Değerli okurlarım, OHAL hukuken kalktı. Hatta eski CHP Milletvekili Aytuğ Atıcı, OHAL uygulamasını protesto etmek için uzattığı sakallarını kesti.
    
OHAL'in hukuken kalkması, Türk demokrasisi adına "olması gerektiğine" dönüşün yaşanıp yaşanmadığı ile tartışmayı beraberinde getirdi. İktidara yakın medya kuruluşları, terörle mücadelede gerekli önlemlerin alınması koşuluyla, artık "olağana" dönüldüğünü ifade ederlerken, başta CHP olmak üzere muhalif partiler OHAL'in şeklen kalkıyor olmasının yalnızca bir yanılsama olduğu, gerçekleşen tek şeyin OHAL'in olağanlaşması olduğunu iddia ettiler.
    
OHAL sonrası için hazırlanan torba yasa teklifinde, OHAL yasasında bulunan bazı önlemlerin üç yıl süreliğine bazılarının ise süresiz bir şekilde yer bulması tartışmayı alevlendirdi. Örneğin CHP'li Özgür Özel'in konuyla ilgili açıklaması şöyleydi: "Biz OHAL'in ismine değil cismine karşıyız. Bu teklif OHAL'i kalıcı hale getiren maddelerle doludur. OHAL bugüne kadar üçer ay üçer ay uzatılıyordu. Bu gelen teklif, içindeki düzenlemelerle OHAL'i üç aylığına değil üç yıllığına uzatıyor."
    
Yasa teklifi TBMM Adalet Komisyonu'nda kabul edildi. Peki, terörle mücadeleyi düzenleyen yeni yasa teklifinde neler var?
Gözaltı süreleri uzatılıyor. Valilere diledikleri kişilere 15 gün süreyle şehre girmeme yetkisi tanınıyor. Valiler belirli yerlerde ve saatlerde kişilerin dolaşmalarını, toplanmalarını, araçlarının seyirlerini düzenleyebilecek. Açık yerlerdeki toplantılar ile yürüyüşler gece vakti dağılacak. Kapalı yerlerdeki toplantılar ise en geç saat 24.00'te son bulacak (trthaber.com)...
"O halde, OHAL'de miyiz değil miyiz?" sorusu bundan sonra çok tartışılacak gibi duruyor...