CHP'nin Halkla İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yasemin Öney Cankurtaran, Tekirdağ'ın Ergene İlçesi'nde partililerle bir araya geldi. CHP'nin Spor Kurulu oluşturduğunu ve çalışmalara ilk olarak Trakya bölgesinden başladıklarını belirterek, "Hem kendi spor politikalarımızı oluşturmak, şu anda sporcuların yerelden Türkiye geneline kadar sesi olabilmek, spor camiasının sorunlarını Meclise yansıtabilmek, çözebilmek ve Cumhuriyet Halk Partisi'nin spor politikalarını nasıl yönlendireceğini tespit ederek büyük kurultayımıza hazırlık yapmak üzere Türkiye'de 13 ilimizde toplantılar ve saha çalışmaları yapıyoruz. Sporda da bazı sakınlar yaşanıyor. İlk olarak buraya geldik, burada, spor insanlarıyla, belediyelerimizin, örgütlerimizin sporla ilgilenen üyeleriyle görüşeceğiz. Ayrıca yine partisi olmayıp spor ile ilgilenen insanları da davet edip, Trakya'da spor politikaları nasıl oluşturulmalı, Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında spor politikaları nasıl oluşturulmalı diye konuşacağız" dedi.

'İDLİB MİLLİ MESELE'

Cankurtaran, Suriye'deki İdlib operasyonuna bir milli mesele olduğu için karşı çıkılmadığını belirterek, "Cumhuriyet Halk Partisi olarak, İdlib'deki operasyona bir milli mesele olduğu için karşı çıkmamız olmadı. Fakat, İsmet Paşa'nın bir lafını da hatırlatmak istiyoruz. Der ki; 'Yığınakta yapılan hata savaşın sonuna kadar devam eder'. Bu İdlib konusunda da ilk başta Şam'da bir camide namaz kılacağız diyerek, maceracı bir Suriye politikasına girdik. Bundan sonra da bunun ucunu toparlamaya çalışıyoruz. İnşallah önlemlerimiz yeterli olur, çünkü bunlar Irak ve Suriye'ye cihatçılar Türkiye'den geçerken görmedik. İnşallah bu geri dönüş sürecinde Türkiye'ye kaçmak isteyenler konusunda gözümüzü dört açarız" diye konuştu.

'TOPLUMU GERGİNLEŞTİRECEK'

CHP Genel Başkan Yardımcısı Yasemin Öney Cankurtaran, nikanların müftülüklere verilmesinin toplumu gerginleştireceğini ifade ederek, şunları söyledi:

"Bu konuda, toplumu tekrar gerginleştirecek, kutuplaştıracak uygulamalardan kaçınmamız gerekir derken, tam da bu uygulamayla aslında böyle bir şeye kapı açmış oluyoruz. Örnek verecek olursak, farklı ideolojiden, farklı görüşten iki genç evlenmek isteyebilir. Ailelerden biri imam nikahında ısrar edebilir, müftülük yapsın diye ısrar edebilir. Bir diğer aile de resmi nikah yapılsın, nikah memuru tarafından kıyılsın deyip bir gerginlik oluşturur. Cumhuriyet, öyle bir ortak nokta koymuş ki; kim hangi ideolojiden, hangi görüşten olursa olsun, nikah memuru noktasında ortak noktayı bulmuştur aslında. Bugüne kadar nikah memurlarının kıymasıyla nikahlara hangi engel olmuş. Kim evlenememiş, kim evlenememiş de şimdi müftüler de kıysın deniyor. Burada şimdi böyle de bir kaos oluşacak. Bu müftü resmi prosedüre göre mi nikah kıyacak? Yoksa halkımızın imam nikahı dediği söylemli dini ritüellere göre mi nikah kıyacak? Eğer resmi prosedüre göre kıyacaksa müftülüğe ne ihtiyaç var? Yok eğer dini ritüellere göre nikah kıyılacaksa bu sefer başka bir ikilik doğacaktır, laiklik ilkesine karşı gelinecektir. Bakın bu ülkede vazgeçilemez ilkeler vardır, laiklik de bu ilkelerden biridir. Mustafa Kemal Atatürk ve laiklik, bu ülkenin vazgeçmeyeceği konulardandır. Bu müftülüğün nikah kıyma olayını laiklikle çelişecek noktaya getirirsek, resmi prosedürün dışına çıkarıp sadece dini ritüellerle yapacak olursak, Türkiye'de yeniden başka ve gereksiz olan bir konuda sorun çıkartmış oluruz."

Cankurtaran, daha sonra spor salonunda basına kapalı yapılan toplantıda sporcu ve spor adamları ile bir araya geldi.