MHP lideri Devlet Bahçeli, partisinin Çankırı mitinginde yaptığı konuşmada, 13 yıldır Türkiye'yi yöneten AKP iktidarının kırılmadık gönül bırakmadığını, ağırlaşan geçim şartlarının insanları canından bezdirdiğini söyledi. Gençlerin umutsuz ve işsiz olduğunu belirten Bahçeli, "Küçük bir azınlık ve kaymak tabaka dışında herkes halinden şikayetçidir. Sizler helal kazancınızın peşindeyken, iktidardaki zümre harama batmıştır. Sizler aç ve açıkta iken, iktidar kadroları bolluk ve lüks içindedir. Sizler doğruluğun izindeyken, iktidardaki menfaat çetesi yozlaşmanın pençesinde, yabancılaşmanın tarafındadır" dedi.

ZALİMLİĞİN SULTASINI SÜRDÜLER

Bahçeli, Çankırı'da coşkulu kalabalığa hitaben yaptığı konuşmasında şunları söyledi:

"AKP, ayakkabı kutularını sizden çaldıklarıyla doldurmuştur. AKP, yatak odalarını sizden aşırdıklarıyla taşırmıştır. Rüşvetçiler 13 yıldır iktidardadır. Soyguncular 13 yıldır keyif ve konfor içindedir. Yolsuzluk ve vurgun şebekelerinin 13 yıldır yediği önünde, yemediği ardındadır. Biliyorsunuz, Ankara'ya sizlerin alın terinizden kesilen paralarla saray diktiler. Bu kaçak ve karanlık saraya 1 trilyon 370 milyar lira harcadılar. Buna da itibar dediler. İtibarı haramda aradılar. İtibarı soygunda buldular. İtibarsızlığı itibar olarak adlandırdılar. Yalan söylediler, utanmadılar. Allah'la kandırdılar, korkmadılar. İstismara taptılar, inkara saptılar, işbirlikçi ve iki yüzlü oldular. Sarayda altın varaklı bardaklardan kana kana içtiler. Pahalı tabaklarda tıka basa yediler. Beştepe Hanedanlığı kurarak zalimliğin sultasını sürdüler. Har vurup harman savurdular. Müsrifliğin dibini boyladılar. Kanunsuzluğun çukuruna gömüldüler. Çankırı'nın servetini hortumladılar. Bir yanda hırsızlık yaptılar, diğer yanda ahlakı susturdular. Bir yanda rüşvet yediler, diğer yanda hukuku katlettiler. Bir yanda hazineyi boşaltılar, diğer yanda bana mısın demediler."

"SEROK AHMET KAÇACAK DELİK ARASIN"

İktidarın 17-25 Aralık'ta suçüstü yakalandığını, ancak buna 'darbe' dediklerini belirten Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Görevini yapan hakim, savcı ve polislere saldırdılar, görevden aldılar, sürgüne ve cezaevine yolladılar. İşler sarpa sarınca, maske düşünce, kirli çamaşırlar birer birer dökülünce, 12 yıl bir ve beraber olduklarını paralel ilan ettiler. Eğer paralel devlet varsa, bunun sorumlusu AKP'dir. Erdoğan ve doğuştan talihli evladının telefonda haram serveti eritmeyle ilgili diyalogları duyulmasaydı paralel imal edilmeyecekti. Soruyorum sizlere ve öyle gür bir sesle cevap vermenizi bekliyorum ki, saraydaki tir tir titresin, Başbakanlığı bitirmek için uğraşan Serok Ahmet kaçacak delik arasın. Rüşvet ve yolsuzluğa kulakları tıkayalım mı?, Erdoğan ve yandaşlarının Türkiye'yi sömürmesine, baştan ayağa soymasına sessiz duralım mı? 400 milletvekili isteyip, dört yüzsüz, dört arsız, dört vicdansız, dört rüşvetçi eski bakanı perdeleyenleri görmezden gelelim mi?"

Partisine oy isteyen Bahçeli, "Toplumsal onarım, huzurlu gelecek için bizimle yürü" dedi.

"MUSİBETİN ELEBAŞI KAÇAK VE KARANLIK SARAYDADIR"

Türkiye Cumhuriyeti'nin hain ve haşin bir kuşatma altında olduğunu, vatan ve milletin ağır ve ağrılı operasyon geçirdiğini kaydeden Bahçeli, "Geleceğimiz kundaklanmaktadır, kardeşliğimiz kurcalanmaktadır, varlığımız kurutulmaktadır, milletimiz kutuplaştırılmaktadır, kimliğimiz kırpılmaktadır, dirliğimiz kırılmaktadır, umutlarımız karartılmaktadır ve önümüz kapatılmaktadır. Sorumlu ve suçlu AKP'dir. Çıbanın başı, musibetin elebaşı kaçak ve karanlık saraydadır. Erdoğan başkanlık sistemini kabullendirmek için var gücüyle uğraşmaktadır. Türlü kanunsuz yöntemlerden medet ummaktadır. Bu şahsiyetin akıl ve vicdan seviyesi tükenmiş, idrak ve izzet ufku kapanmıştır. Erdoğan alenen Türkiye'nin karşısına geçmiştir. Bizzat Anayasal yetkilerine dayanarak yine Anayasal düzeni yıkmaya azmetmiştir. Türkiye'nin başka bir formata, farklı bir eksene, sonu meçhul bir maceraya sürüklenmesi amacıyla saray merkezli ihanet seansları olağanüstü şekilde sıklaşmıştır" dedi.

ANAYASA'NIN SINIRLARINI DEFALARCA İHLAL ETMİŞTİR

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın PKK takviyeli başkanlık rüyasını gerçeğe dönüştürmek istediğini söyleyen Bahçeli, "Yürürlükteki sistemi rafa kaldırmak için kılıktan kılığa girmekte, yalandan yalana koşmaktadır. Erdoğan Cumhurbaşkanı olmasına rağmen, AKP'nin fiili eşgenel başkanı gibi siyaset yapmaktadır. Erdoğan Anayasa'nın kendisine çizdiği sınırları defalarca ihlal etmiştir. Erdoğan tarafsızlığını kaybetmiştir. Erdoğan 7 Haziran Milletvekilliği Genel Seçimi'ni başkanlık sistemine geçiş için basamak, kendi ifadesiyle istasyon olarak görmektedir. Bu cüret, bu pervasızlık, bu pişkinlik Türkiye'ye ağır yansıyacaktır. Türk milleti 7 Haziran'da başkan, diktatör, kral, sultan, şah, emir seçmeyecektir" diye konuştu.

"DEFOLU BİR BAŞBAKAN"

Başbakan Davutoğlu'nun boşuna konuştuğunu, boş yere vakit kaybetmekte oluduğunu kaydeden Bahçeli, "Çünkü Türk milletine söyleyeceği hiçbir şey yoktur. Biliniz ki, AKP; siyasi varlığı ve geleceği için oy istemekten tamamen uzaktır. Davutoğlu ve partisi artık siyaseten askıda, ahlaken ve fiilen devre dışıdır. AKP kadük bir partidir. Davutoğlu, Erdoğan'ın başkanlık sistemine hizmet eden, uzaktan kumandayla yönetilen; iradesiz, etkisiz, yetkisiz, hedefsiz, hevessiz defolu bir Başbakan'dır. Böyle bir Başbakan, böyle bir hükümet bugüne kadar hiç olmamış, eşi benzeri de hiç görülmemiştir" dedi.

"TÜRKİYE BESMELEYLE SOYGUN YAPANLARI İLK KEZ GÖRDÜ"

HDP'yle eften püften sebeplerle kavga edildiğini, ancak el altından ihanet pazarlıklarının sürdürüldüğünü öne süren Bahçeli, bu konuda da şöyle dedi:

"28 Şubat'ta Dolmabahçe'de İmralı canisinin mesajını önce okutmuş, sonra da eleştirmiştir. PKK'nın taleplerine önce sıcak ve olumlu yaklaşıp umut vermiş, sonra da sıkışınca bunu sorgulamıştır. Sözde Kürt sorununu önce tanıyıp, sonra ayrımcılık diye yaftalamıştır. Doğu'da Kürtçü, Batı'da milliyetçi rolü oynayan bu adamdır. Siirt'te yüce kitabımız Kuran'ı eline alarak kürsüye çıkması da tarifi olmayan bir istismar felaketidir. Erdoğan, Kuran ile büyüdüm demektedir. Ne var ki, Kuran'dan pasta yapıp yiyenleri el üstünde tutmaktadır. Buradan diyorum ki, rüşvet ve yolsuzlukla kirlenmiş ellerin Kuran-ı Kerim'e uzanması günahkarlığın ötesinde, tam bir münafıklık alametidir. Kuran tertemiz imanlı vicdanların manevi şifa ve kılavuzudur. Türkiye besmeleyle soygun yapanları ilk kez görmüştür."

Devlet Bahçeli, Erdoğan'ın dilinde İmam Hatip Liseleri olduğunu, Kürtçe Kuran'ın Erdoğan'ın propagandası olduğunu , Diyanet İşleri Başkanlığı'nı da siyasi malzeme yapmanın Erdoğan'a has bir ilkellik olduğunu kaydetti. Bahçeli, "Erdoğan milleti 36'ya ayırmakla yetinmemiş; camilerimizi, cemevlerimizi, mahallerimizi, hatıralarımızı, ortak acı ve sevinçlerimizi de ayırmaya teşebbüs etmiştir" dedi.

EMEKLİLERE SESLENDİ

Konuşmasında emeklilere de seslenen Bahçeli, iktidarlarında yolda toplam 2 bin 800 lira Emekli Destek Ödeneği vereceklerini hatırlattı. Emeklilere yapacakları vaatleri tekrarladı.

Bahçeli, konuşmasını tamamladıktan sonra karayolu ile Kastamonu'ya geçti.