CHP İzmir İl Merkezi'nde basın toplantısı düzenleyen Tuncay Özkan, gündemle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Türkiye'nin barışını yitiren ülkeler arasında bulunduğunu, her gün şehit cenazelerinin kalktığını, kardeş kavgasında kardeşlerin toprağa verildiğini belirten Özkan, Dünya Barış Günü'nde barışı geri kazanma için çabalayacaklarına söz verdiklerini söyledi.

CHP'nin yönetmeye ve ülkenin sorunarını çözmeye hazır olduklarını belirten Özkan "Çünkü bugün kurulan hükümet sorun çözemeyecek pek çok sorun yataracaktır. Bu hükümet sandıklara bile sahip çıkamayacaktır. Türkiye'nin Doğu ve Günelydoğu'sundan hergün üç şehit cenazesi geliyor. Sivil hayattan uzak savaş alanları oluşturuluyor. Böyle bir ortamda seçim güvenliğinden sözedilebilir mi? Büyük kentlerde bile güvenlik problemini aşamayan bir AKP iktidarı var. Yanlarına iki üç HDP'li aldılar diye bu sorunlar aşılır hale mi geldi? Güvenlik sorunun kaynağı AKP iktidarıdır. Çünkü barışa ve sevgiye inanmıyorlar. Uçurumdan aşağıya giden iktidar Türkiye'yi peşinden sürüklememelidir. 1 Kasım önemli. Barışı, güvenliği yok eden bu iktidardan Türkiye acil olarak kurtulmalıdır" dedi.

GÖREV VERİLMEDİ

7 Haziran seçimlerinden sonra CHP hükümeti kurmak için görevlendirilmeyerek bugünku boşluğun ortaya çıkarıldığını belirten Özkan, bunun bir yetki gaspı olduğunu, bu nedenle sıkıntıların büyüyeceğin söyledi. Özkan, "Gasp edilen sadece CHP'nin hükümeti kurma görevi değildir. Gasp edilen ülkemizin demokrasisidir, geleneklerimiz, Anayasamız, hukuk sistemimiz ve geleceğimizdir. Bugünkü Bakanlar Kurulu hukuk çiğnenerek, Anayasa ve temaller yok sayılarak kurulmuştur. Halkımız kendi çıkarlarını düşünenlere sandıkta yanıt verecektir. Biz 7 Haziran sonrası yüzde 60'lık blokun hükümet kurması için çabaladık. MHP engellemeleri sonucu etkisiz olunca CHP'nin azınlık hükümeti kurmasını istedik. Görevlendirme yapılmayarak ve MHP'nin de aykırı tutuma nedeniyle bu da oluşturulamadı" dedi.

NE YORGUN NE BİTKİNİZ SEÇİME HAZIRIZ

Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Özkan, İzmir'de 7 Haziran seçim sonuçlarının 1 Kasım'da değişmesini beklediğini, Türkiye konjektüründen olacak etkiyle CHP'nin her iki bölgeden sekizer milletvekili çıkaracağına kesin gözüyle baktığını söyledi. Adayların merkez yoklamasıyla belirlenecek olmasında takdirin partide olduğuna dikkat çeken Özkan, "Genel Başkan ve MYK bu konuda düzenleme yapmaya tam yetkilidir. Demokrasi insanları yormaz. Katılımcılığı arttırır. Kan yenilenmesi sağlanır. Parti içi demokrasiye işleten Türkiye'deki tek partiyiz. Yarış içinde bazı sitemler, eleştiriler olabilir ama bunları büyük kavgalar, sorun gibi görmek yanlış olur. Önseçim veya demokratik yollarla kurulların oluşması Türkiyenin alışması gereken, diktörlerden kurtulması için edinmesi gereken yöntemdir. Türk siyasetini güzel günlere taşıyacak CHP'dir. Ne yorgun ne de bitkiniz seçime hazırız" dedi.

BAŞVURUM İZMİR 1. BÖLGEDİR

Özkan, CHP Genel Merkezi'nin kendisini İzmir yerine başka bir kentten aday göstermesine nasıl bakacağı yönündeki soruya ise "Saygım sonsuz" yanıtı verdi. Ancak, İzmir'le ilgisini vekil olmadan önceden varolduğunu, kentin su sorunuyla ilgili miting bile düzenlediğini dile getiren Özkan, "İzmirle önceden aşk ilişkim var. Türkiye kültürünün aydınlık mirasına gönülden bağlıyım. Nereye gidersem gideyim İzmir aşkımı yanımda götürürüm. Başvurum İzmir 1. bölgedir" dedi. İzmir örgütünde kendisinin istenmediği yönünde bir algı yaratılmaya çalışıldığına inanıp inanmadığını soran bir gazeteciye yanıt veren Özkan, "İzmir'de örgüt ve insanlarla aşkla kucaklaşıyoruz. Aramızdaki aşk kıskançlıklara yol açabilir. Fazla önemsemiyorum. Kıskanan arkadaşları da çok seviyorum" dedi.

KANALTÜRK'Ü GERİ ALMAK İÇİN DAVALAR AÇTIM

Özkan, eskiden sahibi olduğu Kanaltürk televizyonu ve İpek grubuna yönelik yapılan operasyonla ilgili de konuştu. Özkan, kanalı geri almak için, sözleşme iptali ve kanalın iadesi için 36 davaları olduğunu söyledi. Özkan, "Bizden gasp edilerek alınmıştı. Hukuken kanalımızın bize geri verilmesini istiyoruz. Cezaevin'de davalar açtım. Sözleşme hükümlerini yerine getirmediler. Makina ekipmanı ve frekansımıza el koydular. Sözleşme hükümlerine göre bize aittir. Adaletin, hakkın yerine geleceğine benim olanım bana geri verileceğine inanıyorum. Kanaltürk benimdir. Sözleşme gereği yerine getirilecek ve kanal bana geri verileceğine inanıyorum Bugün yapılan operasyonun gerekçelerini bilmiyorum. Bildiğim frekans ve makina ekipmanın bana ait olduğudur. Açtığım davalar mahkemlerde sürüyor" dedi.