CHP Sözcüsü Bülent Tezcan, olağanüstü kurultay sürecini gündemde tutmanın bir yararı olmayacağını belirterek, “Tüzük açısından kurultay toplamayı başlatacak bir şart oluşmamıştır. Genel başkanın iradesi yoktur kurultay toplamak gibi, toplamayacağını da ifade etmiştir. Partiyi yerel seçimlere hazırlayacağını ifade etmiştir. Bunu gündemde tutmanın yararı yoktur” dedi.

CHP Sözcüsü Bülent Tezcan, MYK toplantısı sonrası parti genel merkezinde açıklamalarda bulunarak gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Bülent Tezcan, MYK’nın bu dönem içindeki son basın toplantısını yaptığını belirterek yeni bir çalışma döneminde, yeni oluşacak MYK ve yeni görev alacak parti sözcüsünün basın toplantısına devam edeceğini kaydetti.

‘EKONOMİNİN GELDİĞİ NOKTA BİR TWEETLİK EKONOMİ’

Bülent Tezcan, dövizin artışına ilişkin “Son bir haftadır Türk Lirası tepetaklak olmuş durumda. Dövi,z aldı başını gidiyor. Dolar, Euro dizginlenemeyen bir şekilde yükselirken, Türk Lirası dibe  vurmuş durumda. Freni patlamış araba, kamyon gibi nereye gidebileceği belli olmayan bir macera içinde. Ne yazık ki 16 yıldan bu yana iktidardaki Ak Parti yönetimi, Erdoğan tekrar milletin yastığının altına gözünü dikti. ‘Yastık altındaki dolar, altınları bozdurun’ demeye başladı. Bu bir aczin, teslimiyetin ifadesidir. Milletin yastık altında bozduracak doları kalmadı Erdoğan. Beş liralık sermayeye 15 milyon dolarlarla ticaret yaptığın Man Adası'ndaki dolarları bozdurdun mu, TL’ye çevirdin mi? Son bir yıl içinde Türk Lirası'ndaki değer kaybı yüzde 50. Kabul edilebilir bir şey değil ve AKP’nin 16 yıllık iktidar döneminde ekonominin geldiği nokta bir tweetlik  ekonomi. Böyle bir kırılganlık olabilir mi? Dolar ekonomisine teslim edilmiş dolarkolik bir ekonomi anlayışının sonucu. Üretimi artırmayan, sıcak para ve faiz kıskacı içinde ülkeyi verimsiz bir ekonomiye teslim eden anlayış. Bunlar, dönüp milletin yastık altındaki dolarla sorunu çözecek acz içindeler. Daha önce açıkladıkları asgari ücret 424 dolardı. Bugün dolar bazında 305 dolara düştü. Bu iktidarın beceriksizliği nedeniyle asgari ücret kayba uğradı dolar bazında. Türkiye açların ve yoksullaşanın çoğunlukta olduğu ülke haline geldi. Açlık sınırı 2 bin 130 lira. Bunun altında ücret alanların tamamının aç olduğu bir ülke. Türkiye’yi açların ve yoksulların ülkesi haline getirdi” dedi.

‘ERDOĞAN’IN 100 GÜNLÜK PAKETİ, 100 GÜNÜ HEBA ETME PAKETİDİR’

Bülent Tezcan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan 100 günlük icraat programında Türkiye’de ciddi 5 soruna çözüm önerisi bulunmadığını savunarak şunları kaydetti:

“100 günlük paket açıkladılar. Türkiye’nin 5 temel sorununu hiçbir şekilde çözüm önerisi içermeyen paket. Yani 100 günü heba edeceğiz diyor. Erdoğan’ın 100 günlük paketi, 100 günü heba etme paketidir. Üretime dönük yapısal önlemler yok. Enflasyonu düşürmeye de ciddi önlem paketi yok. En çok söyledikleri 3600 ek gösterge vereceklerini söylüyorlardı yok 100 günlük paket içinde. Nerede kaldı bunlar, paketin dibine mi düştü? Söz verirken veriyordunuz, milletin oyunu alırken bu sözleri verip, milletin oyunu aldınız. O zaman dolar yükselirken seçimlerden önce söylediği bir söz vardı hatırlayın; ‘Hele 24 Haziran bitsin, sonra bakın bunlarla hesaplaşacağız.’ Ne oldu, 24 Haziran’dan sonra 40 gün geçti. TL tepetaklak oldu. Dolar aldı başını gidiyor. Varsa yapacağın bir şey, niye seçimi bekliyorsun? Bu anlayıştan millete refah çıkmayacak. Eğitim ile ilgili de adım veya işaret göremiyorsunuz. İçler acısı bir durumda. En son DGS sınavları yapıldı. DGS’ye 1 milyon 180 bin öğrenci girdi. 190 bini hiçbir yere kayıt yaptıramadı. 122 bini istediği okullara kayıt yaptıramadı. YKS’da verilen cevaplara baktığınız zaman başarısızlık rekoru. Bu nasıl bir eğitim sistemi yarattıklarının göstergesi. Bu sistemin başarısızlığı. 16 yıl içindekini arzu ettikleri uşakları yetiştirme, yaratma anlayışıyla bu anlayış çocuklarımızın geleceğini çalmıştır. Türkiye eğitim, ekonomide iflas etmiş bir tablo ile karşı karşıyadır. Önümüzdeki süreç bu iflas eden iktidarı değiştirmek.”

‘GENEL BAŞKANIMIZA DESTEĞE DEVAM EDECEĞİZ’

Bülent Tezcan, Olağanüstü Kurultay talebine dönük süreci anımsatarak şu değerlendirmelerde bulundu:

“Olağanüstü Kurultay talebine dönük süreç vardı. O süreç sonuçlandı. MYK toplantımızı yaptık. MYK’da arkadaşlarımız genel başkanımıza kendilerine gösterdiği güven nedeniyle teşekkür ettiler. Genel başkanın her zaman MYK’yı değiştirmek ve tüzük gereği kendisine tanınan imkan ve yetkilidir. Seçimlerden hemen sonra genel başkana MYK arkadaşlarımız bu konuda arzu ettiği zaman yapacağı her türlü tasarrufu destekleyeceklerini beyan etmişlerdi. Bugün de aynı noktada beyanlarını söylediler. Umuyorum önümüzdeki süreçte yeni dönemin, yeni siyaseti şekillendirmek, ana hatları belirlemek, yönünü çizmek ve partiyi hızlı şekilde yerel seçimlere hazırlamak, tepetaklak olmuş siyasi ve iktisadi durumda yeni bir çalışma ekibini genel başkanımız oluşturacaktır. Biz CHP kadroları olarak genel başkanımızın güven ve desteğine layık olarak kendisine destek vermeye devam edeceğiz. Bu esaslı parti teriminin güçlü iradeyle devam etmesi gerekmektedir.”

‘DELEGELERE BASKI YAPILDIĞI İDDİASI'

Bülent Tezcan, açıklaması sonrasında basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Tezcan, “MYK üyeleri istifalarını sundu mu?” sorusunu şöyle yanıtladı:

“Teknik olarak bir istifadan bahsetmek pek mümkün olmuyor. MYK'daki arkadaşlarımız sayın genel başkanın her türlü tasarrufunu büyük bir gönül ferahlığıyla destekleyeceklerini ifade ettiler. Genel merkez önündeki eylemler MYK’da görüşülecek konu değil. Partililer disiplini ihlal etmeyecek şekilde gelip eylem yapıyor."

İmza sürecinde delegelere baskı yapıldığı iddialarının asılsız olduğunu söyleyen Bülent Tezcan “Bunların gerçekle ilgili yoktur Saç teli kadar gerçekle ilgisi yoktur” dedi.

‘GENEL BAŞKANIN KURULTAY TOPLAMAK GİBİ BİR İRADESİ YOKTUR’

Bülent Tezcan “Genel merkez açısında Olağanüstü Kurultay süreci sonlandı diyebilir miyiz” sorusuna şu yanıtı verdi:

“Hiçbir biçimde 630 imza teslim edilmedi. Kamuoyuyla paylaşıldı. Talep edenlere bu imzaları açtık. Genel merkezime teslim edilen imza 618 idi. 4’ü usulüne aykırı noterde suret yapılmış imza, geriye 614 kaldı. Bunların 4’ü de kişilerin iki kere ayrı noterde verdiği imzalar. Yani 8 imza ediyor. 4’ ü ayrıldı, kaldı 610 imza.  Bu imzaların 5’ i yine istifa etmiş, daha önce adaylık sürecinde 5 kişi onları da düşüyorsunuz, kaldı 605. Tüzük gereği incelemesi yapıldı imzaların. 5’inin de gündem bütünlüğü yok, yani gündem değişik. Tüzük gereği gündem bütünlüğü olması lazım. Geriye kaldı 600 imza. Bunlarda 31 delege de geri çekmiş imzalarını. İmza vermek nasıl haksa, geri çekmek de hak. 569 imzayla kurultayı toplamak mümkün değildir. Tüzük açısından kurultay toplamayı başlatacak bir şart oluşmamıştır. Genel başkanın iradesi yoktur kurultay toplamak gibi, toplamayacağını da ifade etmiştir. Partiyi yerel seçimlere hazırlayacağını ifade etmiştir. Bunu gündemde tutmanın yararı yoktur. İmza toplayanlar yabancılaştırılacak, ötekileştirilecek arkadaşlar değildir. Partimizin delegeler, üyeleridir. Bundan sonra da olmaz husumeti körükleyecek durum. Israrla partiyi bir kurultay ekseninde tutmanın gelecek siyaseti açısından faydalı olacağını doğru bulmuyoruz.”

‘MAKAMLAR ÜZERİNDEN TARTIŞMAK KISITLI BİR TARTIŞMA OLUR’

CHP’nin kendisini kanıtlamış bir parti olduğunu vurgulayan Bülent Tezcan, şöyle devam etti:

“CHP kendisini kanıtlamış bir partidir. Sandıkta da iktidar değişikliğini sağlayacak sonuç alamadı. önümüzdeki hedef o sonucu alacak değerlendirme ve çalışma yapmaktır. Burada seçim sonuçlarıyla ilgili partinin değerlendirme süreci bu ay sonuna doğru tamamlanmış olacak. Ondan sonra parti meclisi ve milletvekilleri grubumuz ile il başkanlarımız bir araya gelecek.  Seçim sonuçlarını bir bölgeye ya da bir seçimin sandık sonucuna bakıp değerlendirmekten ziyade, nasıl geldi siyaset süreci buraya, onu değerlendirmek gerekiyor. Kişilerin oturdukları makamlar üzerinden tartışmak kısıtlı bir tartışma olur.”

‘CHP’NİN AK PARTİ İLE MÜCADELESİNİ BURAYA TAŞIMANIN YARARI YOKTUR'

CHP’de kurultayın toplanması için imza veren delegelerin CHP yönetiminin AK Parti’ye karşı savunduğu tezlerle ters düştüğünü iddia ettiklerinin anımsatılması üzerine Bülent Tezcan şöyle konuştu:

“CHP içindeki kurultay tartışmaları sürecindeki dilin CHP’nin tek adam rejiminin en önemli sorumlusu Erdoğan ile mücadelede şekillendirilen dil üzerinden olması doğru değildir. Bu Mahir Ünal gibi CHP kurultayına burnunu sokması gibi bir sonuca zemin hazırlar. Mahir Ünal, işi gücü bırakmış, CHP kurultayını konuşmaya başlıyor. Biz kendi dilimizle konuşuyoruz. Ak Parti ile mücadele edişinin buraya taşımanın parti için bir yararı yoktur. Genel merkez yönetimi bunu yok sayan bir durum içinde değildir.”

'ENİS BERBEROĞLU REHİN ALINMIŞTIR'

Bülent Tezcan, tutuklu bulunan İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu’nun düzenli kullandığı ilaçları artık kullanmamaya başladığı yönündeki iddiaların sorulması üzerine “Sayın Berberoğlu mevcut hukuk ve evrensel hukuk ilkeleri çerçevesinde hiçbir yere sığdırılamayacak bir noktada rehin alınmıştır. Tutuklu değil, rehinedir. İktidar siyasetinin rehinesidir. Yargı iktidar siyasetinin rehin alma eyleminin ambalajını oluşturmuştur. Yargı içinde, ülke içinde bir utanç tablosudur içinde bulunduğu tablo. Enis Berberoğlu kendi penceresinden en etkin olduğunu düşündüğü eylemleri adım adım hayata geçirecek. Aldığı kararlara saygı duyacağız. Bu rehin alma işleminin sona ermesi için aynı kararlı mücadeleyi dışarıda, bizim sürdürmemiz gerekiyor ve sürdüreceğiz.”