Hafta arası Fenerbahçe'yi kupa maçında yenen Ümraniyespor'a konuk oldu Altay. 41 dakikadan fazla 1 kişi eksik oynayan rakibi karşısında 2 gol atsa da, son dakikalarda maç beraberliğe geldi, siyah beyazlılar, son saniyelerde de Paixao ile galibiyete uzandı.
Karşılaşmanın ilk yarısında neredeyse hiç bir şey yoktu. Ümraniye sadece kendi sahasında oynamanın avantajını kullandı. Üstün gibi göründü ama Altay başa baş bir oyun sergiledi. Pek bir pozisyon yaşanmadı.
***
Ne olduysa 2. yarıda oldu. Her şey 49. dakikada başladı. Altay'ın yeni transferi Helder, uzun bir pas attı. Defans arkasında topla buluşan Kappel'i, Appindangoye faul ile durdurunca, son adam kuralı devreye girdi, kırmızı kartı görüverdi. Ev sahibi takım 1 kişi eksik kaldı.
Oynanan oyun birdenbire değişti. Her iki takım da gol pozisyonları bulmaya başladı. Heyecan fırtınası esiyordu. Önce Altay'ın golcüsü devreye girdi, yapılan ortayı güzel bir kafa vuruşuyla gole çevirdi. Sonra Kappel sahne aldı, farkı 2'ye çıkardı. Bu gol öncesi Altaylı oyunculara arka arkaya 2 kere faul yapıldı, hakem oyunu devam ettirdi. Ataktan sonra da gidip Atabey'e kartını gösterdi.
Kappel'in golünden sonra 11 dakika kalmıştı. Altay'ın defansa daha çok önem vermesi, rakibini kalesine yaklaştırmaması beklense de, öyle olmadı. Kalesinde arka arkaya pozisyonlar verdi. 87'de fark 1'e düştü ve 90+3'te beraberlik geldi. İlginçtir, her iki golde de top çizgiyi geçti mi geçmedi mi tartışması yapıldı. Yorum yapmak çok zor, özellikle 2. golde...
***
Maç bu sonuçla bitecek sanılıyordu. Uzatmaların da bitmesine 13 saniye kala, 90+5. dakikada, Paixao 'ben bitti demeden bitmez' dedi, yeteneğini kullanarak çok güzel bir gol attı. Altay coştu, Ümraniyeli oyuncular sahaya yığıldı kaldı.
Maçtan sonra en çok sevinen isim Emre oldu. Yediği hatalı gol yüzünden 2 puandan olacakken, kurtarıcısı Paixao'ya gidip, sarıldı ve teşekkür etti. Eeee ne de olsa Emre'yi ipten almıştı.
***
Her ne kadar 3-2 galip gelse de Altay, eksik oynayan rakibi karşısında çok pozisyon vermesi ve skoru koruyamaması kafalarda soru işareti bıraktı.
Siyah beyazlılar için bir başka soru işareti kaleci Emre oldu. Geri paslarda ayağını iyi kullanamadı. Sonrasında da yediği 2. golde topu rahatça kucaklayabilecekken bile eliyle yumuşatmak istedi, bacak arasından kaçırdı. İsteyerek yapsan, bacak arandan böyle geçiremezsin. Bu ilk hatası da değil, defteri kabarık. Önceden de benzer basit hatalarla goller yemişti. Daha çok çalışması gerekiyor yoksa geleceği tehdit altında.
Yeni transfer Tatos, ilk maçına çıktı. Bundan bir önceki maçında Elazığ forması giyiyordu ve rakibi Altay idi. Kendisini o maçta izlemiştim ve çok beğenmiştim. Bu maçta yine iyi işler yaptı, daha da iyilerini yapacaktır, eminim.
Bir diğer yeni transfer Helder de oldukça iyi işler yaptı. Hem defansta başarılı idi hem de hücumda.

Altınordu Balkes'i Okan'la vurdu

İzmir başka bir yer, Bornova başka. İzmir kupkuru iken ya da sadece yağmur çiseliyorken, Bornova'yı sular seller götürebiliyor. Bu sefer de aynısı oldu. Altınordu ile Balıkesirspor Baltok yoğun yağmur altında sahaya çıktılar.
Balıkesir, Altınordu'nun paslaşmasına izin verdi ama kalesine yaklaştırma konusunda katı idi. Kendisi ise hızlı hücumu tercih etti ama ilk 11 dakika boyunca bunu yapamadı.
Kırmızı Şeytanlar her zamanki gibi bol bol paslaştı, ceza alanına yaklaştı, bundan sonrası gelmedi. En fazla cılız pozisyonlara girildi, o kadar. Konuk takım da kaleye gitmekte zorlandı. Orta sahada geçen bir mücadele dersem yanlış olmaz.
Oyunculardan ise öne çıkan hiç bir isim olmadı. Hava yağmurlu olsa da, müsabaka kupkuru idi. Heyecan yoktu.
***
Bu heyecansız karşılaşmaya, Okan Derici damga vurdu. İlk maçıydı ve oyuna 71'de dahil oldu, 88'de ceza yayı hemen ilerisinden kullandığı faul atışını, ağlarla buluşturdu, takımına 1-0'lık bir galibiyetle, 3 puanı kazandırdı.
Kaleci Erce, yine illa pas ile çıkacak diye, riskli paslar attı, yürekleri ağza getirdi.
44. dakikada ilginç bir an yaşandı. Orta sahadan ileriye vurulan topu, Kerim eğilerek dışarı çıkması için bıraktı. Top köşe gönderine çarpıp geri döndü ve oyun alanında kaldı.
Alican çok gereksiz bir sarı kart aldı. Hızla çıkmak isteyen Nizamettin'in arkasından koşup, faul yaptı. Yanına hızla gelebilir, omuzunu koyup, atağı kesebilirdi. Böylece ne faul yapmış olur, ne de kart görürdü.
Doğa, 84. dakikada Sefa'nın şutunu engelledi, kalesini bir golden korumuş oldu. Okan'ın golünde de, anlamış olmalı vuruş esnasında kalesine koştu, zıplayarak kafasıyla topu çıkarmak istedi ama boyu yetmedi.
***
Hakem bitiş düdüğünü çaldı, Vukovic koşarak hakeme gidip, itirazlarda bulundu. Sarı kartı yedi. Kart engel olmadı, itirazlara devam etti. Neyse ki arkadaşları araya girip de uzaklaştırdı. Yoksa kırmızı kart içten bile değildi. Onu bu kadar kızdıran şey neydi anlamadım.