İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin asfalt, yol, kaldırım ve altyapı hizmetleri ile birçok projesini yürüten önemli şirketlerden biri olan İZBETON'da yaşanan sorunlar devam ediyor. Şirkette örgütlü sendika Türk-İş'e bağlı Belediye İş Sendikası iç çekişme yaşarken şirket yönetimi tarafsız davranacağını ilan etmişti. Eyleme katılan işçilere açılan soruşturma, ihale krizi ve birçok konu ile gündeme gelen İZBETON'daki süreçle ilgili AK Parti Grup Başkan Vekili Yusuf Kenan Çakar açıklama yaptı.

Büyükşehir bürokratlarının işçileri toplayarak yaptıkları organizasyon ile baskı politikası uyguladıklarını anlatan Çakar, "Siyasi içerikli konuşmaların yapıldığı böyle bir toplantıda devlet memuru İBB Genel sekreterinin bulunması ve bu konuşmalara zemin hazırlaması, İzmir'in nasıl ve kimler tarafından idare edildiğini, ''pardon, idare edilemediğini '' açıkça ortaya koymaktadır. Bu toplantı, İBB'nin en büyük şirketinin genel müdürünün de doğrudan siyasetin bir parçası haline geldiğinin açık belgesidir. Kaldı ki sayın genel müdür siyasetçi olduğunu kendi ağzıyla itiraf etmiştir. Sayın genel müdür, her vatandaş gibi sizin de bir siyasi tercihiniz olması normaldir. Ancak normal olmayan belediye şirketinin genel müdürlüğü koltuğunda siyaset yapmanızdır. Size o makamda siyaset yapasınız, siyasi beyanatlar veresiniz diye değil, göreviniz gereği İzmir 'e ve İzmirli hemşerilerimize hizmet edesiniz diye maaş veriliyor" dedi.
 
Siyaseti bırak

Açıklamasında Genel Müdür Sezer'e yüklenen Çakar, "Sayın genel müdür, işçilerimiz haklı olarak, işlerini kaybetmemek için hem İZBETON ihalesinde, hem de ESHOT ihalesinde eylem yaptılar ve taşerona karşı direndiler. Kimse hakkında da soruşturma açılmadı. Kimsenin ifadesi alınmadı. Doğrusu da buydu. Ancak işçilerimiz İZELMAN ihalesinde direnip eylem yapınca sen ne yaptın. İşçinin yanında olacağına direnen, eylem yapan, haklarını arayan işçilere soruşturma açtırdın. Bu mudur sizin sosyal demokratlığınız. Siz böylemi işçi dostusunuz. Bunun sebebi umarım Taşeron şirketinin yetkilisinin CHP li olması değildir. İşçimiz bugüne kadar idarecilerinin arkasında durmuştur. Ancak idarecilerinin kendi arkasında durmadığını da görmüştür. Bu nedenle de haklı tepkisini göstermiştir. Ey genel müdür , işçiye soruşturma açma.! İşçinin arkasında dur.! Yanında ol. Genel müdür işçiye hükümete karşı eylem yaparsan bende seninle beraber olup polis copu yerim, ama işçinin yanında olmayan yerel yönetime karşı eylem yaparsan bende hakkında soruşturma açarım diyor.İşçimizi korkutup baskı altına almaya çalışıyor. İşte sizin yaptığınız ve yapacağınız budur. İzmir böyle idareciler nedeniyle hizmet alamaz hale geldi. Orası bir partinin siyaset makamı değil. İzmirliye hizmet makamıdır" diye konuştu.
 
Mış gibi...

Belediyede yürüyen ihale ve taşeron sistemine de eleştirilerde bulunan Çakar, "Taşeron sistemine son verildiğini söyleyen genel müdür, yıllardır Büyükşehir den yüksek fiyatlarla aldığı asfalt işlerini niye taşeronlara yaptırdığının cevabını vermeli. Hem işlerini taşerona yaptıracaksın, hem de taşerona karşıymış ''mış'' gibi yapıp işçilerimizi ve İzmirli hemşerilerimizi kandıramazsınız. Bu son İZELMAN ihalesi ile her şey ortaya çıkmıştır. Kimin işçi dostu, kimin samimi, kimin gayri samimi olduğu belli oldu. Artık işçimiz yalanlara kanmıyor. Bu telaşın sebebi de bu olsa gerek. Bütün bu yaptıklarınız işçinin huzurunun kaçmasına ve işyeri çalışma barışının bozulmasına sebep olmuştur. Hizmet üretemeyenler, kaos ortamlarından beslenip, siyaset üretmeyi tercih eder hale gelmişlerdir" dedi.
 
İzmir'in parasını çar-çur ettiniz

Toplantıda kendisi hakkında 'çakar, çakmaz' ifadesi kullanan ve işçilerden destek isteyen Sendika Örgütlenme Genel Sekreteri Ali Çelenk'e de tepki gösteren Çakar, "Ali Çelenk Bey, umarım törenlerde koyduğunuz ÇELENKLER Plastik çiçekten ÇELENK değildir. Kenan Çakar ve Partisi AK parti her zaman işçinin yanında olmuştur. Ve olacaktır. Bunun en büyük ispatı ESHOT ve İZELMAN ihalelerindeki tutarlı duruşumuzdur. Biz ESHOT ihalesinde ne dedikse İZELMAN dada onu dedik. Hiç yapay ve plastik davranmadık. Bizim mücadelemiz, işçimizin aldığı ücreti bahane ederek, belediyemizin şirketlerini her yıl 200 milyon zarar ettiren, İzmir linin parasını çarçur eden beceriksiz belediye yöneticileri ve şirket yetkililerine karşıdır. Bizim mücadelemiz işçimizin hakkını korumak yerine, onları siyasi amaçları için kullanan sendikacılara karşıdır. Kim samimi olarak işçinin yanındaysa onlarla birlikte mücadelenin içindeyiz, işçinin yanındayız. İşçimize yalan yanlış korku salanlarla mücadelemiz devam edecektir. Bundan asla geri durmayacağım" diye konuştu.
 
Çakar sözlerini şöyle sürdürdü: "Buradan hem işçilerimize, hem de sendikacılara sesleniyorum. AK Partinin yerel iktidarında belediyenin hiçbir şirketi kapatılmayacak, işini yapan tek bir işçi bile işinden çıkarılmayacaktır. AK Partinin yerel iktidarında şirketlerimizin sayısı artacak, çalışan işçilerimizin de sayısı artacaktır. AK Partinin yerel iktidarında şirketler ve işçilerimiz siyaset için kullanılmayacak, bu gün ki gibi baskı altına alınmayacaktır.
 
AK Parti yerel iktidarında belediye şirketlerimiz, dürüst ve işinin ehli yöneticilerle, zarar eden değil, kar eden, hizmet üreten, işçisinin ve İzmir linin yüzünü güldüren, gururu olan şirketler haline gelecektir.

Şirketlerin sermaye artışlarına ret oyu kullandığımızı söyleyenler sesleniyorum. Şirketlerin faaliyet ve hesaplarını meclis denetimine ve İzmir linin bilgisine açık hale getirin. Açık olun, şeffaf olun, samimi olun, eğer şirket zararlarının tek sebebi işçi ücretleri ise, getirin ne kadar sermaye artışı gerekiyorsa yapalım. Ama açamazsınız, şeffaf olamazsınız, çünkü samimi değilsiniz. Herkeste biliyor, bizde biliyoruz ki şirket zararlarının sebebi işçi ücretleri değil. Beceriksiz yönetiminizdir"