak iyi ve refah içinde yaşayabilmek için sağlıklı ekosistemlere muhtacız. Bütüncül olarak sağlıklı ve iyi bir yaşam sürebilmemiz sadece doğal çevreyle değil; yapılı çevre, diğer insanlar, kültürümüz ve tarihimizle ilişkilerimizin sağlığına da bağlı.

Sömürerek, kıymet bilmeyerek, kanıksayarak, saygı duymayarak, bencilce davranarak veya başka sebeplerle, tüm ilişkilerimizi yıpratıyoruz. K2 Güncel Sanat Merkezi tarafından bugüne dek üç kez düzenlenmiş olan PORTIZMIR - Uluslararası İzmir Güncel Sanat Trienali’nin dördüncüsü, buradan hareketle, sanatın uygulama alanlarını genişleterek toplumsal ve ekolojik onarma önerilerinde bulunuyor.

Tamamlanmış çalışmaları didaktik bir biçimde sunmak yerine, kente çıkıp kentliyi sanatın üretim sürecine dahil ederek izleyiciye ulaşma yaklaşımını benimseyen PORTIZMIR’in ilki, 2007’de “Serap ve Arzu” başlığıyla gerçekleşmişti. Avusturya-Türk Tütün Deposu’nun ana mekan olarak seçildiği PORTIZMIR2, 2010 yılında, İzmir’in potansiyelini vurgulamak amacıyla “Sessizlik_Fırtına” başlığıyla gerçekleşti. 2014 yılında “İnsaf” başlığıyla düzenlenen üçüncü PORTIZMIR’de ise, İzmir’e ilişkin ekolojik meselelere dair alan çalışmaları yürütüldü.

PORTIZMIR3 ile yakalanan ivme doğrultusunda, dördüncü PORTIZMIR’in tamamen alan çalışmaları şeklinde gerçekleştirilmesi uygun bulundu. Bu kez, PORTIZMIR3’te vurgulanan sorunlara ilişkin çözüm önerileri getirilmesi hedefleniyor ve sanatın uygulama alanları genişletilerek toplumsal ve ekolojik onarma önerilerinde bulunuluyor.

“Nefes” başlığıyla düzenlenen PORTIZMIR4, İzmir kentinin yaratıcı potansiyeline dokunarak sanatın farklı disiplinlerine yer veren uluslararası projeler aracılığıyla “doğaya eklemlenen yapılı çevre, yapılı çevreye eklemlenen doğa” yaklaşımı ile, doğada ve kentte bir nefes alanı yaratmayı hedefliyor.

Üretim sürecinin görünür kılındığı deneysel içerikli projeler; sanatçıların, tasarımcıların ve bilim insanlarının bir arada olduğu, çeşitli araştırmaların yapılıp tartışma ortamlarının izleyiciyle paylaşıldığı ve uluslararası ilgili kişilerin de davet edildiği platformlar oluşturacak. Mimarlık, peyzaj, şehir planlama, doğa sanatları, kamusal alanda sanat, sinema, belgesel, müzik, dans, tekstil, animasyon, edebiyat, ekolojik tarım gibi birçok farklı alanın birbiriyle ve bilimle etkileşimi içinde gerçekleşecek olan bu projeler, kalıcı ürünler bırakacak.

Urla’daki, “K2 Urla Nefes Alanı” adı verilen 45 dönümlük nitelikli tarım alanı, PORTIZMIR4’ün kullanımına tahsis edildi. Bu arazinin tasarımı, ekolojik mimarlık ve tarım projelerinin uygulama alanlarını belirleyecek ve alanın İzmir merkezinde pilot bölge olarak tespit edilen izdüşümü üzerinde de projeler geliştirilecek.

20 Mart 2017’de K2 Urla Nefes Alanı’nda, müzik ve dans doğaçlamaları, insan-doğa ilişkisini konu alan kitaplardan okumalar ve katılımcıların fide dikimini içeren İlkbahar Ekinoksu Tohumlama Şöleni ile başlayan PORTIZMIR4 bir yıla yayılacak olup, tüm projelerin üretim sürecine ilişkin dokümantasyonun sergilenmesiyle 20 Mart 2018’de sona erecek.

PORTIZMIR4 sürecini, PORTIZMIR internet sitesi ile sosyal medya hesapları üzerinden takip edebilir, projeler hakkında ayrıntılı bilgileri bu kanallardan edinebilirsiniz.