AK Parti ve MHP arasında yeni anayasa konusunda görüşmeler sürüyor. Ancak iddiaya göre AK Parti'nin hazırladığı ve MHP'ye gönderdiği 12 maddelik değişiklik paketindeki 4.5 madde üzerinde anlaşma sağlanamadı. 

Habertürk'ün haberine göre anlaşma sağlanamayan maddeler ise şöyle:

1- Hazırlanan pakette Cumhurbaşkanı eğer bir kanunda boşluk görürse Kanun Hükmünde Kararname çıkarma yetkisine sahip olacak.

MHP ise bu maddeye karşı çıkıyor. MHP'liler böyle bir durumun Meclis'i işlevsiz bir hale getireceğini ve yasamanın görevini sonlandıracağını belirtiyor. 

2- Cumhurbaşkanı'nın Meclis'i feshetmesi halinde kendisinin görevinin de karşılıklı olarak sona ereceğine ilişkin hükümde de pürüz sürüyor.

MHP, Cumhurbaşkanı'nın görevi ile Meclis'in görevi arasında bağ kurulmasını doğru bulmuyor, fesih yetkisine karşı çıkıyor.

3-Cumhurbaşkanı'nın partiyle bağıyla birlikte genel başkanlık görevini yürütecek olmasındaki sorun da aşılmış değil.

MHP bunun parti devleti yaratacağını ileri sürüyor. Anayasa'daki "Cumhurbaşkanı'nın varsa partisi ile ilişkisi kesilir" hükmünün devamını istiyor. Ayrıca Cumhurbaşkanı'nın partisinin genel başkanlığını da yürütmesi halinde, partinin mevcut genel başkanının ne olacağı sorgulanıyor. Bunun partilerdeki demokratik sistemin işleyişinde sorun teşkil edeceğine, partilerin kongrelerini anlamsızlaştıracağına dikkat çekiliyor.

4- Cumhurbaşkanı ve bakanlar hakkında "ancak vatana ihanetten" soruşturma açılabileceği; Yüce Divan'a sevk için de 330 milletvekilinin önerisi, 367 milletvekilinin soruşturma onayı ve 413 milletvekilinin oyunun aranmasını şart koşan hükme MHP olumlu bakmıyor.

Sistem değişikliğiyle Cumhurbaşkanı'nın başbakan yetkilerine sahip olacağı, bugün başbakan için geçerli olan soruşturma açılması ve hükümet hakkındaki güvenoyu mekanizmalarının benzer şekilde devamını istiyor.

4.5- Cumhurbaşkanı'nın veto ettiği kanunu Meclis'in ancak 3/5 (330) çoğunlukla yeniden çıkarabileceğine hükmediliyor.

MHP'nin itirazı, "Cumhurbaşkanı'nın hoşuna gitmeyen her kanunu veto edebileceği" yönünde...

Dolayısıyla bugün de olduğu gibi makul bir seviyede kalması gerektiğine vurgu yapılıyor. Bu konuda uzlaşı ihtimalini göz önünde tutarak "yarı itiraz" diye gösteriliyor; o nedenle de "buçuk" madde olarak isimlendiriliyor.