Kocaeli'nin Körfez ilçesinde yaşayan 45 yaşındaki İsmail Devrim, okul pantolonu alamadığı çocuğu okuldan gönderilince 'Çocuklarıma bakamıyorsam, çocuğuma bir pantolon alamıyorsam niye yaşıyorum ki' dediği günün gecesinde intihar etti.

İki çocuğu lisede okuyan ve aynı zamanda evi için kredi ödeyen Devrim, yaşadığı maddi darboğazdan ötürü zor günler geçiriyordu. Hereke Nuh Çimento Meslek Lisesi'nde öğrenci olan çocuğu, okulun istediği pantolonu alamayınca eve gönderildi. Bu duruma çok üzülen Devrim, o gece intihar etti. Eşi Hafize Devrim, 'Akşam Gebze'ye pantolon almaya gittiler. Döndüklerinde ise eşim 'Televizyonu kapatın, hadi yatın. Ben çok yorgunum' dedi. Sabah erken kalktığımızda banyonun ışığının açık olduğunu fark ettim içeri girdiğimde, eşimin intihar etmiş olduğunu gördüm. Oğlumun gittiği okulda kıyafetler belli. Buna uymak gerekiyor. Üstünü almıştık. Pantolonu alamamıştık. Pantolonu da sonra alırız diye düşünmüştük. Eşim o durumu kafasına çok taktı, 'Ben size bakamayacaksam niye yaşıyorum ki? Çocuklarıma bakamıyorsam niye yaşıyorum. Ölseydim bundan iyiydi' demişti" diye konuştu. OSB'de tornacılık yaparken geçirdiği motosiklet kazasının ardından kolu ezilen ve eşine sık sık 'Ben bu kolla nasıl çalışırım' diyen Devrim'in üzerinden 20 TL para çıktığı öğrenildi. Devrim aynı zamanda evinin kredi borcunu ödemeye de çalışıyordu.

Oğluna pantolon alamadığı için intihar eden babanın ardından yapılan; 'Fener maçına gidecek para varmış demek ki', 'Kaymakamlığa gidip yardım isteseymiş' gibi insanlıktan uzak yorumları görünce, 16 Ocak'ta 2018'de daha 27 yaşında lenf kanserine yenik düşen üniversite öğrencisi Dilek Özçelik'in Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'ın kendisine dilenci muamelesi yapmasının ardından ağlayarak söylediği şu söz geldi aklıma: 'Görüyorum ki çaresizliği hiç tatmamışsınız hayatınızda...'

Bir babanın evladına karşı boynunun bükülmesi nasıldır? Üzerine bir okul pantolonu bile alamadığı oğlu okuldan eve geri gönderilen bir babanın yüreğindeki ağırlığı hangimiz taşıyabiliriz? 'Kaymakamlığa gitseymiş' diyorlar. 'Bunun için intihar mı edilirmiş' diyorlar. Konuşmak ne kadar kolay, tatmadığı bir duygunun, bir acnının üzerine yorum yapmak ne kadar kolay bazılarına.

'Kriz mriz yok' sesleri arasında, herkesin çaresizliği ile başbaşa kaldığı, başbaşa bırakıldığı bu yaman çağda, Dilek gibi o baba da çaresizdi, çaresiz kalmıştı... 'Çocuğuma bir pantolon alamıyorsam niye yaşıyorum ki' deyip geçip gitti aramızdan. Payımıza düştüğü kadarını aldık, hepimizin olan bu utançtan.