Konuşmasında duygusal yoğunluğunu belirten Davutoğlu, "Bundan sonra çalışmalarınızda başarılar diliyorum. Allah'a emanet olun. Hep beraber omuz omuza tarihi yürüyüşü beraber gerçekleştirelim. Bazılarınızı çok uzun süre ailelerinizden uzak tuttuğum için onlardan helallik istediğimi söyleyin. Bütün bunlar yüce bir millet güçlü bir devlet için" dedi.

"BİZLER EMRİNİZDE OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ"


Ahmet Davutoğlu'nu veda konuşması yapmak için kürsüye çağıran Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu, Davutoğlu'na kısa bir uğurlama konuşması yaparak şöyle devam etti:

"Sayın bakanımızdan ayrılmamız zor. Çünkü Sayın bakanımız, bakan olmadan önce de içimizdeydi. Birlikte son derece önemli ve verimli bir mesai yapmıştık sonra liderimiz oldu. Bu 5 yıl içinde bakanlığın gerek fiziki gerek hukuki anlamda daha da ilerlemesine cumhuriyet tarihinde örneği olmayan önemli katkılarda bulundu. Kendisine teşekkür ediyoruz. Teşkilat mensuplarımızın özlük haklarında ciddi iyileştirmeler sağladı. Kendisine minnettarız. Sayın bakanım, sizi çok özleyeceğiz. Sizinle çalışmak, büyük bir şerefti ve keyifti. Birlikte çalışırken her zaman iftihar ettik. Başımız dik oldu. Dünyanın hiçbir yerinde kendimizi diğerlerinden farklı hissetmedik. Türkiye, farklı bir ligde oyandı. Bunlara çok önemi olan katkınız oldu, liderliğini yaptınız. Bundan sonra da yine aynı çizgide bizler emrinizde olmaya devam edeceğiz. Bu tarihi bir sorumluluk. İlk defa Dışişleri Bakanlığı'ndan bir bakanımızı başkanlığa uğurluyoruz. Bu da bizim için büyük bir gurur kaynağı. Herkesten daha fazla hayatımda gördüğüm bir insanı kaybediyor olmaktan dolayı da çok üzgünüm. Emrinizdeyiz, yolunuz açık olsun."

"24 SAAT YETMİYORSA 25. SAATİ BULUP GELECEKSİNİZ"

Davutoğlu, konuşmasında "Bu bir son değil" derken, şöyle devam etti:

"Öyle anlar vardır ki duygusal yoğunluğu derindir ve ifade etmek istediğiniz hususları ifade ederken zorlanırız. Böyle bir anı yaşıyoruz. Biraz önce her birinizle tek tek kucaklaştık, tek tek vedalaştık. 1 Mayıs 2009'u hatırlıyorum. O zaman göreve başladığımda bize mazeretle gelmeyeceksiniz, 24 saat yetmiyorsa 25. saati bulup geleceksiniz demiştim. Bir kez daha hariciye kadromuzla gurur duyuyorum. Bu 5 yıl içinde hiçbir arkadaş mazeretle gelmedi. Yoğun bir tempoda çalıştık. Her şeyden önce şunu ifade etmek isterim. Bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı için onur duyulacak en büyük görevlerden birisi Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı olmaktır. Bu aziz milleti dünyanın her yerinde temsil etmektir. Bu büyük bir onur. Bu onuru sizlerle birlikte yaşamaktan mutluluk duyuyorum. Güzel bir başlangıç yapmıştık. Hep güzel bir son olsun istiyorduk. Bu bir son değil ama bu görevin sonu anlamına geliyorsa bugün her kucaklaştığım, selam verdiğim arkadaşım hangi kademede olursa olsun aynı onuru yüzlerinde görmek beni çok mutlu etti.

"ÖZGÜVENİMİZİ HER HALÜKARDA SÜRDÜRECEĞİZ"

Görevi süresince yaptıklarını anlatan Davutoğlu, Türkiye Cumhuriyeti'nde Dışişleri Bakanlığı mensubu olmanın bir ayrıcalık,  onurdur ve ağır bir sorumluluk olduğunu vurgularken şöyle devam etti:

"Bu yıllar içinde Türkiye, dış politikada çok ciddi paradigmatik değişimler yaşadı. 12 yıllık Ak Parti iktidarı döneminde inşaa edilen dış politika temelde her bir diplomatımıza güçlü bir özgüven aşılamayı, ülkemizin temsili yanında bu özgüvenle hamleler yapmayı ve her bir dış politika konusunda bir Türkiye görüşünü dünya gündemine getirilmesi vardı. Bugün artık sadece çevre ülkelerle ilgilenen komşularıyla olan sıkıntılarını tartışan bir Türkiye yok. Bugün hem kendi yakın komşularıyla ilgilenen hem Avrupa Birliği Projesi'ni başarıya ulaştırmaya çalışan dünyanın her bir köşesinde ciddi bir temsil görevi yürüten insanlığı ilgilendiren bütün konularda bir Türk görüşü vardı. 1 Mayıs 2009'da yaptığım konuşmada ben hiçbir toplantıda hiçbir forumda hiçbir müzakerede pasif bir diplomat görmek istemiyorum demiştim. Her konuda kendi görüşümüz olacak kendi görüşümüzü sonuna kadar savunacağız diye ifade etmiştim. Başkalarının görüşlerinin oluşmasını bekleyip ondan sonra pozisyon almaktansa önce biz görüşümüzü ortaya koyup başkalarının bizim görüşlerimizden etkilenmesini sağlamakla yükümlüyüz demiştim. Şimdi gururla söylüyorum. 5 yıl içinde birçok platformda diğer ülke temsilcileri dönüp Türk diplomatlarına acaba Türkiye ne düşünüyor diye baktıklarını biliyorum. Bu miras devam edecek. Özgüvenimizi her halükarda sürdüreceğiz."

"ŞİMDİ ARTIK KOŞMA VAKTİ"

Çalışma arkadaşlarına asli görevlerinin bundan sonra da barış ve istikrarı oluşturacak diplomatik açılımları gerçekleştirmek olduğunu söyleyen Davutoğlu, Cumhuriyet tarihindeki ilk kapsamlı Dışişleri Bakanlığı Teşkilat Yasası'nı çıkardıklarını belirterek şöyle devam etti:

"Orada diplomatlarımızın kulvarlarını etkileyen değişimler yaptık. Temsil kabiliyetimizi geliştirebilmek açısından büyük bir hamle başlattık. Bugün mesleki anlamda kurumsal anlamda çok daha güçlü bir Dışileri Bakanlığı var. Tarihin bu kritik eşiğinde çevremizde en az 7-8 ülke idare edilemez konumda görünüp ciddi krizlerle boğuşurken Türkiye Cumhuriyeti'nin istikrarlı bir şekilde yoluna devam etmesi için çevremizde bir barış ve istikrar kuşağı oluşturmak bizim için bir sorumluluktur. Her birinizin bundan sonraki en asli görevi bu barış ve istikrarı oluşturacak diplomatik açılımları gerçekleştirmek ve nerede olursa olsun barışın ve istikrarın sözcüsü olmak. Avrupa Birliği hedefimizin nihai olarak gerçekleşmesi için AB müzakereleri Avrupa Birliği Bakanlığımızla birlikte derinleştirmek, hızlandırmak. Şimdi artık koşma vakti. Bu açıdan ben hepinize güveniyorum."

Çalışma arkadaşlarına özellikle de kadın çalışanlarına seslenen, kendilerinden ve ailelerinden helallik isteyen Ahmet Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Diplomat arkadaşların eşlerinden ailelerinden özür diliyorum. Bu yoğun dönemde ne kadar aile hayatınızdan uzak bıraktık sizleri bilemiyorum ama hala zihnimde hep hatıra olarak kalacak olan ve gurur duyduğum anlar vardır. Mesela bir gece yarısı acaba hangi daire hala çalışıyor diye dairelere ani bir ziyaret gerçekleştirmiştim ve orada fedakarhane çalışan arkadaşlarımızı gördüğümde gözüm dolmuştu. O kadar çok gece yarılarına sabahlara kadar süren telefon görüşmeleri oldu ki seyahat etmeseler evlerinde otursalar bile onları uyutmadık. Her birine teşekkür ediyorum. Neredeyse uçağı ev edindik. Türkiye rekorları kırdığımız oldu. İlk defa bir Türk uçağı geçtiğimiz aylarda Ankara'dan Kazakistan'a Japonya'ya oradan Alaska'ya Alaska'dan Meksika'ya Meksika'dan Dominik Cumhuriyeti'ne Haiti'ye New York'a oradan irlanda'ya oradan Ankara'ya geldi. Bu bir Türk uçağının bütün dünyayı dolaşmış olmasının Alaska üzerinden turu tamamlamış olmasının ilk örneği dedi pilotlarımız. Hanım arkadaşlarımızın bu çalışmada gösterdikleri fedakarlıkları hiçbir zaman unutmayacağım. Hem anneliği hem diplomatlığı yürüten o kadar çok hanım meslektaşımız vardı onların bu gayretlerini hiçbir zaman unutmayacağız. Bundan sonra çalışmalarınızda başarılar diliyorum. Allah'a emanet olun. Hep beraber omuz omuza tarihi yürüyüşü beraber gerçekleştirelim. Bazılarınızı çok uzun süre ailelerinizden uzak tuttuğum için onlardan helallik istediğimi söyleyin. Bütün bunlar yüce bir millet güçlü bir devlet için."