Niyet, soyut bir kavram olmakla birlikte gündelik yaşamda çokça kullandığımız bir kelime olduğundan ayrıntılı bir açıklamada bulunmama gerek yok sanıyorum. Ama biz gene de ufak bir tanımlama yapalım. Sonuçta zararlı bir eylem yapmış olmayız.
Niyet; bir şeyi yapmaya önceden arzulayıp düşünme, kurma, bir amaca yönelmeyi düşünme olarak tanımlanabilir. Gündelik yaşamda çokça kullandığımız bir kelime olduğunu özellikle yazarken ne amaçlamıştım? Onu da yazacağım. Gerçekten; İslam dininde niyet kavramının çok özel bir yeri ve anlamı bulunmaktadır. Hemen her ibadet öncesinde mutlaka niyette bulunulması gerekmektedir. Öylesine ki niyette bulunulmadan yapılmış ibadetin boşuna ibadet sayılacağı dahi düşünülmektedir.
Üstelik; niyet yalnızca zorunlu ibadetlerde yapılmaz. Örneğin; abdest, teyemmüm ve boy abdesti için de niyet gereklidir. Giderek, gündelik yaşamda yapılacak hayırlar için de niyet gereklidir.

***
Şimdi; bana sorabilirsiniz, öyle ya senin niyetin ne ey Şefik Koldaş? Bu kadar yazdın çizdin, ne demek istiyorsun? O halde beni  izleyin.
"ZEKAT PARASIYLA REKTÖRE LÜKS MAKAM ARABASI SATIN ALINDI" Benim bu yazdıklarım bir İstanbul gazetesinin 14'ncü sayfasından alınma. Aynı haber; aynı gazetenin 1'nci sayfasında "Zekat Parasıyla rektöre makam otomobili alındı" başlığıyla verilmiş. Siz olsanız aklınıza gelmez mi acaba "Zekat" niyetiyle Aksaray Üniversitesi rektörüne tahsis edilmek amacıyla Konya'daki firmanın 100.000 liralık bir bağış yapmasının gerçek nedeni ne olabilir?
Baksanıza; bağışı yapan Konyalı işadamı S.E.Y. neler söylemiş: "Bu bağışı zekat olarak verelim diye düşündük" diye konuşuyor. Ancak; Aksaray Üniversitesi'nce "Stratejik Geliştirme Daire Başkanlığına" hitaben yapılan  resmi iç yazışmada zekat kelimesinden eser yok, yalnızca bağış yapımından söz ediliyor. Haydi gelin aklıma geleni yazıvereyim ne mi diyeceğim? "Öküz altında buzağı aramayın!"
Vallahi ben size içtenlikle bir şey söyleyeyim mi? Bu AKP döneminde takiyenin tillahı yapılıyor. Şimdi benim bu yazımı okuyan bir yetkili olursa "Kırk bin dereden su getirerek , işte şöyle oldu, işte böyle oldu"  diye gerçek amacı örtecek açıklamalarda bulunulursa hiç şaşırmam.
Bu üst bölümdeki düşüncelerimi doğrulayacak nice olayları yaşamıyor muyuz? Atatürk ve dönemi için söylenenleri şöyle bir anımsayınız. Örnek mi istersiniz, yap, et, söyle, yaz sonra da olayı tevil edecek girişimlerde bulun. Yok bizim asıl amacımız bu değildi, yok söylenenler kişilerin özel görüşleridir, partimizi bağlamaz. Ya da benzeri açıklamalar! Hangisini sıralayayım ki?

***
Yeni yılınızı içtenlikle kutluyor, mutluluklar diliyorum.
Esenlikle kalınız...