Siz bu satırları okuduğunuzda muhtemelen bir grup Altay Spor Kulübü yöneticisi ve arkadaşla beraber İzmir'den 1529 km uzakta Pazar ilçesinde olacağız. Kiminiz bu yolculuğa imrenip orada olmanın hayalini kurarken, kiminiz 22 kişinin bir topun peşinden koştuğu bir oyun için bu yolculuğu anlamsız ve gereksiz bulacaksınız. Muhtemelen hayatında sevdiği kızın mahallesinde gece yarısı belki uyanır da görürüm diye volta atmayan biri için bu yolculuğun hiçbir anlamı olmayacaktır. Bu yolculuğun anlamını bilenler hayatlarının en az bir gecesinde sevdiğini düşündüğü kişi için sabaha dek gözüne uyku girmeyenlerden olacaktır.
Psikiyatri biliminin önemli kuramcılarından Prof. Dr. Vamık Volkan yas tutmanın sadece bir insanı yitirmeye olan bir tepki olmadığını söyler. Bir okuldan mezun olma; biriyle vedalaşma, biten bir gün hatta fakir bir hayattan büyük bir piyango ile zengin bir hayata geçişte bile yas belirtilerinin bulunabileceğini ifade eder. Ben de rahatça şunu söyleyebilirim. Aşk da sadece bir insana karşı duyulan bir duygu değildir. Bir ülkü, bir görev, bir hayal de tutku oluşturabilir. Aşkta görülebilen davranış kalıpları böyle bir tutku içinde tekrarlanabilir. Yine Prof. Volkan'a göre her bir yeni yas zincirleme olarak geçmişte ki tutulamamış yasları da canlandırır. Bana göre de yaşanılan her bir aşk; hayatın diğer alanlarında da bir şeyleri sevmemizi kolaylaştırıp, başka alanlarda da aşık olabilmenin ayrıcalıklarını yaşatabiliyor.

Bir psikiyatri uzmanı olarak sıkça hayal kırıklığına uğramış aşıklarla karşılaşıyorum. Birçoğunun ortak hissettiği duygu bir daha artık kimseyi böyle sevemeyecekleri ve hayatları boyunca bu acıyla yaşayacakları endişesi oluyor. Benimse onlarla ilgili endişem olmuyor. Birini ya da bir şeyleri sevebilme potansiyeline sahip birinin; güçlü ve ayrıcalıklı biri olduğuna inanıyorum.  Aşkı bilmeyen, tanımayan hatta aşık olamayan birinin potansiyelsizliği ona hiçbir şey vaat etmezken, aşk acısı yaşayabilen biri yeniden sevebilir ve karşılığını bulabilme şansına sahiptir.

Sevgi, aşk birçok zaman yer değiştirebilir ve hayata yeni bir pencereden bakmanızı kolaylaştırabilir. Benden önce baba olmuş dostlarım 'baba olduğunda hayata çok farklı bakacaksın' diye beni meraklandırırlarken, şimdi babam 'dede olmak apayrı bir duygu' diyor. Bir takımın maçına sade bir taraftar olarak gitmekle, o kulüpte yönetici olduktan sonra gitmenin farklı olduğunu da söyleyebilirim. Taraftarken takımımın kazanmasını çok istiyordum. Ama bu istek daha çok kendim içindi. Bunun içini çok şeyle doldurabilirsiniz. Okulda dalga geçilmek istememe, sizin tutkuyla bağlandığınızın daha güçlü olması ilk akla gelenler olabilir. Ama hayatınızın bir döneminde yöneticilik tatmışsanız kazanma arzunuz biraz içerik değiştiriyor. 3 Yıl önce A2 takımımızda yöneticilik deneyimim bu yeni duygunun altyapısını oluştururken; bu yıl takımla daha da iç içe olmak bunu pekiştirdi. O arma için emek verenler, o arma için birçok fedakarlık yapanlar için kazanmayı istemek, bunun için dua etmek. Altay kulübü çok karakterli oyunculara sahip ve başlarında bu kulübe çok yakışan bir kültüre sahip teknik direktörleri var. Kulüp personelinin yaptıkları fedakarlıkların yanına samimi söylüyorum hiçbirimiz yaklaşamayız. Artık kendim için değil, onların başarılı olması, onların emeklerinin karşılığını alabilmesi için kazanmak istiyorum.

Kendini bilmeyi hayat amaçlarından biri haline getirmiş biri için, onu o edenlerden bir parçayı bilmek de elbette önemli. Bu nedenle geçen haftaki yazımda Altay tarihini bilmenin çok önemli olduğunun altını bir defa daha çizmiştim. Hatta bu konudaki cehaletimizi giderecek çalışmaların olması gerektiğini Altınordu'nun Altay'dan ayrılış hikayesi ile anlatmaya gayret etmiştim. Bir taraftar sitesindeki yorumcu o hikayenin de yanlış olduğunu söyledi. Evet, açız. Öğrenmeye, kendimizi bilmeye açız. Duyuyoruz ki; 100.yılda bu bilgi eksikliklerini giderecek çalışmalar hayata geçirilmeye çalışılıyor. Nasıl ki sevgiliyle geçen anda zamanın durmasını dilersiniz Altay için de hep 100.yıl kalmasını diliyorum. O kadar çok eksiğimiz var ki, bir ihtimal 100.yıl aşkı bu eksikliklerinin bir kısmını kapatabilir diye umuyorum.