Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç katıldığı bir programda gündeme dair açıklamalarda bulundu. Arınç, “Öcalan’a sekreterya iddiasını hükümet sözcüsü olarak doğrulayabilir misiniz?” sorusuna şu cevabı verdi:

"Doğrulamam. Çünkü böyle bir şey yok. Adına sekreterya dersiniz ama başka bir yöntem olabilir. Bunu söyleyenler dileklerini isteklerini konuşuyor olabilirler. Kendilerine saygı duyuyorum. Öcalan “ben burada yalnızım” diyor. “Süreç devam ettikçe ne karar aldığınızı takip etmem lazım” diyor. Bu haksız bir talep değil bana göre. Kendisine bazı imkanların hukuk içinde Adalet Bakanlığımız gerekli olanı yapacaktır. Sekreterya, bizim sekreterlerimiz gibi adaya gitmesi her gün Öcalan’la görüşülmesi gibi bir şey değil. Cezaevinin kendi şartları içinde olabilecek bir şeydir. Bu bence makul bir istektir. Bir insan bu kadar yaşa gelmiş 17 senedir cezaevinde… Bu kararların yazılmasında not edilmesinde “benim birkaç kişiye ihtiyacım var “demişse bunu Adalet Bakanlığımız karşılayacaktır. Bir şeyi karıştırmayalım. İmralı Adası'na farklı mesleklerden insanların gitmesi Akil İnsanlar toplantısında da gündeme gelmişti. Bunların arasında gazeteciler de olabilir başka isimler de olabilir. Bu da bence makul bir taleptir. Bugün sadece HDP gidiyor. Avukatları görüşebilir, yakınları görüşebilir, kız kardeşi öldü sanırım şimdi erkek kardeşi gidiyor ve her gidip geldikten sonra ortalığı karıştırıyor, onun dışında da Adalet Bakanlığı'nın izniyle milletvekilleri ve özel izinli olanlar gidebilir.

Seçim erken mi yapılacak?

Arınç, erken seçimle ilgili bir soruya da "Erken seçim gündemimizde yok. ama Nisan sonu olmasında makul bir gerekçe olması durumunda sakınca yok." şeklinde cevap verdi.

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı resepsiyonunun Çankaya Köşkü'nde değil de Beştepe'de yapılacak olmasına yapılan eleştirilere de yanıt veren Arınç, "
Bunlar büyük laflar. Vatana ihanet, namus şeref lafları o kadar çok ediliyor ki bunların tükeneceğinden endişeleniyorum. Aslında orada Başbakanlık için yapılan yeni binalar vardı. Ben de başbakanlığın ve diğer hizmet binalarının oraya taşınacağını düşünüyordum. Ama yeni cumhurbaşkanımız “ben oraya taşınacağım” dedi, Başbakanımızla konuştular ve mutabık kaldılar. Hiçbir mekan kutsal değildir. Orada çalışacağım demişse bunu Atatürk’le laiklikle bağdaştırmak doğru değil. Her şeyin bir ilki var. Sayın cumhurbaşkanımız öyle uygun gördü. Saygıyla karşılamak lazım." şeklinde yanıt verdi.