Ülkemizin de içinde bulunduğu orta doğulu düşünce sisteminde günlük gelişmelere göre değerler ve yargılar değişebiliyor. Aynı kişi kimileri tarafından hain, hırsız olarak kabul edilebilirken kimileri onunla gurur duyup kahraman ilan edebiliyor. Ya da aynı kişi dün kara dediğine ertesi gün ak diyebiliyor. Yaklaşan yerel seçimler öncesi zıt partiler arası geçişler bunun basit bir örneği. Yine ülkemizin son aylardaki en önemli tartışma konusu olan 'Paralel Devlet' kavramı düşünüldüğünde de benzer durum söz konusu. 17 Aralık'ta başlayan İstanbul merkezli yolsuzluk ve rüşvet operasyonu sonrasında İstanbul Emniyeti'nde başlayan görevden almalar tüm ülkede devam etti ve belki de edecek. Başbakan'ın Gezi'de destan yazdıklarını haykırarak desteklediği; primler dağıtarak öve öve bitiremediği pek kıymetli polis müdürlerini görevden aldırması kamuoyunda şaşkınlıkla izlendi. Yine; Gezicileri suçlamayı ihmal etmeyen Başbakan'ın Gezi direnişinde 'destan yazan!!!' polisleri bir bir kızağa çekmesi sosyal medyada sıkça alay konusu oldu. 17 Aralık'a kadar temiz eller, cesur yürek denilen Ergenekon ve Balyoz savcıları aynı kişilerce devleti ele geçirmeye çalışan bir örgütün üyeleri olarak dillendirilmeye başlandı.

Richard Phillips Feynman 20. asrın en önemli fizikçilerindendir. Kuantum elektrodinamiği üzerindeki çalışmaları nedeniyle 1965'de Nobel Fizik Ödülüne layık görülmüştür. 1986'da Challenger Uzay Mekiği kazasını soruşturan komisyonundaki çalışması dehasına örnektir. Bir bardak buzlu suya bir plastik parçası atarak basit bir deneyle, kazanın bir conta hatasından kaynaklandığını kanıtlamıştır. Contayı buzlu su sürahisi içine yerleştirip kelepçe ile sıkıştırdıktan sonra contanın kelepçe hareket ettiğinde geriye bükülemediğini göstermiştir.

Feynman'ın sadece bir fizikçi değil filozof olduğu da kabul edilebilir. Birçok alanda söylediği sözler karanlıkta yol bulmamıza yardım eden ışık olmaya devam etmektedir. Ölmeden önce söylediği son sözün "İki defa ölmekten nefret ederdim, çok sıkıcıymış" olduğu rivayet edilir. "Bilimde cahil olma anlayışının getirdiği tatminin büyük bir değer olduğunu ve böyle bir anlayış sayesinde ilerlemenin kaydedildiğini bilen bir bilim adamı olarak kendimi sorumlu hissediyorum. Bu ilerleme, özgür düşüncenin meyvesidir... Kendimi, bu özgürlüğün değerini savunmak, şüphenin korkulacak bir şey olmadığını öğretmek ve bu şüphenin de insanlık adına yeni olasılıklar getiren bir değer olarak memnuniyetle kabul edilmesi adına sorumlu hissediyorum. Eğer emin olmadığınızı biliyorsanız, durumu düzeltecek bir şansınız var demektir. Bu özgürlüğün, gelecek kuşaklar için de var olmasını istiyorum." "Fizikte gerçek, nadiren gözler önüne serilidir ki aynı şey insan ilişkileri için de her zaman geçerlidir. Dolayısıyla etrafı belirsizlikle çevrili olmayan hiçbir şey gerçek olamaz" sözleri üzerinde çokça sorgulamalar yapılması gereken düşüncelerdir.

Feynman göreliliği tanımlarken bir solucanın gözünden dünyayı değerlendirmiş. Dünyada iki grup hayvan vardır. Aslan, timsah, fil gibi doğasever, kimseye zararı olmayan hayvanlarla, tavuk; kurbağa gibi vahşi ve saldırgan hayvanlar. Aslında tüm değerleri kime ve neye göre değerlendirmemiz gerekmez mi?

Altay kulübünde son on yıldaki erozyon; herkesin kendi eksikliklerini görememesine, başarısızlıklarına kılıf uydurmasına, Altay'a tek başına sahip olma arzularına, birbirini suçlamasına ve ayrışmalara yol açtı. Belki de herkesin kendi eksikliklerini görememesi, başarısızlıklarına kılıf uydurması, Altay'a tek başına sahip olma arzusu; birbirini suçlar, ayrışmaya eğilimli yapısı Altay'ın bu erozyona uğramasına sebep oldu.
Bu yazıyı yazmamdaki çağrışımları oluşturan zat; kimine göre blog yazarı entelektüel biri; bana göre düşmanlığı ve bireysel çıkarlarını hayat merkezi yapmış bağnaz cahilin biri. Ama sorgulamayı becerebilirseniz böylesi bir çukur kişi sayesinde bile kendinizi geliştirebilecek bir şeyler bulabiliyorsunuz. Feynman'a yakın bir şekilde kaynağı ne olursa olsun kendimizi ilerletici sorgulamaların bize bir şeyler katacağına inanıyorum. Umarım bu sorgulamalar halka halka topluma yayılır.