Ağlama bu günler gelir de geçer babam
Ağlama bu dertler elbet biter babam
Ocaksız köylerimde dumanlar tüter elbet
Ben yandım sen yanma Allah aşkına
Son yıllarda değişen güneydoğu sorunu politikaları ile Ahmet Kaya'ya bakış da değişti. Kendi deyimiyle sürgünde bir merhabayı esirgeyen dostları; şimdilerde onunla yaşadıkları anıları ekran ekran anlatıyorlar. Hatta ülkeden sürgün olmasına yol açan gecede kendisine bıçak fırlatan şarkıcı onu ne çok sevdiğini yıllar sonra itiraf etti. Yine kendisi vefat ettiğinde 'Yavş.. Öldü' diye manşet atacak kadar aşağılık olabilecek bir gazetenin sorumlu yayın müdürü Fransa'daki mezarını ziyaret ederek sözde günah çıkarttı.

Ahmet Kaya Fransa'daki sürgün günlerinde, vefatından kısa süre önce yukarıdaki dörtlüğü ulusal anlamda aynı kaderi paylaştığı bütün arkadaş ve dostlarına ince bir sitem olarak dile getirdiğini belirtmişti. Sürgünde yaşayan biri için belki de en zor şey terk edilmişlik duygusu, yalnızlık.

Altay Kulübü de güç kaybettikçe, futbolu idare eden güçlerin sürgününde yer aldıkça terk edildi, yalnızlığa mahkum edildi. İnsanlar bu günler için ağlar görünürken; bu dertlerin bitmesine yönelik sadece söylemlerde bulunurken inşallah ocaksız olmaya yüz tutmuş Altay'da da dumanlar tütecek bir gün.

Bugün Altay'ın ocağında duman tütmesine gayret edenler; içlerinde üç dört değerli kişiye haksızlık etmek istemesem de genelde takım elbiseleriyle tribünlerde gördüğümüz büyüklerimiz değil maalesef. Bu yönde toy bir yönetim kurulu üyesi olarak yaşadığım şaşkınlık ve hayal kırıklıklarını yönetimde görev sürem dolduğunda cesaretle paylaşacağımdan dostlarımın şüphesi olmasın.

Bugün bize en büyük destek verenleri; az sayıda camia büyüğümüzden sonra yeni nesil Altaylılar olarak görüyorum. Tribünlerde bunca yıldır formaları ile yer almış gençler; sosyal çevrelerini kullanarak; kendi aralarında organizasyonlar yaparak büyük bir imecenin parçası olmaya gayret ediyorlar. Onların Altay aşkı; onların Altay için üretme çabaları gelecek için beni umutlandırıyor. Elbette her dönem hiçbir şeyi beğenmeyen, ama elini hiçbir şeye uzatmaya tenezzül etmeyenler hem bu gençlerin çabalarını küçümsüyor hem de Altay için sanal gözyaşları dökmeye devam ediyorlar. Şiirdeki gibi; onlar ağlamasın lütfen. Elbet bu günler geçecek, bu dertler bitecek ve Altay bacasından yine dumanlar tütecek.