"EXPO 2020 aday şehir"
"Yakışır İzmirime"
Saat Kulesi'nin karşısındaki binanın yan tarafına, bir de birkaç otobüse astılar bu afişleri.
Görebilen gördü,
Anlayabilen anladı,
Çoğu da  pantolon markası sandı...
Başka da bir şey yapılmadığı için zaten kimsenin haberi olmadı.
Oylama sonucunda gördük, EXPO delegelerinin de İzmir'den haberi olmamış.

***

Sen, ben bir de bizim oğlanla biz EXPO'yu alırız diye düşünenler, rakip ülkelerin ne yaptığından bihaber Paris'i mesire yeri olarak görmekten öteye gidemediler.
Zaman zaman piknik sepetleri hazırlandı ve laylaylom birkaç gün geçirmek için Paris'e gidildi.
Şu fani dünyada Paris'in Eyfel'ini görüp, karşısındaki kafede bir nescafe içmeden canımı alma Allahım diye dua eden,
Vitrinlere bakayım, belki indirimden bir şeyler alırım diyen,
Bırakın bir yabancı dili, Türkçe'yi bile doğru dürüst konuşamayan,
Hayatında kullandığı kelime sayısı 20'yi geçmeyen,
Sadece hayatın cilvesi olarak o meslek grubunun içinde bulunan,
Sadece beni de götür dediği için götürülen İzmir heyetinin güzide temsilcileri BİE delegeleri tarafından ne yazık ki ikinci kez iadeli-taahhütlü postalandı.
Perşembenin gelişi, çarşambadan belli olduğu için üzülmenin manasız ve artistik olduğu kanaatindeyim.
Şüphesiz bu sözlerim, çakma İzmir heyeti içindir. Sayıları çok az da olsa orada lobi çalışmalarına katılan, bilgisiyle görgüsüyle katkı koyanlar mutlaka vardı.
Zaten suçlu aramanın abestle iştigal olduğu, böyle bir organizasyona İzmir'in talip olmasının sorgulanması gerektiğini düşünüyorum. Neremiz doğruydu ki? Mesela hükümet, "Ankara'nın bağları"nı oynarken, yerel yönetimin "Ege zeybeği"nde israr etmesi ayrı bir handikaptı. 

Karizmayı Vali kurtardı

Bravo İzmir Valisi Mustafa Toprak'a. Her ne kadar kentin de, EXPO'nun da acemisi olsa, bu işi iyi biliyor. Çünkü bazı çevrelerin "Hazırlıklar yapalım, kutlayalım, çalsın sazlar oynasın kızlar" ısrarına rağmen Vali, "Olmaz, önce dereyi görelim" dedi.

Şüphesiz ki Vali Toprak, geçen dönem olduğu gibi "Kazandık" deyip hazırlanan havai fişekleri patlattıktan sonra "Pardon kazanmamışız" şokunu bir daha yaşamak ve yaşatmak  istememişti. Vali haklı çıktı, ikinci kez madara olmaktan kurtulduk.

Üzülmeye gerek yok

Netice şu;
Bazı çevreler dünden beri çok üzüldük, çok üzüldük diyorlar. Hepsi de suçlu arıyor. Aslında onlar masal anlatıyorlar. Amaçları Paris piknikleri devam etsin. İnşallah bazılarının aklı başına gelir de EXPO'nun kadrolu adayı ünvanını almayız.
Ayrıca neden üzüldüklerini de anlamış değilim.
EXPO bizim hakkımızdı da BİE delegeleri mi vermedi?
Hayır, EXPO bizim hakkımız değildi...
Sen kentin imarını, gelişmesini EXPO'dan gelecek avrolarla yapacağım dersen, daha çok beklersin.
Vermezler. Bu organizasyonu hak edeceksin. Kentinle, insanınla, vizyonunla, taşınla, toprağınla hak edeceksin. EXPO'yu faizsiz kredi veren bir finans kuruluşu gibi değil, global dünyaya katkı sağlayan organizasyon gibi göreceksin.

Gerçeklerden kaçarak, doğruyu bulamazsınız...
Bir bölüm İzmir heyeti dedik ya nescafelerini yudumlayıp alış-veriş yapmaya çalışırken, az da olsa diğer İzmir heyeti de lobi yapacağım diye çırpınırken, EXPO'ya talip olan bu kentin itfaiyesi suların altında mahsur kaldı. Kurtaran araçlar, kurtarılmayı bekledi İzmir'de. Neymiş efendim, itfaiye dereye yakınmış. Dere yeni mi çıktı ortaya. Ben 56 yaşındayım, hep o dereyi orada görüyorum. İtfaiye sonradan yapıldı. Yok muydu başka yer de oraya yaptınız. Her halde yapıldığında yaz aylarıydı, yağmur yağmıyordu ve siz hiç yağmur yağmayacağını falan mı sandınız.
"Yakışır İzmirime" diyeceğinize keşke "İzmir EXPO'ya yakışır mı" diye düşünseydiniz.
Beyler, ben yine de sizleri teselli etmek için son bir şey söyleyeyim:
Yazıktık, günahtır bu milletin parasına.
EXPO kentlere veriliyor, köy kentlere değil...