CHP Milletvekili Çam, gazeteciler Dündar ve Gül’ün tutuklanma kararının, basın özgürlüğüne bizzat Cumhurbaşkanı eliyle vurulmuş koca bir darbe olduğunu iddia ederek, "Bir ülkede basın özgür değilse o ülkede özgürlükler tehdit altındadır ve böyle bir yerde demokrasi yoktur." dedi. Musa Çam, sözlerine şöyle devam etti: "AKP iktidarında geçen 13 yıl içinde Türkiye, gazeteciler için bir yarı açık cezaevine dönmüştür ve bu tablo her geçen gün daha da ağırlaşmaktadır. Geldiğimiz noktada saygın gazetecilik örgütleri, tutuklu gazeteci sayısını bile netleştiremez durumdadır. 12 Eylül 1980 darbesi döneminde 31 gazetecinin tutuklu olduğu Türkiye’de, şu an darbe döneminden çok daha vahim bir durum söz konusudur. Dünyanın en büyük gazeteci cezaevi haline düşürülmüş ülkemiz, Sınır Tanımayan Gazeteciler Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 2005’te 98. sıradayken 2012 yılında 148. sıraya gerilemiştir. Bu sene 154. sıraya itilme yolundadır. Son bir ayda 15 televizyon kanalı kapatılmış, iki gazeteye el koyulmuş, bin gazeteci işten kovulmuş ve altı gazeteci tutuklanmıştır.”

'BİR ÜLKE İÇİN KOCA BİR AYIP'

Can Dündar ve Erdem Gül’ün, MİT TIR'larının fotoğraflarının yayımlandığı haberlerinin ardından bizzat Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından hedef haline getirildiğini iddia eden CHP Milletvekili Çam, “Dündar ve Gül, Cumhurbaşkanı’nın suç duyurusuyla yargılanıyor. Bu bir ülke için koca bir ayıp, koca bir utançtır. Yalan haber yaptıkları için değil, devletin halkına söylediği yalanı belgeledikleri için tutuklandılar, yani suçu işleyen değil, suçun yapıldığını belgeleyen yargılanıyor. Tutuklanmayla haberin doğruluğu, yani o TIR'larla insani yardım değil, silah taşındığı resmen ispatlanmıştır. Bütün dünyaya, ‘Biz cihatçılara silah gönderdik.’ diye resmen itiraf ettiler ama zannetmesinler ki bu durum sessizlikle karşılanacaktır. Silivri yeniden bir direnmenin adresi olacak. Gazeteci kardeşlerimizi saray zorbasının elinden kurtarana kadar direneceğiz. Bizim derdimizin özgürlük olduğunu anlayacaklar ve geleceğimizin üzerinden kirli ellerini çekene kadar her dakika, her saat, her gün direneceğiz.” diye konuştu.