Ali Budak- 2019 yılında yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimi, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamasıyla 24 Haziran’a alındı. 24 Haziran kararı sonrası ise gözler İyi Parti’nin seçime girip giremeyeceği tartışmasına çevrildi. İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in yaptığı açıklamayla 10 Haziran’dan sonra yapılacak olan seçime girememeleri için yasal hiçbir engelleri olmadığını açıkladı. 24 Haziran’daki seçime gireceklerini ve yasal olarak hiçbir engellerinin olmadığını ifade eden yapılacak olmasını sorduğumuz İyi Parti İzmir İl Başkanı Yıldırım Ulupınar, ‘Seçimin 24 Haziran’a çekilmesinin tek nedeni Meral Akşener korkusudur. İyi Parti seçime hazır ve seçimi kazanacağız’ dedi.

‘24 Haziran kararı Akşener korkusudur’


24 saat içerisinde seçimin 24 Haziran’a çekilme nedeninin korku olduğunu vurgulayan İyi Parti İzmir İl Başkanı Yıldırım Ulupınar, ‘Seçimin 24 Haziran’a çekilmesinin tek nedeni Meral Akşener korkusudur. Yapılan kamuoyu yoklamalarında çıkan sonuçlar neticesinde İyi Parti’yi seçime sokmamak için bu tarihin planlanmış olduğunu düşünüyoruz. Her şey İyi Parti’yi seçime sokmamak için planlandı. Meral Akşener korkusu bu kararı aldırdı. Ancak şartlar ne olursa olsun seçime katılacağız ve seçimden birinci parti olarak çıkacağız’ diye konuştu.  

Seçim tarihi alelacele alındı


24 Haziran’da seçim yapılması kararı alınırken o tarihte üniversiteye giriş sınavlarının olduğunun bile düşünülmediğini belirten Ulupınar, şöyle devam etti: Bu karar alınırken gençlerimizin geleceği dahi düşünülmedi. Düşünün, o derece büyük korku. Alelacele karar alındı. Hatta sınavlar dahi bir hafta ertelendi. Buradan da şunu söyleyebilirim. Meral Akşener ilk turda seçilecek ve Cumhurbaşkanı olacak. Onlar da onu görüyor. Gördükleri için de baskın seçim yapma kararı aldılar.

CHP ittifakı belirsizliğini koruyor


‘CHP ile olası bir ittifakın olup olmadığı ya da hangi aşamada olduğunu bilmiyorum’ diyen Ulupınar, ‘Başkanımız Meral Akşener ile bu süreci de konuşacağız. Önümüzdeki günlerde her şeyin netleşeceğini düşünüyorum. Ancak öncelikle meclisten seçim kararı çıkmalı ve YSK’nın seçime girecek partileri açıklaması gerekiyor. Ondan sonra her şey daha hızlı gelişir ve netleşir’ dedi.

‘Her vatandaşımıza dokunmaya çalışıyoruz’


OHAL sürecinde seçime gidilmesi gibi bir durumun demokratik ülkelerde olmayacağına vurgu yapan Ulupınar, konuşmasını şöyle sürdürdü: OHAL sürecinde sandığa gitmenin seçim güvenliğini olumsuz etkilemeyeceğini düşünüyorum. Çünkü demokratik ülkede olduğumuzu düşünerek seçim güvenliği gibi sorun yaşamayacağımıza inanıyorum. Ancak OHAL’de olduğumuzun da farkındayız. Bu noktada her aşamada çalışacağız. Ekibimizle toplumdaki her bireye ulaşıp sorunlarını dinliyoruz. Her vatandaşımıza dokunmaya çalışıyoruz. Bu kadar çok çalışmamıza rağmen seçimde bir sorun yaşarsak da yani bunu yaşatırlarsa da sonuçlarına kendileri katlanırlar.

‘Seçimde yerel medyayı ve sosyal medyayı kullanacağız’


Ankara’daki kongreye ciddi bir katılım olmasına rağmen haber kanallarında buna yer verilmeme nedenini sorduğumuz Ulupınar, ‘Doğan medyanın da satılması sonrası ülkedeki medyanın yüzde 70’inden fazlasının tek bir kişinin elinde olması sonucunda yaşanmış bir durum. Ancak sorun etmiyoruz. Bu seçimlerde özellikle medyanın iktidarın kontrolünde olduğu ve sürecin çok adil işlemeyeceği yorumları tabi ki yapılıyor. Ancak biz sosyal medyayı kullanıyorsunuz. Seçimde de özellikle yerel medyayı ve sosyal medyayı aktif kullanacağız. Türkiye artık sadece yazılı medyaya ya da 3-5 televizyon kanalına mahkûm olmadığı için sesimizi duyurma noktasında sorun yaşamayacağımıza inanıyorum. Çünkü artık herkes elindeki telefonlar aracılığıyla televizyon olup, canlı yayın yapabiliyor. Kongremiz sosyal medya aracılığıyla bir buçuk milyonun üzerinde insan tarafından izlendi. Ülkemizde ise bu tirajı yakalayan ne televizyon ne de gazete var. Bunun dışında ülkenin her yerinde gönül bağıyla çalışan arkadaşlarımız var. Biz halkımızla gönül bağı kurmayı hedefliyoruz. Bu gönül bağı da medyanın çok ötesinde işleve sahiptir’ ifadelerini kullandı.