2018 yılının ilk haberlerinden birisi enflasyon oldu. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) geçen hafta Aralık ayı sonu itibariyle enflasyon verilerini açıkladı.[1] On iki aylık ortalamalara göre Tüketicisi fiyat endeksi (TÜFE) % 11,14, Yurt İçi Üretici-Yurt içi üretici fiyat endeksi (Yİ-ÜFE) ise %15,82 oranlarında artış göstermiş. Hayat pahalılığı almış başını yürümüş. Sabit gelirli dar gelirlilerin hayatı biraz daha zorlaşmış durumda. Diğer yandan bitmek bilmeyen olağanüstü hal (OHAL) rejimi yüz binin üzerindeki kişiyi sorgusuz sualsiz kamu görevinden ihraç etti ve açlığa mahkûm etti.

Hayat pahalılığının nedeni ne olabilir? Ekonomist olmadığımı için derinlemesine analiz yapacak değilim, bir diğer haber dikkatimi çekiyor; Türk Silahlı Kuvvetler (TSK) de S-400 Füze Savunma Alay Komutanlığı kurulacakmış. Rusya'dan alınan 2 adet S-400 sisteminin TSK'daki yapılanması, "S-400 Füze Savunma Alay Komutanlığı" şeklinde olacakmış, Türkiye'de 2 farklı noktaya her birinde 72 olmak üzere toplam 144 füze yerleştirebilecekmiş.

Aralık ayının son günlerinde Savunma Sanayi Müsteşarlığı, Rusya'dan S-400 füze savunma sisteminin alınması ile ilgili varılan anlaşmanın ayrıntılarını kamuoyuna açıklamıştı. Buna göre biri opsiyonlu iki adet S-400 sisteminin satın alınması öngörülüyor. İlk sistemin 2020'nin birinci çeyreğinde teslim edilmesi planlanıyor. Sistemin kontrolünün tamamen TSK'da olacağı ifade edilen açıklamada, bu alımın Türkiye'ye maliyeti konusunda taraflar arasında mutabık kalınan gizlilik prensipleri gereğince açıklanmıyor. Buna rağmen, anlaşmanın toplam maliyetine ilişkin haberlere yansıyan rakam 2,5 milyar dolar.

2017'nin son ayında, motorlu taşıtlar vergisi artışı ile gündeme gelen zamların güvenlik gerekçesine dayandığını biliyoruz. Ülke içindeki ve bölgemizdeki sürekli hale gelen gerilimler, savaşlar, hükümetin yanlış dış politikaları sonucundan geldiğimiz nokta, daha fazla silahlanma, daha fazla güvenlik harcaması ve hayat pahalılığının daha da artması.

2018 yıl başından itibaren asgari ücret aylık 1603 TL oldu. Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu asgari ücretin arttığını iddia etmiş ve bugün 42 asgari ücret ile bir otomobil alınabileceğini söylemiş. Asgari ücret ve otomobil almak; güler misin ağlar mısın, yoksa kınar mısın? Bu ücret ile geçinilebilir diye kaygılanma yerine hiç harcanmadan biriktirilse kaç asgari ücretle otomobil alınabilir onun hesabını yapıyor. Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nın sadece temizlik masrafı yıllık 2 milyon lira, sayın Bakan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nı temizlemek masrafının kaç asgari ücret ettiğini de hesaplayabilir mi?

Darbe girişiminden sonra, darbeye karşı önlem gerekçesiyle demokrasinin kırıntısı kalmadı, otoriter rejim kurumsallaşıyor. Yazıdaki örneklerden gidecek olursak; bir yurttaş olarak ne asgari ücretin belirlenmesinde, ne S-400 füzesi alımında, ne de Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nın harcamalarında fikrimizi soran yok, ama savaş politikalarının ve antidemokratik yönetimin yarattığı hayat pahalılığını çekmemiz isteniyor. Buradan bakınca hayat pahalılığının bir nedenin de demokrasinin olmaması olarak görebiliriz.
Jean Paul Sartre'ın "Savaşı zenginler çıkarır, yoksullar ölür" özlü sözünü, "sağ kalanlar da daha fazla yoksullaşır" şeklinde tamamlayabiliriz.
Son söz; demokrasi ve barışa ekmek gibi su gibi ihtiyacımız var.

[1] http://www.tuik.gov.tr/PreTabloArama.do?metod=search&araType=hb_x