CHP Sözcüsü Bülent Tezcan, MYK sonrası basın toplantısında konuştu.  

Yargı bağımsızlığına vurgu yapan Tezcan şu ifadeleri kullandı:  "Ne yazık ki Türkiye, yargı bağımsızlığının yok edildiği yargının ayaklar altına alındığı, çiğnendiği paspas edildiği söylemeye utanıyorum paçavraya çevrildiği bir dönemden geçiyor. Utanç meselesidir. Hakim ve savcılarımız mesleğe yeni adım atarken meslek kurası çekiyorlar. Kura sarayda çekiliyor. Saray rejiminin bir kere daha yargının üzerine sıçrattığı bir lekedir bu kura.


1236 HAKİM VE SAVCI ATANDI. 113 TANESİ, AK PARTİ İLE İLTİSAKLI

Sarayda oturan Cumhurbaşkanlığı makamını işgal eden zat, Ak Parti Genel Başkanıdır. Bir siyasi partinin Genel Başkanıdır. Üst üste ayıplar yaşanmaktadır. Hâkimler, savcılar siyasi parti genel başkanlarının önünde cübbe iliklemek durumunda kalmış. Olmayan cübbelerinde delik ve düğme arar duruma düşmüş. Ayakta alkışlama ayıbının ortağı olmuşlardır. Biliyoruz ki, saray düzeni hakim ve savcıların iradesini ipotek altına almaya çalışıyor. Önemli bir kısmını da almış durumda. Sarayda kura çekilmesi demek hakim ve savcıların talihlerini de ipotek altına almak demektir.  Bu kirli düzen hakim ve savcıların talihlerini de, şanslarını da ipotek altına alma düzenidir. 1236 hakim ve savcı atandı. Tespit edebildiğimiz şu ana kadar 113 tanesi, Ak Parti ile doğrudan temas halinde. 113 tanesi Ak Parti ile iltisaklı. Ya ilçe başkanı, ya il başkanı. Yolu bir şekilde Ak Parti'nin önünden geçmiş.

Türk yargı düzeni açısından utanç verici. Bazıları ödüllerini aldılar. Adalet yürüyüşümüze 'sözde adalet yürüyüşü' diyen sözde bir Danıştay Başkanı vardı ya, onun kızı sarayda kurayı çekiyor. Talihini saraya emanet etmiş ya çekiyor kurayı her ne hikmetse talihinden Elazığ hakimliği çıkıyor. Annesinin sözde Danıştay Başkanı'nın sarayın sözcülüğünü yaparak kazandığı bir itibar var. Onun karşılığını alması gerekiyor. 'Sözde adalet yürüyüşü' demesinin karşılığını alıyor. Aynı gün kızı Elazığ'a kura çekmesine rağmen aynı gün Yargıtay Tetkik Hakimliğine atanıyor. Bu ayıp değil mi? Bu ayrımcılık değil mi? Elazığ yurt toprağı değil mi? Saraya yakın olanlar oralara gitmesin Ankara'da kalsınlar. Böyle bir düzen yarattılar."


"ERDOĞAN HALA NE SATTIĞINI AÇIKLAYAMADI, AÇIKLAYAMAZ"

Tezcan, "Man Adası belgelerini biliyorsunuz. Erdoğan hala ne sattığını açıklayamadı, açıklayamaz. Eski para ile 70 trilyonluk bir şirketi satın alıyor. Bunu açıklayamadı. Hangi şirketi sattı yakınların. 15 milyon dolara sattığı şirketin adı ne? Bilançosu ne? Hissedarları kimler. Bunların tek tek açıklanmasını bekliyoruz. Bunları açıklayamadılar. Ama Genel Başkanımız Man Adası ile ilgili bu açıklamasından sonra Genel Başkanımıza, Ak Parti Genel Başkanı Erdoğan'ın yakınları, 3 tane tazminat davası açtı. Bu mahkemelerin hakimleri değişti. Yandaş hakimler getirmek için kararlar lehimize çıksın diye. Utanmadınız mı anayasamızda yazan bir hükmü göz ardı ederek mahkemelere talimat verip yerel mahkemeler anayasa mahkemesinin tahliye kararlarına uymazken sizden güç alıyorlardı. Rezil ettiniz hukuku, yargı düzenini. AİHM rezilliğinizi çıktı söyledi. Bunun üzerine derhal tahliye kararı vermek zorunda kaldınız. Bir kısmı ile ilgili tamıyla ilgili değil. Böyle bir Türkiye yarattılar" diye konuştu.


"BU TOSUNCUK DÜZENİNİ YIKMAK BİZİM GÖREVİMİZ"

Tezcan, "Hukukta, ekonomide, iş yaşamında nasıl bir Türkiye kurdular? Bu düzenin bir tane adı var; Türkiye'ye bir tosuncuk düzeni getirdiler. Devlet tosuncukları görür, kim bu tosuncuklar; bakanların çocukları, hükümete yakın olanların çocukları, Ak Parti'nin kaymak tabakasına yakın olanların çocukları. Tosuncuklar, gemi, holding sahibi olur. İmtiyazlı atama sahibi olurlar. Tosuncuklar, Elazığ'a tayinleri çıkarsa bir günde uzaklaşmazlar. Milletin çocukları ise bekler tosuncuklardan kendilerine yer kalıp kalmayacağını bekler.Yarım milyon atama bekleyen milletin çocuğu var. Bu tosuncuk düzenini yıkmak bizim görevimiz. Bunun için siyaset yapıyoruz. Ak Parti iktidarı döneminde yolsuzluk kurumsallaşmıştır. Milleti dolandıranların itibar kazandığı ve  hükümetin gözü önünde milleti soyduğu bir soygun düzeni yaratılmıştır. Hiçbir dönemde bu kadar soygun olmamıştı. Çiftlik Bank hükümetin gözü önünde çıktı. Açılışına siyasetçiler gidiyor. Bu da onların tosuncuğu. Ne kadar tosuncuk varsa bunların etrafında. Deniz Feneri bunların dönemindeydi. Korundular, iktidarda güç sahibi oldular. Tosuncuk düzenini bitireceğiz kararlıyız. Liyakat düzenini kuracağız" ifadelerini kullandı.


"SARAYIN 13 GÜNLÜK GİDERİ, ŞEKER FABRİKALARININ ZARAR EDENLERİN ZARARLARINI KARŞILAMAYA YETİYOR"

Tezcan, "Aynı durum şeker fabrikalarında da var. Milletin malını peşkeş çekme peşindeler. Bunlar millî ekonomimizin amiral gemilerini batırma şampiyonu oldular. Milli olmanın yolu bu fabrikalara sahip çıkmaktan geçer. Aksi gayri milli anlayıştır. Sata sata doymadılar. Bunların tosuncuk  düzeni sata sata doymuyor. Aç bir düzen. Sarayın 13 günlük gideri, şeker fabrikalarının zarar edenlerin zararlarını karşılamaya yetiyor. Ne doymaz bir saraymış. 1 dakikası bir asgari ücret yiyor bu sarayın. Şimdi de sulama birliklerini köylünün elinden almaya çalışıyorlar. Şimdi onların başına atanmış müdürler getirmeye çalışıyorlar. Çiftçinin elinden almaya çalışıyorlar. Başka bir şey daha var;  tarımsal sulama hizmetlerini ticarileştirip başka hangi tosuncukları yaratırız hesabı içindeler. Bu böyle devam ederse yarın da tosuncuklar çiftçilerin sulamasına el atacak" açıklamasında bulundu.