Altınordu'dan yılmak yok. İlk 6'yı kafasına takmış, sonuna kadar kovalayacağı Şanlıurfaspor maçında belli oldu.
Şanlıurfaspor, küme düşme hattının hemen üzerinde. Tehlikeyi çok yakından hissediyor. Altınordu'nun iyi pas yapan oyunculardan kurulu olduğu bilinir. Bu sebepten rakibini kendi yarı alanında karşılamayı tercih etti, bu çok da işine yaradı. Daralan alan, Altınordu'nun paslaşarak kaleye gitmesini engelledi.
Pas yapmakta zorlanan Altınordu, defans arkasına atılan uzun topları tercih etti. Bu da Şanlıurfaspor'un zayıf tarafıydı, oldukça başarılı oldu. Ancak kanatlardan rahat gelse de, ceza alanına yapılan ortalar elzemdi. Rakibe hiç bir zorluk yaşatmadı.
Pozisyon zenginliği olarak konuk takım Şanlıurfa üstün olan taraf idi. Atamadı, atamayınca da 'atamayana atarlar' sözü devreye girdi. Erdoğan'ın attığı golde rakiplerinden sıyrılışı ve boş köşeye topu bırakışı oldukça güzeldi. Son dakikalardaki penaltı ile de müsabaka Altınordu'nun 2-0'lık üstünlüğü ile sona erdi. Genç Fatih de bu ligdeki 2. golüne imza atmış oldu.

3 puan, Altınordu'yu daha da yaklaştırdı play-off potasına. Ancak bazı sorunları da görmek gerekir. Özellikle ceza alanı içerisindeki müdahaleler, penaltıya yol açabilecek kadar tehlikeli. Bu maçta hakem penaltı noktasını göstermese de, bir başka hakem verebilirdi. Bir pozisyondan örnek vereyim.
Batuhan ceza alanı içerisine giriyor. Yanında Yusuf var. Yusuf rakibinin hem biraz arkasında hem de çok yakınında. Bu kadar yakın olmak için ya omuz omuza olacaksın ya biraz daha önünde olacaksın ya da daha hızlı olacak ve önüne geçebileceksin. Bu şartlar oluşmayınca ya faul yaparsın ya da buradaki gibi top eline çarpar. Penaltı verilebilirdi, verilmedi. Yarım adım veya bir adım daha açığında olsa, top daha fazla görüş alanında olur, daha iyi hamle yapma olanağına sahip olur.
Bu müsabakada en çok dikkat çeken şey, Altınordu'nun genç oyuncularıydı. İlk 11 yaş ortalaması 22.2. Karşılaştırmak adına Şanlıurfa'nın ise 27.2. Milli takım için olsun, transfer için olsun, gözlemleyenler çoktu. Bu genç yaşlarına rağmen, başarıyla tamamladılar karşılaşmayı. Üstüne de play-off yarışındaki rakiplerinden daha iyi olduklarını da gösterdiler.


Göztepe'de çarklar işlemiyor


1 gün önce Eskişehirspor ve Sivasspor galip gelmiş, lider Malatyaspor ile puan farkını 2'ye indirmişti. Şampiyonluk geliyor derken, ilk 2'den olma tehlikesi de vardı, Malatyaspor için. Kazanmalıydı.
Göztepe için ilk 2 hayallerde kalmıştı. Tek amacı vardı, o da ilk 6'da tutunmak. Boluspor hemen ensesinde, her an üstüne çıkıp, Süper Lig hayallerini yok edebilirdi.
Böyle bir atmosferde oynandı karşılaşma. İlk dikkat çeken şey, Göztepe'nin kronikleşmiş sorunu oldu. Rakibi, çok rahat ceza alanı önüne kadar gelebiliyor, şut pozisyonları bulabiliyordu. Orta sahası ya çok geriye çekiliyor ya da çok ileride kalıyor. Defans da zaman zaman orta sahadan kopuk kalıyor, iki blok arası rakip için maden oluyor.
Zaman ilerledikçe, bir sürü sorun daha göze çarpıyor. Paslaşma sıfır. 2 metre ilerisindeki oyuncuya pas atarken bile kısa kalıyor, rakip oyuncu araya girip, topu kapıyor. Gerek defans ve gerekse hücumda en önemli rolü, orta sahanın ortası oynar. Burada oynayacak oyuncu yok. O bölge bomboş. Bomboş olunca pas bağlantısı da kurulamıyor, oyun yönlendirilemiyor. Ya hızlı hücuma kalıyor iş ya da kanatlara. Kanatlarda ise bir tek Halil var, o da haftalardır cismen. Solda başlıyor, olmuyor, sağa geçiyor, olmuyor. Pas da alamıyor ki bir şeyler yapabilsin.
Malatya'ya bakacak olursak, renktaşı için ne yazdıysam, aynı şeyi onlar için de söylemek mümkün. Sürekli basit pas hataları. İki takım da kötü olunca, gol pozisyonları da çok az oldu. Olmadı desem bile yanlış olmaz. Ceza alanına topu göndermekte bile aciz kaldılar. Gol tesadüfe kalmıştı.
73. dakikada Caner ceza alanına sıradan bir orta yaptı. Tesadüf eseri, defans oyuncusu Murat'ın ceza alanına koşacağı tuttu. Top da tam önüne gelince, kafa vurdu, takımını öne geçirdi.
Golden bir kaç dakika sonra Göztepe atağında, Rahman'ın eline çarpan topu hakem görmedi. Görse penaltı.
Her ne kadar Evkur Yeni Malatyaspor daha atak görünse de bunun başlıca sebebi, galibiyete daha çok ihtiyacı olması ve kendi sahasında oynaması sadece, kesinlikle daha iyi bir takım olması değil.
İstatistikler bazı şeyleri gün yüzüne çıkartıyor. Toplam şutta Malatya 14, Göztepe ise sadece 3. isabetli şutta Malatya 6, Göztepe sadece 1. Köşe vuruşunda Malatya 5, Göztepe ise sadece 1.
İyi bir Göztepe, bu maçtan galibiyetle ayrılabilirdi. Malatya için ise söyleyebileceğim son şey, bu oyunla ilk 2'den olabilirler.
Emre Can topa girişlerini biraz düzeltmesi gerekir. Gelişi bile hakemleri etkiliyor, dokunmasa da, rakibin iyi rol yapmasıyla kartı görebiliyor.
Jahovic'e faul yapılıyor. Oyun duruyor. Sedat topun önüne geçmiş, oyunun başlamasını engellemeye çalışıyor. Hakem açılmasını söylüyor ama hala açılmamakta diretiyor. Oyun durunca, hakem atışı kullanacak oyuncuya düdüğünü gösterir ve düdük çalmadan oyuna başlamamasını söyler. Hakem barajın mesafesini ayarlayacak, herkesin hazır olmasını bekleyecek ve öyle düdüğünü çalacak. Sedat boş yere orada duruyor. Bu kuralı bilmesi lazım.


Bu Bandırma küme düşmez


Bandırmaspor fırtına gibi bir başlangıç yaptı. Yaklaşık 3 dakika boyunca Adana Demirspor'u sahasından çıkarmadı. Bandırma'yı tanımak zordu. Koşuyor, pres yapıyor, rakibini adeta ısırıyordu. Bu baskılı oyun, rakibine hata yaptırdı, hem de büyük bir hata. Kısa düşen geri pasında Atabey araya girdi, topa dokundu ve golünü attı. Golde en büyük etken, Atabey'in rakibini arkasından rahatsız etmesi, vazgeçmemesiydi.
Öne geçmesine rağmen, oyun tarzından ödün vermedi. Adana Demir'de rakibine uymaya çalışınca, seyir zevki yüksek bir karşılaşma izler olduk.
5 dakika sonra beraberlik golü geldi. Hemen ardından konuk ekip Bandırma yeniden öne geçti. Hızlı oyun, istek ve arzu 17 dakikada 3 gol getirtti. Bu dakikadan sonra oyun temposunda düşüş oldu ama yine de bazı güzel paslaşmalara şahit olduk.
37. dakikada Atabey'in ceza alanında topa Sercan'ın omuzlarına elini koyarak sıçramasına penaltı verilebilirdi. Hakem görmedi. Ceza alanında toplara böyle çıkılmaz. Atabey hücum oyuncusu. Gol atmak için bu tür hareketler yapılabiliyor ama defans yaparken asla ama asla yapılmamalı. Bu pozisyonda iki rakip oyuncu arasında kalan Sercan, suratına aldığı darbe yüzünden oyuna devam edemedi ve hastaneye kaldırıldı.
İlk yarının son bölümünde, alıştığımız TFF 1. Lig mücadelesine dönüştü maç. Yavaş ve sıkıcı...
2. yarıda tempo yine düşüktü fakat bol bol gol pozisyonları vardı. Bandırma istekli oyununa devam etti, Adana Demirspor'un ligdeki rahat konumundan olsa gerek, mücadele olarak rakibinin gerisinde kaldı. Kaçan goller, saç baş yolan taraftarlar ve ardından yakalanan hızlı hücumla farkı 2'ye çıkarıp rahatlayan Bandırmaspor...
Ne zaman 4. gol geldi, o zaman taraftarlar hareketlendi ve yönetimi istifaya davet etti. Taraftarın bu tutumu bazı Adana Demirli oyuncuların oyuna asılmasına sebep oldu. Farkı azaltmak için yüklendiler, kalelerinde de 5. gol tehlikesi atlattılar.
Hakem Murat Özcan ise, nedense avantajları hiç oynatmadı, bu yüzden de biraz tepki aldı.
Maçı anlatan şey, istatistikteki faul verisi... Şöyle ki; Adana Demirspor 7, Bandırmaspor 22 faul yapmış. Bu mücadeleyi kazanmayı ne kadar istediğini apaçık ortaya çıkarıyor. Güzel oyun ve 4-1'lik galibiyet, kümede kalma yolunda umut verici olsa da, inişli çıkışlı grafik kafalarda soru işaretleri bırakıyor.


Manisa puansız döndü


Temposu üst düzey müsabaka. Yerde yatma, oyunu soğutma yok. Konuk Manisaspor'a Gaziantep Büyükşehir Belediyespor'dan alacağı 1 puan bile kar ancak akıllarda hep oynamak var, zaman yok.
Mücadele seyir zevkini yükseltse de, ceza alanı önüne gelince her iki takımda duruveriyor. Ne asist var, ne güzel orta var ne de isabetli bir şut var. Bal yapmayan arı gibiler.
Manisaspor bildiğimiz gibi iyi paslaştı. Gaziantep BB, koşu ve presleriyle kalelerinde etkili olmasına izin vermedi. Arka tarafı pek açmadılar, siyah beyazlıların en büyük silahı hızlı hücumlarına engel oldular.
45 dakika böyle geçti, 2. yarı bambaşka başladı. Gaziantep BB atak üstüne atak yaptı, gollük pozisyonlar yakaladı, Manisa da hızlı hücum fırsatlarını yakaladı, golü bulamadı.
Ev sahibi takım, kaleciyi oldukça zorladı, konuk takım bu konuda etkisiz kaldı. Bu kadar pozisyona rağmen gol olmaması ilginçti. Bu ilginçlik 85. dakikada son buldu. Ramazan, kalabalık Manisa defansından, ceza alanı içerisinde tek tek sıyrıldı, hiç yoktan gol yarattı. Kolay olanı atamadılar, zor olanı attılar ve maç da bu tek golle sona erdi.
Manisa hızlı hücum şansı bulamayınca, duruveriyor. Kapanan ya da defansını iyi kapatan takımlara karşı çaresiz kalıyor. Sonunda da böyle mağlubiyetlerle sahadan ayrılabiliyor.


Balıkesir Bolu'yu play-offa soktu


Önce beraberlik, sonra galibiyet diyen Balıkesir ve Boluspor vardı sahada. Böyle olunca her iki takım da çok yavaş hareket etmeyi, yorulmamayı, sık sık dinlenmeyi tercih etti. Oyun çok durdu, top oyuna geç sokuldu. Topla oynama oranı fazlasıyla düşüktü. Buna rağmen ilk yarı karşılıklı gollerle 1-1 sona erdi.
53. dakikada Bentley kaleciyi çalımladı, sıfıra indi. Kademeye girip, kaleyi koruması gereken 2 oyuncu vardı. En öndeki Tomislav bir kaleci gibi kaleyi kapatması ve rakibine doğru koşması gerekirken, o tam tersini yaptı, pas vereceğini düşünüp, kaleyi tamamen boşaltıp, golü hediye etmiş oldu. O Tomislav bir de penaltıya sebebiyet verdi, neyse ki Vukovic gole izin vermedi.
Karşılaşmanın sonları yaklaştı, oyun birden hızlandı. Maç gidiyordu Balıkesir için. En az 1 puan için kaleci bile gol atmaya gitti. Ama her şey nafile, süre yetmedi.
Balıkesirli oyuncular 3 pozisyonda penaltı beklediler, hakem oralı olmadı, oyunu devam ettirdi. Üçünde de elle oynama vardı ve hakemin kararı oldukça tartışılır türdendi.
Sahasındaki 2-1'lik yenilginin ardından Balıkesirspor sezonu 4 hafta kala bitirmiş oldu. Bundan sonra ne çıkar ne de düşer. Boluspor da bu galibiyetle 1 sıra yükselerek, Göztepe'yi 6.'lıktan indirdi ve play-off potası içine girdi.
Artık ligin ilk 3 sıradaki takımlar doğrudan Süper Lig'e çıkmak için, 4 ile 8. sıra ve arası takımlar da play-off için kıran kırana mücadeleye girecekler. Heyecan fırtınası bizleri bekliyor.
2. Lig Beyaz Grup'ta Fethiyespor, son haftaya girerken Anadolu Üsküdar ile çekişiyordu. 3 puan öndeydi. İkili averajları eşit ve genel averajda +4 üstünlüğü vardı. Anadolu Üsküdar Bucaspor'u 4-0 yendi. Bu tam da gerekli skordu Üsküdar için. Fethiye'nin yenilmesi demek küme düşeceği anlamına geliyordu. Lig 3.'sü Erzurum'dan deplasmanda 1 puan alarak küme düşmekten kurtulmuş oldu.
Aydınspor 1923, 2. Lig'e veda etti. Acı bir veda oldu, hem de çok acı. Son 2 haftadaki rakipleri, kümeye oynayan takımlardı. İkisinden çıkaracağı sadece 1 puan yetecekken, ikisine de yenildi. 'Harakiri yaptı' kelimesi, tam da içinde bulunduğu durumu anlatıyor.